21 Nisan 2025 Pazartesi

‘Yenidoğan Çetesi’ davasının 4. duruşma

Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen ve yeni doğmuş bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yönlendirerek hem ölümlere sebep oldukları hem de haksız kazanç sağladıkları iddia edilen sanıkların yargılandığı davada 4. duruşma süreci başladı.

 

DAVA BAKIRKÖY ADLİYESİNDE 

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, aralarında doktorların ve hastane yöneticilerinin de bulunduğu 58 sanıktan 30’u tutuklu olarak yargılanıyor. Duruşma, saat 10.15’te kimlik tespitiyle başladı.

BEBEK ÖLÜMLERİ VE HAKSIZ KAZANÇ

İddianameye göre sanıklar, doğum sonrası sağlık durumu kritik olmayan bebekleri bile özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevk ederek uzun süreli ve gereksiz tedavi uyguladı. Bu süreçte bazı bebeklerin hayatını kaybettiği, ailelerin ise yüksek faturalarla karşı karşıya kaldığı iddia ediliyor.

‘FIRAT SARI NE DERSE ONU YAPARDIM’

Tutuklu sanık, Senanur Ünlü savunmasında “Ben sadece 10 ay hastanede çalıştım. Fırat Sarı bana ne derse ben onu yapardım. Tbbi sekreter olarak çalışmam. Benim tek görevim yenidoğanda ultrason, röntgen gibi belgeleri sisteme işlemekti. Epikriz belgesi hakkında zaten tıbbi bir bilgim yok. Yaptığım tek şey sonuçları sisteme yüklemek. Ben doğum iznine çıkmıştım. O sırada Hasan Basri Gök, yeni gelen ‘Asistan işleri yetiştiremedi bize yardım eder misin’ dedi. Ben de zaten kontrol için hastaneye gitmiştim o sırada belgeleri sisteme yükledim. Ardından Fırat Sarı benden IBAN istedi. Bana Fırat Sarı’nın gönderdiği para 1 günlük mesai parasıdır. Hesap hareketimdeki para bununla ilişkilidir” dedi.

‘SUÇSUZUM’

Savunmasını yapan tutuklu sanık hemşire Aslı Alemdağ “Yenidoğan yoğun bakımda çalıştım. Ben sadece doktorların söyledikleri hastaların girişlerini yapıyordum. Hangi birim aranacaksa onu arıyordum. Tüm maaşımı hastaneden alıyordum. Epikrizi düzenleyen ve yazan ben değilim. Ben sadece sisteme yüklüyordum. Maille epikriz geliyordu ve ben de kopyalayıp sisteme yüklüyordum. Epikrizleri Hasan Basri yolluyordu. Bu nedenle epikrizlerle ilgili Fırat Sarı ile hiç görüşmedim. Suçsuzum.” dedi.

‘HASAN BASRİ GÖK BANA MAİL ATARDI’

Diğer yandan Bakırköy Adalet Sarayı’nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya saat 14.00 sıralarında ara verildi.1 saatlik aranın ardından duruşma saat 15.00 sıralarında yeniden başladı. Aranın ardından savunmasını yapan tutuklu sanık Özlem Polat, hakkındaki suçlamalarla ilgili “Burası benim ilk iş yerimdi tecrübesizdim. Bana ne derlerse onu yaptım. Bir şeyleri sorgulama yetkim yoktu. SGK raporlamasını ben yapmıyordum hastanede onunla ilgili farklı bir birim vardı. Benim tek görevim gerekli belgeleri sisteme işlemekti. Epikriz raporu yazmam gibi bir yetkim yoktu tıbbi bir bilgim de yoktu zaten. Hasan Basri Gök yazar bana mail atar ben de sisteme işlerdim” dedi.

Silivri Kolan Hastanesi mesul müdürü ve Başhekimi tutuklu sanık Bener Mansuroğlu ise savunmasında hakkındaki suçlamaları reddederek “Bana isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum. Ben işe başlamadan 3 ay öncesinde Fırat Sarı işe başlamış. Hastane sahibi ortağı olmamama rağmen suçlanıyorum. Benim işe alımlarda yetkim olmaz. İşe alım süreçleriyle ilgili benim bilgim yoktur. Ben normal maaşlı çalışanım. Fırat Sarı’nın da çalışma izni resmiydi. Yaşanan olaylarla ilgili haberim de yok bilgim de.” dedi.

‘HASTANE USULÜ BÖYLE’

Tutuklu sanık Müberra Palabıyık savunmasında, “İlk hastane şimdi orada tıbbi sekreter olarak 4 sene boyunca çalıştım ama sadece 1 senesinde Fırat Sarı ile çalıştım. Bebeklerin topuk kanlarını deftere kaydederdim. Yazı işlerine götürürdüm. Gün içinde de gelen giden hasta kayıtlarını tutardım. Bebeklere ait tüm evrakları doldururdum. Hastayla hiçbir ilişkim yoktu. Taburcu olduktan sonra dosya kontrolü yapardım. Epikriz yazmadım mail olarak gelirdi bana. Ben sadece ay sonunda dönem kapatma için medikal muhasebeye ‘Dosya tamam faturalandırma yapabiliriz’ derdim. Bunu da Fırat Hoca’nın yetkisiyle yapıyordum. Fırat Hoca ‘Tamam faturalandırma işlemi yapabilirsiniz’ derdi ben de içeriye bunu iletirdim. Ben sadece aracı bir konumdaydım. Tıbbi anlamda ne doktor ne de hemşire bilgisine sahibim. Sadece bana verilen evrak görevlerini yapıyordum” dedi. Fırat Sarı ile arasında para giriş çıkışına dair konuşan Palabıyık ” 4000 lira kadar bir para girişi oldu o da Fırat Sarı ‘Bu parayı size veriyorum çünkü hastane usulü böyle onlar bana veriyor ben de sizlere dağıtıyorum’ dedi. Bu parayı da toplu olarak değil parça parça aldım. Ben ilk başta istemedim Fırat Hoca da bana ‘Hayır herkese veriyorum sen de alacaksın bu sizin hakkınız’ dedi. Bir örgüt üyesi olduğum için almadım ben bu parayı. Ben emeğimi satmadım, helal para kazandım suçsuzum” dedi.

Kaynak: DHA

İlgili Haberler