Hileli Yöntemlerle Yasağı Delen İsrail, Türkiye’den İthalat Yasağından Vazgeçti
Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) Açıkladı: Türkiye’nin En Az %92’si Kirli Hava Soluyor!
Her yıl düzenli olarak Türkiye’deki hava kalitesi ve hava kirliliğinin insan sağlığına etkilerini inceleyen Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) Kara Rapor’a göre Türkiye’nin en az %92’si kirli hava solumaya devam ediyor. Peki en kirli havayı soluyan il hangisi?
Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) 2016 yılından bu yana düzenli olarak hazırladığı Türkiye’deki hava kalitesi ve hava kirliliğinin insan sağlığına etkilerini inceleyen Kara Rapor’un yenisi yayınlandı. Hava kirliliğinin pek çok nedeninin kömür, petrol ve doğal gazın yakılmasının fosil yakıtlara bağımlılığın olduğunun öne sürüldüğü raporda ilk kez meme kanseri ve hava kirliliği arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor. 2016 yılından beri Türkiye genelinde, yıl bazında hava kalitesi verilerini, mevzuat, politika ve uygulamalarını inceleyen THHP, Kara Rapor’un altıncısında da hava kirliliğiyle ilgili sorunları ortaya koyup somut çözüm önerileri getiriyor.
İZMİR’İN HAVA KALİTESİ ALARMDA
Kara Rapor’a göre hava kirliliğine yol açan partikül maddeler PM10 ve kanserojen PM2,5, üç büyük şehir İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenli ve yeterli ölçülmüyor. Ulaşılabilen kısıtlı resmi verilere göre İstanbullular 2022 yılı boyunca ortalama 38,41 μg/m3 yani Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kılavuz değerinin iki buçuk katı PM10 kirliliğine maruz kaldı. Kansorejen partikül madde PM2,5 ise yeterince ölçülmedi. Ankara’da 2022 yılı PM10 yıllık ortalaması 39,25 μg/m3, İzmir’de ise 45,18 μg/m3’tü. İzmirliler yıl boyu ulusal mevzuatın koyduğu sınır değerin üstünde kirli hava soluyor. Ankara ve İstanbul ise bu limitin sınırında.
HAVA KİRLİLİĞİ MEME KANSERİNİ TETİKLİYOR
Kara Rapor 2024’ün verilerine göre bir diğer konu da hava kirliliğiyle meme kanseri arasında ilişki. Dünyada meme kanseriyle hava kirliliği arasındaki ilişkiye işaret eden bilimsel araştırmaların sayısının giderek arttığına dikkat çeken raporun yazarlarından halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Gamze Varol şunları kaydetti:“P10 ve PM2,5 ile birlikte hava kirliliğinin önemli bir bileşeni olan NO2’deki (azot dioksit) her 10 μg/m3’lük artış, meme kanseri riskini 1,02 kat artırıyor. Her 10 μg/m3 PM10 artışıyla meme kanserinden ölme riski 1,05 kat artıyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre ise PM2,5’a daha fazla maruz kalınan bölgelerde yaşayanlarda meme kanseri vakalarında yüzde 8’lik bir artış gözlemlendi.”Raporda ayrıca şu bilgilere yer veriliyor: Egzoz dumanı solumak meme kanseri riskini artırıyor. Fransa’da yıllık meme kanseri vakalarının yüzde 3,15’i, ana kaynağı trafik olan NO2’ye atfediliyor. Bu artışın maliyeti yıllık 825 milyon euro.
EN ÇOK ÖLÜM HAKKARİ’DE
Hava kirliliğine bağlı ölümlerin yüzde olarak en yüksek olduğu iller, PM2,5 düzeyinin en yüksek olduğu ilk 10 il. Bir önceki yıl birinci sırada olan Batman’ın yerini Hakkari aldı. Hakkari’de 230 kişi hayatını kaybetti. Ancak PM2,5 düzeyi 5 µg/m3’ün altına düşürülseydi bu ölümlerin yüzde 41’i önlenebilirdi. Ölüm oranlarında Hakkari’yi Batman, Şırnak, Muş, Malatya, Iğdır, Şanlıurfa, Ağrı, Osmaniye ve Gaziantep gibi Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bulunan iller takip ediyor.
Bununla birlikte DSÖ değerlerine göre hava kirliliğine atfedilen ölümlerin sayısal olarak en fazla olduğu il, İstanbul (8 bin 357); onu İzmir (4 bin 852) ve Bursa (3 bin 657) izledi. Ankara’da hava kirliliğinden hayatını kaybedenlerin sayısı 3 bin 155. Ölümlerin bu illerde sayısal olarak daha fazla olması, hava kirliliği düzeylerinden ziyade il nüfuslarının yüksek olması ile ilişkili.
THHP’DEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
THHP, Türkiye’de hava kirliliğinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının yol açtığı ölümlerin azaltması için bazı önerilerde bulundu.
- Türkiye enerjide fosil yakıtlara bağımlılığını hızla azaltmalı.
- Ulusal hava kalitesi standartları iyileştirilmeli.
- PM2,5 için ulusal limit değer belirlenmeli ve yürürlüğe alınmalı.
- Hava kalitesi izleme çalışmaları iyileştirilmeli.
- Ağır sanayi bölgelerinde hava kalitesinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetimi sistematik hale getirilmeli.
- Hava kirliliğinin sağlık etkileri saha çalışmaları ile araştırılmalı.
- Çevresel etkisi olan tüm projeler için sağlık etki analizinin de yapılması mevzuata dahil edilerek zorunlu hale getirilmeli.
- Türkiye imzaladığı hava kalitesine yönelik uluslararası sözleşmeleri uygulamalı.
- Çevresel bilgiye ulaşabilmek için bilgi edinme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi sağlanmalı.
Kaynak: alinti