KADIKÖY’DE ÇOCUKLAR HEM EĞLENİYOR, HEM HAKLARINI ÖĞRENİYOR
ÇAMBÜKÜ’NDE OSB İNŞAATI İÇİN CEVİZ AĞAÇLARI KESİLDİ, KÖYLÜLER DURUMA REAKSİYON GÖSTERDİ
GENÇAĞA KARAFAZLI
Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü köyünde bugün iş makineleri köy girişine yakın bir alanda çalışma yaptı ve bölgedeki ceviz ağaçları kesildi. Bu durum, bölgede yapılacak organize sanayi bölgesine (OSB) karşı çıkanlar Çambükü halkının reaksiyonunu çekti. Kesilen ceviz ağaçlarının bir gaziye ilişkin olduğunu söyleyen bir bayan, “Daha nasıl güvenelim ki biz bu devlete, askere. Artık bunu gaziye de yapıyorsalar bize epey hayli yaparlar. Nefesim yetmiyor, daha da bir şey diyemiyorum. Utanmazlar. Hiç utanmıyorlar” dedi.
Taşova’ya bağlı Çambükü’nde köylülerin mera alanına yapılacak organize sanayi bölgesine karşı başlattıkları direniş 53 günden beri devam ediyor.
Köy halkı dün kesilen ceviz ağaçlarının yerine fidan dikmiş, direnişçi bayanlarla jandarma ortasında gerginlik yaşanmıştı. Metin Dönmez isimli yurttaş gözaltına alınmış ve akşam saatlerinde özgür bırakılmıştı.
Bu sabah da iş makinelerinin Çambükü köyü girişine yakın alanda çalışma yapması ve ceviz ağaçlarını kesmesi, köy halkının yansısına neden oldu. Çambükü halkı, köy girişine toplanarak çalışmalara reaksiyon gösterdi.
“DAHA NASIL GÜVENELİM Kİ BİZ BU DEVLETE, ASKERE”
Mera alanlarının zorla ellerinden alındığını lisana getiren bir bayan, şunları söyledi:
“Bu köylüyü bu kadar üzdüler, Allah da onları üzsün inşallah. Torunlarımızın tabanında meyve yiyeceği ağaçları, cevizleri, hepsini yıktılar. Bu devlete askerlik yapıp gazi olan çocuk, bugün zincir elinde, toprağın içinden ağaçlarını çıkartmaya çalışıyor. Motamot bunlar üzere dağlarda askerdi. Teröristlerin mayınlarına bastı da o çocuk gazi oldu. Artık o çocuk, zincir elinde, zorla toprağın içinden babasının diktiği 40 yıllık ceviz ağaçlarını toplamaya gitti. Yazık günah değil mi bize? ‘Gömmeyin o ağaçları’ dedik. Yalvardık kumandana, ‘Bir yere yıkın’ diye ‘Ya da kendi kessin’ dedik. Niçin gitti de onları toprağa döktüler, yazık günah değil mi? Daha nasıl güvenelim ki biz bu devlete, askere. Artık bunu gaziye de yapıyorsalar bize oldukça hayli yaparlar. Nefesim yetmiyor, daha da bir şey diyemiyorum. Utanmazlar. Hiç utanmıyorlar. O buradan topal bacağıyla zincir elinde odun çekmeye giderken bu askerler görsün, selam dursunlar selam, o çocuk gazi. Temelden, gidip teröristin içinde gazi oldu o çocuk. Hem de bir hafta kala. Biz, onu davul zurnayla karşılayacakken ağlaya ağlaya karşıladık. Güle güle yolladık, iki tane değnekle karşıladık o köyün başında. Utanmadılar mı? Onun babasının içi, ciğeri yandı. O cevizleri nasıl yıktınız? O, odunları nasıl götürsün oradan artık.”
Askerle konuştuklarını aktaran bir öbür bayan yurttaş da “‘Bak yavrum’ dedim, ‘bayanları rahat rahat üst çıkartacağım’. Köprünün başına geldim, biri geldi bana bağırdı. ‘Ben bir şey yapmadım’ dedim, ‘ben askerine mi saldırdım, ne yaptım?’ Beni itti kaktı. Sen, bana bir bayan olarak elini uzatamazsın. Bana evladım bile uzatamaz elini” dedi.
“DALGA GEÇİYORLAR BİZLE”
Bir öbür bayan yurttaş da şunları söyledi:
“Irmak kenarında gezerken askerin biri bağırıyor, ‘Aşağıda gezme orada, yetkili geldi yukarıya’ diyor. Dalga geçiyorlar bizle. Biz, dalga geçilecek iş yapmıyoruz. Yalnızca toprağımızı koruyoruz. Konutumuz şurada, konutumuz bir adım ileride. Böyle mi yapılacaktı bu organize sanayi? Biz, organizeye karşı değiliz, yerine karşıyız. Biz ne yiyeceğiz?
“BEN, 1956 DOĞUMLUYUM, 20 GÜNDÜR TOPRAĞIN ÜSTÜNDE OTURUYORUM”
Başka bir bayan yurttaş, “Anlasınlar anlamasınlar, kendileri bilir. Kendileri nereye kadar giderse oraya kadar gitsin, biz onlara bir şey demiyoruz. Lakin buraya kim sebep olduysa, bu toprağa kim sebep olduysa Allah onu bildiğinden de kötü yapsın. Biz böyle istiyoruz. Yoksa ben ne yapacağım? Bizi bu kadar üzdüler. Ben, 1956 doğumluyum, 20 gündür toprağın üstünde oturuyorum. Yazıklar olsun bu insanlığa” diye konuştu.
Çambükü halkı, köy girişinde inşaat çalışmalarını sürdüren iş makinelerinin köy hududuna daha fazla yaklaşmaması için alanda bekleyişlerini sürdürüyor.
