27 Nisan 2025 Pazar

Bakan Memişoğlu: Sağlık turizminde gelir hedefimiz 20 milyar dolar

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Bugün Türkiye’de insan gücü olarak da altyapı olarak da dünyanın en iyi sağlık hizmetlerinden birisi sunuluyor. Bu bize yetmez. Bugün 3 milyar dolar yıllık sağlık turizmi gelirimiz var. Bizim hedefimiz dört yıl içerisinde bunu 20 milyar dolara çıkartmak. Bunu rahatlıkla çıkarabiliriz” dedi.

Edirne’de düzenlenen Balkan Ülkeleri Sağlık-İş Forumu’, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, 12 Balkan ülkesinden sağlık bakanlarının katılımıyla başladı. Açılışta konuşan Bakan Memişoğlu, Türkiye olarak Balkan devlet ve toplumlarının tamamı ile çok yönlü, uzun soluklu ve samimi ilişkiler yürüttüklerini söyledi. Siyasi ilişkilerde istikrarın korunmasına öncelik verdiklerini, sağlık, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ilişkileri her geçen gün geliştirdiklerini söyleyen Bakan Memişoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeli ile ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’ programımızı duyurduk ve bu programımızı adım adım hayata geçiriyoruz. ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nı vatandaşlarımız için bir sağlık vizyonu olarak gördüğümüz gibi, bölgemiz ve tüm dünya açısından da Türkiye’nin bir sağlık hub’ı olarak konumlanması noktasında önemli bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Bu çerçevede Sağlık Bakanlığı olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz önemli konulardan birisini de ülkemizi sağlık turizmi alanında bir marka haline gelmesi olarak görüyoruz” diye konuştu.

‘SAĞLIK ALANINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR NOKTADAYIZ’

Memişoğlu, “Bugün Türkiye olarak sağlık tesis alt yapılarımızın kapasitesi, sağlık sistemimizin erişilebilirliği, hekimlerimizin yetkinlik, tecrübe ve birikimi sayesinde sağlık alanında çok önemli bir noktada bulunuyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde inşa ettiğimiz bu Türkiye’de yurt dışından çok sayıda yabancı hasta, Avrupa’dan, Amerika’dan Orta Doğu’dan ve Asya’dan Türkiye’ye gelip sağlık hizmetini Türkiye’de alıyorlar. Yurt dışında gurbetçi olarak bulunan vatandaşlarımız da sağlık sorunlarının çözümü için izin dönemlerini bekleyip, Türkiye’de tedavi olmayı tercih ediyorlar. Öyle ki; ‘HealthTürkiye’ markasıyla yürüttüğümüz sağlık turizmi faaliyetleri ile önceki yıllarda 3 milyar dolarlık gelir seviyesine ulaştık. Elbette bu seviyeyi yeterli görmediğimizi daha önce de ifade etmiştim. Bu bakış açısıyla hızla harekete geçtik; bu alanda daha etkin olabilmek için tüm sektörü kapsayacak ve sağlık turizminin koordinasyonunu sağlayacak şekilde bakanlığımızın bünyesindeki Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.’yi yeniden yapılandırıyoruz. Türkiye’de sağlık sektöründeki tüm paydaşlarımızı, kısa adı USHAŞ olan kuruluşumuz aracılığıyla uluslararası alanda tanıtıyoruz ve kamu-özel tüm sağlık tesislerimizin sundukları hizmet kalitesini en üst seviyeye çıkarıyoruz. Özellikle sağlıklı yaşam, geriatri, termal turizmi gibi alanlarda atmakta olduğumuz yeni adımlarla birlikte inşallah önümüzdeki dört yılın sonunda yıllık 20 milyar dolarlık bir gelir hedefliyoruz. Bu noktada paydaşlarımızla da görüşerek önemli bir reforma çalışmasına da imza atmış bulunuyoruz. Bugün Resmi Gazete’de yeni yayımlanan yönetmeliğimiz, sağlık turizmi alanında ne kadar iddialı olduğumuzun açık bir kanıtıdır” dedi.

‘HEALTH TÜRKİYE’ MARKASINA GÜVENEN KİMSEYİ GÜVENCESİZ BIRAKMIYORUZ’

Bakan Memişoğlu, yeni düzenlemeler yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: “Yeni yaptığımız düzenleme ile sağlık turizmi alanında erişilebilirlik, kurumsallaşma, kalite, denetim, rehberlik, geri bildirim, hasta dostu yaklaşım, olası komplikasyonlara karşı en üst seviyede sorumlu bir vizyonu ön plana çıkartıyoruz. Bundan böyle Türkiye’de sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren tüm sağlık tesisleri ve aracı kuruluşlar, Sağlık Bakanlığımızın en önemli platformlarından HealthTürkiye portalı ile entegre çalışacak. İddialı bir yaklaşım içerisindeyiz. Sağlık turizmi kapsamında sunulan tüm hizmetler HealthTürkiye portalı üzerinden takip edilebilecek; yurt dışından gelen hastalarımız aldıkları sağlık hizmetini bu portal üzerinden görüntüleyebilecek. Sağlık tesislerinde sağlık turizmi kapsamında ameliyathane ortamında yapılacak tüm cerrahi işlemler için komplikasyon sigortası yaptırılmasını zorunlu tutuyoruz. Çünkü sağlık hizmeti almak için ‘Health Türkiye’ markasına güvenen kimseyi güvencesiz bırakmıyoruz. Her alanda olduğu gibi iletişim sağlık turizmi noktasında önemli bir rol oynuyor. Sağlık tesisi ve aracı kuruluşlardan hizmet alan her sağlık turisti için bir sorumlu personel belirliyoruz ve sunulan hizmetin takibini bu şekilde yapıyoruz. Sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren tüm aracı kuruluşları ve bu kapsamda sunulan hizmetlerin takibi USHAŞ aracılığıyla titiz bir şekilde takip ediyoruz. Yine sağlık tesislerimizin, TÜSKA tarafından oluşturulan uluslararası geçerliliğe sahip akreditasyon ve sertifikalara sahip olması noktasında büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Tüm sağlık tesisi ve aracı kuruluşları, hasta şikayet oranları ve memnuniyet anketleri ile değerlendirmeye tabi tutuyoruz. Bu anlamda Türkiye’de sağlık hizmeti alan misafirlerimizin görüşlerine büyük önem veriyoruz. Elbette bu yeni düzenlemelerimizin hayata geçmesi noktasında titiz bir yaklaşım içerisinde olacağız. Bu vesile ile bu güzel organizasyonun hazırlanmasında emeği geçen arkadaşlara teşekkürlerimi ifade ediyorum.” Edirne Valisi Yunus Sezer de Edirne ve Trakya bölgesinin sağlık yolculuğunun yalnızca bir durağı değil, kaynağı olduğunu belirterek, “Edirne ve Trakya bölgemiz geçmişte olduğu gibi bugün de her alanda bölgesel bir merkez olma misyonu taşımaktadır” dedi.

‘SAĞLIK TURİZMİNDE SENELİK 3 MİLYAR DOLAR GELİRİ VAR’

Bakan Kemal Memişoğlu, konuşmasının ardından stantları gezip, incelemelerde bulundu. Bakan daha sonra Edirne Valisi Yunus Sezer ve USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Türkiye’nin sağlık turizminde son 10 senede çok yol katettiğini belirten Memişoğlu, “Şu anda Türkiye’nin senelik 3 milyar dolarlık bir sağlık turizmi geliri var. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde sağlıkta büyük bir gelişim süreci yaşadık son 22 senede. Hem sağlık insan gücümüz hem sağlık altyapımız ve ulaşılabilirlik, yapılabilirlikte sağlıkla ilgili tüm işlemleri yapabilir bir Türkiye’deyiz. Böyle olunca etrafımızda veya uzak yerlerdeki Avrupası’ndan, Amerika’sına, Asya’sına, Uzak Doğu’suna kadar bütün insanlar Türkiye’deki bu iyi sağlık hizmetlerinden, altyapısı kuvvetli, insan gücü kaliteli ve bilgili olan sağlık hizmetlerinden faydalanmak istiyorlar. Türkiye’miz sağlıkla ilgil işu anda büyük bir çekim merkezi. Bunu daha iyi geliştirebilmek, daha çok yapabilmek için dört yıl içerisinde hedefimiz 20 milyar dolara ulaşmak için çeşitli faaliyetler yapıyoruz” dedi.

‘DEPREM NEDENİYLE HASTANELERDE 32 YARALI VAR’

İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen depreme değinen Memişoğlu, “Şu anda hastanelerimizde depremin direkt etkisiyle herhangi bir yaralanmamız yok. Deprem esnasında veya sonrasında korku ve panikle kaçmaya veya uzaklaşmaya çalışan vatandaşlarımızın yaralanmaları oldu. Şu anda hastanelerimizde 32 yaralımız var. Bunların 28’i İstanbul’da, diğerleri diğer şehirlerimizde. Durumları iyi, hayati tehlikeleri yok. Özellikle ortopedik dediğimiz travmaya bağlı yaralanmalar var. Ama İstanbul depremi hepimizin gerçeği maalesef. Bugün baktığınız zaman 6 Şubat çok acı bir tecrübe bizim için ama Hatay’a, Maraş’a gittiğiniz zaman, Adıyaman’a gittiğiniz zaman sadece biz değil, dünyanın herhangi bir yerinden bir ziyaretçi geldiği zaman bugün deprem bölgesinde şaşkınlık içerisinde kalıyorlar. Çünkü bütün binaları yenilenmiş neredeyse, altyapısıyla, hastaneleri ki şu anda sağlık hizmetleri deprem öncesinden daha iyi, altyapı olarak da yatak kapasitesi olarak daha da geliştireceğiz. Ama çok acı bir şey var; 52 bin canı geri getiremeyeceğiz. Onun için bizler deprem öncesinde, hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu hazırlık binasal, fizikselin yanında en önemlisi düşünce hazırlığı içerisinde ve nasıl hareket edeceğimizi, ne yapmamız gerektiğinin bilinciyle hazırlıklı olmamız lazım. Eğer çürük bir binada oturuyorsak veya çürük bir bina yapıyorsak, bu bizim kabahatimiz olur. Deprem öldürmez, bina öldürür diyoruz. Onun için insanlarımızın düşünce tarzını veya hazırlığını depreme göre yapması gerekiyor” dedi.

‘BİR PLANLAMA VE HAZIRLIK İÇERİSİNDEYİZ’

Bakan Memişoğlu, deprem esnasında nasıl hareket edileceğini ezbere bilinmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bir sağlık sisteminde, hazırlığımızı sıfırıncı saniyede otomatik olarak nasıl hareket etmemiz gerektiğinde yapıyoruz. Mesela bu depremde 6.2 olduğu zaman İstanbul’daki ambulanslarımız hiçbir talimat vermeden otomatik olarak sahaya çıktılar. Helikopterlerimiz hiç kimseden talimat almadan sıfırıncı saniyede havalandı. Hastanelerimizi bölgesel olarak Türkiye’deki diğer hastanelerle eşleştirmiş durumdayız. Aynı zamanda aile hekimlikleri, eczaneleri dahi hangi eczane nereye ne zaman gelecek, nasıl gelecek, hangi yolla gelecek onu planlamış durumdayız. Aynı zamanda büyük hastanelerimizi deprem esnasında 12 saat kendi kendine yetebilecek bir planlama ve hazırlık içerisindeyiz. Bugün bir tatbikatımız var mesela, çok önceden planlanmış. O tatbikatta İstanbul haricinde 16 il şu anda oradaki doktor arkadaşlarımız, yönetici arkadaşlarımız bu hastanelere gelerek deprem esnasında hangi yolla nereye geleceklerini bilmesi için insanlara öğretmeye başlıyoruz. Herkesin bu hazırlığı yapması gerekiyor. Her bir vatandaşımızın yapması gerekiyor. Çünkü can değerli, geri gelmiyor ve bunu ‘bana bir şey olmaz’ değil, kendi canımızı kurtaracak şekilde deprem esnasında hareket ederizi, nasıl yapılar yaparızı hep beraber düşünmemiz lazım. Sonuçta bu yıkılan çürük yapıları da insanoğlu yapıyor, vatandaşlarımızın bu konuda daha hazırlıklı olmasını tavsiye ediyoruz. Çünkü 6.2’de bir can kaybımız yok hamdolsun, çökme veya yıkıma bağlı bir yaralanmamız yok ama bu bize bir uyarıdır, bu İstanbul’a bir uyarıdır. Olacak, olmayacak şeklinde bilim insanları tartışıyorlar ama sonuçta ne olursa olsun hazır olmamız gerekiyor. Bu bugün de olabilir, belki 30 sene sonra olabilir ama bizim her anımızın hazır olması gerekiyor. Onun için vatandaşlarımızın her birine, yöneticilerimizin her birine, kurumlarımızın her birine görev düşüyor. Birlikte hareket edip, ayrıştırıcı olmadan, siyasi tarafını karıştırmadan depreme hepimizin hazır olması gerekiyor.”

‘HATAY EN AZ İSTANBUL KADAR İDDİALI’

“Çok net söylüyorum; bugün Türkiye’de insan gücü olarak da altyapı olarak da dünyanın en iyi sağlık hizmetlerinden birisi sunuluyor” diyen Memişoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu bize yetmez. Bugün 3 milyar dolar yıllık sağlık turizmi gelirimiz var. Bizim hedefimiz dört yıl içerisinde bunu 20 milyar dolara çıkartmak. Bunu rahatlıkla çıkarabiliriz. Yeter ki birlikte hareket edelim ve insanlarımızın ne kadar iyi sağlık hizmetini, hekimlerimizin sağlık hizmetini insanlara tanıtalım. Bugün baktığınız zaman bazı ülkelerdeki bazıları onlara sağlık çölü diyor artık çok gelişmiş olsalar da çok iyi sağlık hizmetleri veremiyorlar. Ama bizim hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız, altyapımız şu anda dünyanın en iyi, en yetenekli insanlarıyla iyi hizmet veriyoruz. Sadece İstanbul değil, bugün Edirne en az İstanbul kadar iddialı, Antalya en az İstanbul kadar iddialı, Nevşehir, Diyarbakır, Rize, Trabzon, Iğdır, Van, Şırnak, Hatay en az İstanbul kadar iddialı. Bizim her yerde, Türkiye’nin her yerinde sağlık hizmetini en iyi şekilde sunan altyapımız ve insan gücümüz var. Onun için bu bizim için sağlık turizmini lokomotif sektörlerden bir tanesi olarak görüyoruz. Onun için hepsinin binaları da yeni, altyapısı da yeni, insan gücü de iyi. Kamu hastaneleri de özel sektör de vakıf hastaneleri de devlet üniversiteleri de tıp merkezlerimiz de hepsi sağlık turizminin içerisinde olacak. Şu anda aile hekimlikleriyle ilgili bir çalışma yaptık biliyorsunuz. İnsanları hastalandığı zaman aile hekimine gidip orada da tedavi edilebilir hale geliyor. Onun için sağlığı bir bütün olarak, entegre olarak görüyoruz. Sağlık bakanı olarak hepsinin sağlık bakanıyım. Sağlık hizmetini nasıl iyi vereceğimizi, nasıl kaliteli vereceğimizin derdine düşmüş durumdayız. Onun için ona çalışıyoruz. Kamu hastanelerinde de özel üniversitelerde de devlet üniversitelerinde de sağlık bir bütündür diyoruz, hepsine aynı gözle bakıyoruz. Burada daha kalitelisini vermek için de özellikle TUSKA dediğimiz kalite akreditasyonunu ön plana çıkarmaya başladık. Bunu sağlık turizminde de aracı kuruluşlarda da hastanelerimizde de yapacağız. Çünkü sonuçta bir kalite standardı olduğu zaman, bu belge olduğu zaman güvenilir standartta bir sağlık hizmeti sunduğunuzun ispati olmuş olacak. Aynı zamanda USHAŞ’ı bunun da devletin güvencesinde, korumasında ve kontrolünde olan, özellikle sağlık turizmiyle ilgili koordinasyonunda olan bir yapı olarak planlamış ve ona göre çalışıyoruz.”

Kaynak: DHA

İlgili Haberler