Kılıçdaroğlu, Bulgaristan’da Türkan Bebek Anıtı’nı Ziyaret Etti; Bileğindeki Marteniçkayı Anıttaki Ağaca Bağladı
Tbmm’de Bütçe Görüşmeleri… Turhan Çömez: “İngiliz Hasta Burada Yazılan Reçeteyi Londra’da Alsın, İstifa Edeceğim. Gelen Doktorlara Vatandaşlık Verdiniz, Türkçe Bilmiyorlar. Onların İşini Kolaylaştırmak İçin Yaptınız”
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde; geçen aylarda E-Reçetem sistemine Türkçe dışında 5 dil daha eklenmesine tepki göstererek “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Bakandan bir talebim var, bir İngiliz hastaya bir reçete yazsın, Bu hasta bu reçeteyi Londra’daki eczaneden alsın, ben bugün hem milletvekilliğinden istifa edeceğim hem de milletimizden özür dileyeceğim. Peki siz, doğruyu söylemediğiniz için, bu milleti doğru yönlendirmediğiniz için istifa edecek misiniz? Bu ülkede 10 milyonu aşkın Suriyeli var gelen doktorların hepsine vatandaşlık verdiniz, doktor lisansı verdiniz, eczacılara da onu yaptınız ve Türkçe bilmiyorlar, onların işini kolaylaştırmak için yaptınız” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, şunları söyledi:
“BUGÜN 200 KİŞİLİK AMFİLERDE TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ 600 KİŞİ OLARAK EĞİTİM ALMAK ZORUNDALAR”
“Şu steteskopu bir hekim eline alıp hasta bakabilmek için binlerce saat çalışma, sayısız sınava girmek, gençliğinin bir kısmını heba etmek ve hayatının geri kalan kısmını da insanlığa vakfetmek durumundadır. Bugünün Türkiye’sinde ne yazık ki tıp eğitimi can çekişiyor. Bugün 200 kişilik amfilerde tıp fakültesi öğrencileri 600 kişi olarak eğitim almak zorundalar. Mesele sadece amfilerde ders dinlemek de değil, bu gençler nasıl pratik yapacak, nasıl hasta görecekler, bu mümkün değil.
“TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ STETESKOP VE ÖNLÜK ALACAK PARALARI OLMADIĞINDAN ŞİKAYETÇİ”
Çok sayıda tıp fakültesi öğrencisiyle bir araya geldim geçtiğimiz haftalarda öylesine dertliler ki. Şu steteskopu alacak paralarının olmadığından şikayet ediyorlar. 100 dolardı şu steteskop, bunu alacak paralarının olmadığından şikayer ediyorlar. Ve maalesef hastanede giymek için önlük dahi alacak paraları yok. Fakirliğin diz boyu olduğu ülkemizde ne olurdu bu gençlere birazcık eğitim yardımı yapsaydınız? Doktorlara yıllık verilen giyim yardımı 62 lira 71 kuruş. Ayağınızdaki marka çorabı alamazsınız bu parayla. Maalesef doktorunuza yıllık giyim yardımı olarak layık görüyorsunuz. Sayısını kendinizin bile hatırlamadığınız dev hastaneler zincirinize devletten aldığınız teşvik milyarlarca lira, doktora. öğrenciye para kalmıyor tabiyatıyla. İntern doktorlara mütevazı bir maaş veriliyor. Yazık değil mi bu gençlerin emeğine, devletten aldığınız milyarlarca lira yetmiyormuş gibi hayatlarının baharındaki gençleri gece gündüz çalışıp emeklerini istismar ediyorsunuz bu da asla kabul edilecek bir durum değil. Sağlık meslek liselerine gelelim, neden Sağlık Bakanlığı’ndan alıp Milli Eğitim Bakanlığı’na verdiniz? Kim denetliyor eğitimin kalitesini, planlamayı kim yapıyor?
“YURT DIŞINA GİDEN DOKTORLARA PARA İÇİN GİDİYORLAR DEDİNİZ, BU BİZİM MESLEKTAŞLARIMIZA BÜYÜK HAKSIZLIK”
Giden doktor sayısı 10 bini geçti, rakamlara itiraz etmeyin rakamlar doğru. Para için gitmiyorlar geleceklerinden endişe ettikleri için, sağlığı politize ettiğiniz için, mobbinge uğradıkları için, uzun ve tahammül edilmez çalışma saatleri için, sağlıkta yaşanan şiddet nedeniyle gidiyorlar. Size bunları anlattım ve para için gidiyorlar dediniz, bu bizim meslektaşlarımıza büyük haksızlık.
“LONDRA’DA HASTANE AÇMAK İÇİN SİZE BEDAVA BİNA VERECEK, ARSA, TEŞVİK VERECEK BİR YAPI, DEVLET BULAMADINIZ DEĞİL Mİ”
Birkaç yıl önceydi Londra’da sağlık merkezinde çalışıyorum, bir Türk yatırımcı grup geldi randevu istedi, görüştük. Türkiye’de hastaneler grubumuz var Londra’ya açılmak istiyoruz dediler, kartvizitlerini uzattılar, ne yazıyordu biliyor musunuz üzerinde? Medipol yani Bakanın hastaneleri… Dedim ki gelenlere gidin Bakana söyleyin geldiğiniz kişi benim, benimle iş yapıp yapmamaya karar versin. Sonra da ortadan kayboldular. Açamadınız değil mi Londra’da hastane, orada size bedava bina verecek, arsa, teşvik verecek bir yapı, devlet bulamadınız değil mi?
“SURİYELİ DOKTORLARIN DİPLOMALARI GERÇEK Mİ DEĞİL Mİ ARAŞTIRMIYORSUNUZ”
Gelelim Suriyelilere, diplomaları gerçek mi sahte mi araştırmıyorsunuz, sözlü beyan yetiyor, Türkçe sınavı var mı yok, mülakat var mı ona da ihtiyaç yok, bir iyi hal kağıdı istiyor musunuz Suriyelilerden, hayır ona da gerek yok. Sonra diploması, vatandaşlık hazır. Bunlar Türkçe bilmiyor olsun reçeteleri Arapça yazsınlar. Ya eczaneler? Zaten onların da çoğu Suriyeli, onlara da Arapça reçete anlama hakkı verdik dolayısıyla sistem çözüldü. Bu şekilde sağlık sistemi çözülmeye çalışılıyor, bu bir kara mizah.
“YILLIK DİŞ HEKİMİ MEZUNUMUZUN SAYISI 12 BİNİ BULUYOR, OYSA ÜLKENİN İHTİYACI 2 BİN 500”
Şu anda yıllık diş hekimi mezunumuzun sayısı 12 bini buluyor, oysa ülkenin ihtiyacı 2 bin 500. Sayının çok atması beraberinde eğitim kalitesinin düşmesini de getiriyor. Yeni mezun diş hekimlerimizin çoğu ekonomik imkanları olmadığı için muayenehane açamıyor, yasa izin vermediği için bir başka muayenehanede çalışamıyorlar. Diş hekimliği fakültelerinin planlanması son derece önemli.
“57 ECZACILIK FAKÜLTESI VAR TÜRKIYE’DE ANCAK BIR TEK ORIJINAL TÜRK ILACI YOK”
Ülkemizde 2023 yılında ilaca harcanan paranın 175 milyar lirayı bulacağı tahmin ediliyor, bunun yüzde 60’ı yerli yüzde 40’ı ithal. Yerli olanın da asıl etken maddesinin neredeyse tamamı ithal. Türkiye’de, ilaç fiyatları Euro üzerinden değerlendiriliyor ve bugün Cumhurbaşkanının imzasıyla yayınlanan bir kararnameyle ilaca yine Euro gerekçesiyle yüzde 25 zam yapıldı, bütün Türkiye’ye hayırlı olsun. Eczacılık fakültelerinin planlamasında da büyük hatalar yapıldı. Popülist politikalar uğruna plansızca açılan eczacılık fakültelerinden mezun olanların yüzde 30 kadarı istihdam fazlası. 57 eczacılık fakültesi var Türkiye’de ancak bir tek orijinal Türk ilacı yok, bir tane orijinal formülümüz yok. Sadece 3 eczacılık fakültesi olan İrlanda’nın yıllık ilaç ihracatı 65 milyar dolar. Türkiye’nin eczacılık fakülteleri açmak yerine yerli ve millî ilaç sanayisine destek vermesi, proje bazlı desteklerle AR-GE desteği vermesi şart; aksi hâlde, sistemin bu ithal ilaçla sürdürülebilmesi mümkün değil. Sadece İstanbul’da 200 kadar Suriyeli eczacı var ve bunların hepsine Türk vatandaşlığı verildi. Türk eczacılarının yüzde 30’u istihdam dışı ama Suriyeliler elini kolunu sallaya sallaya geldiler, hiçbir sınava girmeden, sadece denetlenmeyen diplomalarını ibraz edip, gösterip kalktılar bu ülkede eczacı oldular ve istisnasız bunların hepsine Türk vatandaşlığı verildi, hepsinin SGK’yle anlaşması var.
“SINIRDA YAKALANMIŞ BU MILYONLARCA ILACIN AKIBETINI MUTLAKA BULUP BU ÜLKEYE, BU MILLETE HESAP VERMENIZ LAZIM”
Bu arada SGK’yle ilgili rakamlara şöyle bir baktım; SGK’nin geçen yılki finansman açığı tam 47 milyar lira, bu yılın ilk dokuz ayında ise 40 milyar lirayı buldu; kocaman bir kara delik. Geçtiğimiz günlerde Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’nda yapılan bir operasyonda milyonlarca liralık ilaç yakalandı, milyonlarca liralık ilaçlar Suriye’ye gidiyordu. Bu ilaçların akıbetini sordu Vekilimiz size, dediniz ki: ‘Bizim işimiz değil; savcılık, gümrük ve Emniyetin işi.’ İçişleri Bakanımız da burada, belki bugün yapacağı konuşmada buna da açıklık getirir. Sağlık Bakanına soracağım: Bu ilaçlardan siz sorumlu değilsiniz de neden sorumlusunuz? İlaçların karekodunu okutsanız, oradan bu ilacın menşei, nereden çıkmış, nereye gidecek belli. Dolayısıyla sınırda yakalanmış bu milyonlarca ilacın akıbetini mutlaka bulup bu ülkeye, bu millete hesap vermeniz lazım. Acaba Suriyeli doktorların Suriyeli eczacılarla kurdukları çetelerin ve devlet içindeki uzantıların ne olduğu ortaya çıkacak, bundan mı kaygı duyuyorsunuz? Eğer bu durum medeni bir ülkede yaşansa o ülke ayağa kalkar. Bu ülkede doktorlara hiçbir sınava girmeden, hiçbir şey yapılmadan diploma veriliyor, vatandaşlık veriliyor; eczacılara aynı şey yapılıyor ve bunlar tırlar dolusu milyonlarca liralık ilacı alıp Türkiye’den Suriye’ye götürüyor ve biz bunun akıbetini hiç kimseye soramıyoruz.
“TÜRK VATANDAŞI ECZANELERDEN MUAYENE KATKI PAYI ÖDÜYORLAR FAKAT SAYILARI 10 MİLYONU BULAN SURİYELİLER BİR TEK KURUŞ PARA ÖDEMİYOR”
Gelelim ilaç ve muayene katkı payına. Bu ülkede yaşayan her bir Türk vatandaşı, hastaneye gittikleri zaman muayene katkı payı ödüyorlar, ilaçlarını almaya gittikleri zaman eczanelerden muayene katkı payı ödüyorlar fakat sayıları 10 milyonu bulan Suriyeliler bir tek kuruş para ödemiyor. Bu ülkeye hiçbir katkısı olmayan, yük getiren, külfet getiren bu güruha her şey bedava, bu ülkenin asil evlatları hastaneye gittiklerinde, doktora muayene olmak için, ilacını almak için para ödemek zorunda. Bu, asla kabul edilebilecek bir şey değildir.
“2022’de HER 100 SURİYELİ’DEN 77’Aİ AMELİYAT OLMUŞ, SİZLERİN YÜZDE 77’Sİ AMELİYAT OLDU MU”
Mart 2022, Sağlık Bakanımız çok dikkat çekici bir rakam paylaştı, inanıyorum ki bu rakamı not alacak ve konuşmasında bize cevap verecektir, ‘Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilere 2,6 milyon ameliyat hizmeti verildi’ dedi; bedava bu hizmet. Tabii, o konuşmasında 100 milyona yakın poliklinik hizmeti, yine 3 milyonun üzerinde yataklı hizmet verildiğinden de bahsetti. Zamanın İçişleri Bakanı dedi ki ‘Türkiye’de 3,3 milyon Suriyeli var.’ Sağlık Bakanı da ‘2,6 milyon ameliyat yapıldı’ dedi. Her 100 Suriyeliden 77’si bu ülkede ameliyat olmuş ve bu açıklamalar resmî olarak Bakanlar tarafından yapıldı. Şu salonda bulunan sizler, Türk yurttaşları, yüzde 77’niz ameliyat mı oldunuz? Asla doğru bir rakam değil, burada iki Bakandan biri doğruyu söylemiyor; ya ameliyat sayısı doğru değil ya da Türkiye’deki mültecilerin, Suriyelilerin sayısı doğru değil. Bunun cevabını bekliyoruz.
“İNGİLİZ HASTA BURADA YAZILAN REÇETEYİ LONDRA’DA ALSIN BEN MİLETVEKİLLİĞİNDEN İSTİFA EDECEĞİM, PEKİ BAKAN DOĞRU SÖYLEMEDİĞİ İÇİN İSTİFA EDECEK Mİ”
Geçtiğimiz aylarda E-Reçetem sistemine 5 farklı dil eklendi, bu sayede reçeteler Arapça başta olmak üzere 5 farklı dille yazılabiliyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Bakandan bir talebim var, bir İngiliz hastaya bir reçete yazsın, Bu hasta bu reçeteyi Londra’daki eczaneden alsın, ben bugün hem milletvekilliğinden istifa edeceğim hem de milletimizden özür dileyeceğim. Peki siz, doğruyu söylemediğiniz için, bu milleti doğru yönlendirmediğiniz için istifa edecek misiniz? Bu ülkede 10 milyonu aşkın Suriyeli var gelen doktorların hepsine vatandaşlık verdiniz, doktor lisansı verdiniz, eczacılara da onu yaptınız ve Türkçe bilmiyorlar, onların işini kolaylaştırmak için yaptınız.”