Adalet Bakanı Tunç: “Soruşturma Kapsamında İşyeri Yetkilisi 4 Kişi Gözaltına Alınmış Olup, Bilirkişi Raporuna Göre Soruşturma Titizlikle Sürdürülmektedir”
Trendyol İşçilerinin Direnişi 22’İnci Gününde Devam Ediyor: “Muhatap Alınmazsak Bizim Sesimiz Daha Da Yükselecek”
Sendikalaştıkları için ‘küçülme’ bahanesiyle işten atıldıklarını belirten Trendyol işçileri, direnişlerinin 22. gününde Trendyol’un en büyük deposu olan Esenyurt deposu önünde eylemlerine devam ediyor. Bir işçi, “Herkes bu olayın ciddiyetini kavrasın. Kimse keyfine burada durmuyor. Herkesin problemleri var. Geçindirmek zorunda oldukları ailesi var. Eğer muhatap alınmazsak, aynı şekilde devam edilirse bizim sesimiz daha da yükselecek” dedi.
Depo işini, iletişim işkolundaki 5 ayrı taşerona yaptıran Trendyol’un İstanbul Esenyurt’taki deposunda çalışan işçiler, kötü çalışma koşullarına karşı ‘iletişim” iş kolunda faaliyet gösteren PTT-SEN’de örgütlendi. Daha sonra küçülme bahanesiyle işten atılan işçiler, şirketin Esenyurt’taki deposu önünde eylem başlattı.
İşçiler, 22. gününde Esenyurt deposu önünde eylemlerine devam ediyor. İşçilerin eylemleri sırasında çok sayıda çevik kuvvet polisi de depoya giriş yaptı.
Trendyol işçisi Metin Mumcu, geçmişte yaşadığı iş kazasını şöyle anlattı:
“110 kişinin çalıştığı depoda çatı üstümüze çöktü. 5 adımla ölecektim. 5 adımla hayatım kurtuldu. 2021 yılının kasım ayından sonra Trendyol’un yaptıkları yüzünden benim beş adımla hayatım kurtuldu. Bakın 110 tane can. Trenyol için hiçbir şey… Dışarı çıktık, bize ne dediler biliyor musunuz? ‘Fotoğraf, video kayıtları varsa silin’ dediler. Deponun elektriği gitmiş, kimseyi içeride aramadılar. Tek dedikleri, ‘içeride kimde kayıt varsa, kimde fotoğraf varsa silsin’… İçerideki herkesi tehditle susturdular. Nerede bunun kayıtları? Tadilata girdi. Her şey kendi menfaatleri için.”
İşçi Aydın Taşkın ise şöyle konuştu:
“22 gündür biz buradayız. Hiç kimse muhatap almamaya çalışıyor bizi. Burada bir ciddiyet var. Herkes bu olayın ciddiyetini kavrasın. Kimse keyfine burada durmuyor. Herkesin problemleri var. Geçindirmek zorunda oldukları ailesi var. Buradaki adamın da problemi var. 2-3 sene buraya emek sarf etmiş insanlar var burada. 5 ay kullanılıp atılan insanlar var. Biz dur demezsek, kim dur diyecek? O sussa, bu sussa nasıl bu devran dönecek? Bunlar bizi duymadıkça, bizim sesimiz daha da yükselecek. Her şeyden önce onu söylemek istiyorum. Bizim sesimizi duyacaklar. Bizi ciddiye alacaklar. Oturacaklar, konuşacaklar. Kimse burada keyfine durmuyor. Eğer muhatap alınmazsak, aynı şekilde devam edilirse bizim sesimiz daha da yükselecek.”
