Samsun’da Cezaevindeki Bir Mahkum İntihar Etti
YURTTAŞLAR, GEZİ TUTUKLULARINA DESTEK MEKTUBU YOLLADI
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Taksim Dayanışması üyeleri ile yurttaşlar; Silivri Cezaevi ve Bakırköy Kadın Cezaevi’nde bulunan Gezi Parkı davası tutuklularına mektup gönderdi. Taksim Dayanışması üyesi Akif Burak Atlar, “Adalet sadece Gezi davasında değil, toplumda birçok noktada aradığımız ve günden güne buharlaşan, yok olan, ihtiyacımız olan, herkesin ihtiyacı olan bir kavram ve bunu maalesef günden güne kaybediyoruz” dedi.
Gezi Parkı davası kapsamında tutuklu iş insanı Osman Kavala, mimar Mücella Yapıcı, avukat Can Atalay, belgesel yapımcısı Mine Özerden, şehir plancısı Tayfun Kahraman, film yapımcısı Çiğdem Mater ve akademisyen Hakan Altınay için Silivri Kapalı Cezaevi’ne ve Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne mektup gönderildi. Kadıköy’deki PTT’den mektup gönderenler arasında Türkiye İşçi partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Sosyal Haklar Derneği Başkanı Özgür Barış Akbayır, Gezi tutuklularının yakınları, Taksim Dayanışması üyeleri ve yurttaşlar yer aldı.
“ADALET TALEBİMİZİ TEKRAR EDECEĞİZ”
Mektupların teslimi öncesinde bir açıklama yapan Taksim Dayanışması üyesi Akif Burak Atlar, tutuklular hakkında hiçbir delil ve kanıt olmadığını söyledi. Tutukluların cezaevinde 124. gününde olduklarını belirten Atlar, şöyle konuştu:
“Bu hukuksuzluğu 124 gündür reddediyoruz. Bugün burada adalet talebimizi bir kez daha beyan etmeye, arkadaşlarımız için özgürlük talep etmeye geldik; kartlarımızı, mektuplarımızı göndermek için toplandık. Bakırköy Cezaevi’nde Mine Özerden’e, Çiğdem Mater’e, Mücella Yapıcı’ya; Silivri Cezaevi’nde Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Can Atalay ve Osman Kavala’ya kartlarımızı, mektuplarımızı burada hep beraber arkadaşları olarak, yakınları olarak, bu ülkenin demokrasi güçleri olarak adaleti savunan, demokrasiyi savunan yurttaşları olarak göndereceğiz ve adalet talebimizi tekrar edeceğiz. Adalet sadece Gezi davasında değil, toplumda birçok noktada aradığımız ve günden güne buharlaşan, yok olan, ihtiyacımız olan, herkesin ihtiyacı olan bir kavram ve bunu maalesef günden güne kaybediyoruz.”