EĞİTİM SEN: HAKSIZ VE HUKUKSUZ BİÇİMDE TUTUKLANAN GAZETECİLERİN, SİYASETÇİLERİN, SANATÇILARIN, AKADEMİSYENLERİN VE KADINLARIN DERHAL SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ
TÜRK EĞİTİM-SEN BAŞKANI TALİP GEYLAN: CUMHURBAŞKANI’NIN ‘ÇAPULCU’ SÖZÜNÜN MAKSADINI ÇOK AŞAN BİR SÖZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
DİLAN KUTLU
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eylem yapan özel sektör öğretmenlerine yönelik söylediği “çapulcu” sözü için, “Öğretmenlerin ya da farklı toplum kesimlerinin demokratik haklarını ortaya koymaları bir haktır. Bunu yadırgayamayız, yadsıyamayız. Ben, Cumhurbaşkanı’nın o sözünün maksadını çok aşan bir söz olduğunu düşünüyorum” dedi.
Talip Geylan, bugün Ankara’daki bir otelde düzenlediği toplantıda, Türk Eğitim-Sen’in hazırladığı ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği Raporu’nu basına ve kamuoyuna açıkladı.
Rapora göre; Türk Eğitim-Sen’in anket çalışmasına 11 bin 342 öğretmen katıldı. Ankete katılanların yüzde 60’ına yakını, ücretli öğretmen olarak görev yaptığını söyledi.
Katılımcıların yarısı, okullarındaki öğrencilerin ailelerinin gelir durumunun orta düzeyde olduğunu belirtirken yüzde 45,60’ı düşük olduğunu bildirdi. Katılımcıların yüzde 49’u okullarındaki öğrencilerin ailelerinin eğitim seviyesinin düşük düzeyde olduğunu belirtirken yüzde 47,50’si orta düzeyde olduğunu ifade etti.
“Öğrenciler Açısından Eğitim ve Öğretim Ortamlarında Fırsat Eşitliğine İlişkin Bulgularda” ise öğretmenlerin yüzde 79,80’i, okullarında kız çocuklarının okullaşma oranının yeterli olduğunu belirtti. Kız çocuklarının okullaşma oranının kısmen yeterli olduğunu ve yeterli olmadığını düşünen öğretmenlerin yüzde 68,20’si, ailenin ilgisizliğini kız çocuklarının eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada en büyük engel olarak gördüğünü kaydetti. Bunu, yüzde 45,60 ile kız çocuklarının eğitim almasının değersiz görülmesi, yüzde 21,90 ile erken evlilik, yüzde 14,80 ile tarımsal faaliyetlere katılım ve yüzde 13,30 ile çocuk işçiliği takip etti.
Eğitimcilerin çoğu, okul formasının öğrenciler açısından ‘fırsat eşitliği’ sağladığını ve kendi okullarının eğitim donanımının diğer okullara kıyasla yeterli bulmadığını ifade etti.
Öğretmenlerin yüzde 71,80’i okul bütçelerinin yeterli olmadığını belirtirken yüzde 18,20’si kısmen yeterli olduğunu, yüzde 8,20’si ise okul bütçelerinin yeterli olduğunu kaydetti. Bununla beraber katılımcılar, ailelerin gelir düzeyi arttıkça çocuklarının eğitimine ayırdıkları miktarın da arttığını gözlemlendiklerini söyledi.
Katılımcıların yüzde 63,70’i öğretmenlik kariyer basamaklarının fırsat eşitsizliğine neden olduğunu ifade ederken yüzde 63,10’u, kendi aralarındaki kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi farklı istihdam şekillerinin öğrenciler açısından fırsat eşitsizliği oluşturduğunu söyledi.
Talip Geylan, raporu değerlendirdikten sonra gazetecilerin eğitimde yaşanan sorunlara ilişkin sorularını yanıtladı.
“PROJE OKULLARINDA 829 OKUL MÜDÜRÜ AYNI SENDİKANIN ÜYESİ”
Geylan, “Geçmişte Milli Eğitim Bakanlığı bir takım STK’larla iş birliği protokolleri imzaladı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda dışarıdan hizmet almasına gerek yok. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1 milyon öğretmeni, çocuklarımıza değerler eğitimi kazandırabilecek nitelikte. ‘Proje okulları’ diye adlandırılan okullarımızın, Türkiye genelinde 940 proje okulun 829 müdürünün aynı sendika üyesi olduğunu tespit ettik. Bu proje okul müdürleri, yönetici atama sınavıyla atanmıyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü teklif ediyor, Bakanlık merkez teşkilatı atıyor. Bu atamaları kim yapıyor? 829 okul müdürü aynı sendika üyesiyse demek ki bu sendika yapıyor” dedi.
“EYLEMİMİZİ İPTAL ETMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Türk Eğitim-Sen, öğretmenlik kariyer basamaklarının iptali için oluşturduğu eylem planını hükümet yetkilileriyle görüştükten sonra ertelendiğini açıklamış, ancak herhangi bir tarih vermemişti. Bu durum diğer sendikalar tarafından eleştirilirken Türk Eğitim-Sen’den istifa eden üyelerin olduğu iddia edilmişti. Geylan, bu konuya ilişkin ise şunları söyledi:
“1 Eylül’de biz, basın açıklaması yapacaktır. ‘Öğretmen kariyer planlaması sınavla olmaz, tecrübeyle sınansın’ ifademizi bir kez daha ifade edecektik. Burada da ifade etmeye çalışıyoruz. İptal etmemiz söz konusu değil. Şu an yaptığımız da onun bir formatıdır. Ben, Sayın Bakan’ı ve siyasileri ziyaret ettim, olması gerekeni ifade ettim. Sınavla ya da kariyerle alakalı tedbir almak Milli Eğitim Bakanlığı’nın iradesinde değil artık. İrade, yasa koyucuda. 1 Ekim’den itibaren 1 milyon öğretmenimizin bu haklı talebine yasa koyucunun kayıtsız kalmayacağına inanıyorum.
Bu ülkedeki bütün eğitim sendikaları kariyer basamaklarıyla ilgili irade ortaya koymuşken bunun üzerinden, amacı bağcıyı dövmek olanları ayırt etmek lazım. Türk Eğitim-Sen, her dönemde, her aşamada üstüne düşeni yaptı ama Türkiye’mizde maalesef bir kötü alışkanlık var. Siyaset her sürece fazla abanıyor. Toplum kesimlerinin en haklı eleştirileri ve karşı duruşları dahi siyasete meze haline getiriliyor.”
“CUMHURBAŞKANI’NIN O SÖZÜNÜN MAKSADINI ÇOK AŞAN BİR SÖZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Talip Geylan, özel okul öğretmenlerine ilişkin ise “Kamuda da çalışsa özelde de çalışsa öğretmen öğretmendir. Özel okullarda çalışan meslektaşlarımız, kamuda çalışan meslektaşlarımızla aynı özlük haklara sahip olmalıdır” dedi. Geylan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eylem yapan özel sektör öğretmenlerine yönelik “çapulcu” sözüne ilişkin de şölle konuştu:
“Öğretmenlerin ya da farklı toplum kesimlerinin demokratik haklarını ortaya koymaları bir haktır. Bunu yadırgayamayız, yadsıyamayız. Ben, Cumhurbaşkanı’nın o sözünün maksadını çok aşan bir söz olduğunu düşünüyorum. Ama şunu da ifade ediyorum. İdeolojik gruplar da bizim üzerimizde at koşturmasınlar.”