Görüşmede, dönemin Söğüt Belediye Başkanı İsmet Sever’in kamulaştırılacak arazilerden rant sağlayacağı ve buraya konut yapacağı konusunda değerlendirmeler yapıldığı tespit edildi. Mal Müdürü Akar’ın, aynı görüşmede bir emlakçıyı arayarak kamulaştırılan arazinin piyasa değerini öğrendiği ve ardından Aytekin Yönter’e bu arazinin çok değerli olduğunu söylediği anlaşıldı. Akar ve Yönter arasında “biz de Başkan gibi daire mi alalım?” diye şakalaştıkları tespit edildi.

‘METREKARE FİYATINI 25 TL YAZ’

İddianameye göre, Söğüt Belediye Başkanı İsmet Sever ile İlçe Mal Müdürü Süleyman Akar arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Bu görüşmede Akar, Yörükoğlu ile Sever’in yüz yüze görüşmesi gerektiğini belirtti. Resmi görevi bulunmamasına rağmen bilirkişi raporunu hazırlayan Burhan Kök’e defalarca “bilirkişi raporu ne zaman hazır olacak?” diye soran Yörükoğlu’nun, Kök’e “arazilerin metrekare fiyatının 120-160 lira arasında olması gerektiğini” söylediği ve Kök’ün de “sen buranın metrekare fiyatını 25 lira yaz. Neticede objektif değer artışı uygularsın” şeklinde yanıt verdiği telefon dinlemelerinde saptandı.

Savcılık soruşturmasında, bilirkişi raporunda imzası bulunan Burhan Kök, Hasan Bingöl ve Abdülmuttalip Karadeniz hakkında rüşvet suçuna karıştıklarına dair delil bulunamadı. Ancak, şüphelilerin ihtisas konusu olmaması nedeniyle bilirkişi raporu hazırladıkları gerekçesiyle “gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenleme” iddiasıyla soruşturma yürütüldü.

‘BEN YANDIM O YANMASIN’

Belediye avukatı A.Ç.İ., Yörükoğlu’nun kamulaştırma yapılacak yerin bedelinin 2 milyon lira indirilmesi amacıyla 600 bin lira talep ettiğini iddia etti ve bu görüşmenin kaydını savcılığa sundu. Görüşmede, avukat A.Ç.İ., “Tamam Başkan Bey parayı ayarlayacak” derken, Yörükoğlu’nun “Ayarlasın dört yüz elli değil mi?” diye sorduğu tespit edildi. Avukatın “parayı nasıl vereceğim sana, nasıl teslim edeyim?” sorusuna Yörükoğlu, “sen bana nakit olarak ver. TL olarak” yanıtını verdi. Avukatın “bir pastanede otururuz abi, ben senin yanına otururum pastanede. Çantayı bırakırım. Çantayı unutmuş gibi yaparım” demesi üzerine Yörükoğlu, “aynen. İkimiz meslektaşız. Benim senden korkum yok” dedi.

Savcılık, Yörükoğlu’nun “tek hareket etmem ben” sözlerini, rüşvet ve gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık suçlarını tek başına işlemediğinin kanıtı olarak gördü. Soruşturmada tutuklanan Yörükoğlu, ifadesinde Aytekin Yönter ile Süleyman Akar’ın da ismini verdi. Yörükoğlu, Aytekin Yönter’in kendisini suç teşvik ettiğini ve “parayı alırsan 150 bin lira verirsin” dediğini açıkladı. Yörükoğlu, Aytekin Yönter ve Süleyman Akar’ın ismini neden başta vermediğini ise, “kendi can güvenliğim, ben yandım o yanmasın, arkadaşımı satma düşüncesi” şeklinde açıkladı.

SAVCILIK YÖNTER’İN SAVUNMASINI YETERLİ BULMADI

Yönter’in savunmasında “15 Şubat 2022 günü sabah 09.50’de Alptekin Yörükoğlu aradı. ‘Teslimat geldi’ dedi. Bilirkişileri tanıyor olmamam nedeniyle defaten bilirkişi Burhan’ı arayarak, raporun ne zaman hazırlanacağını sordum. Ayrıca metrekare fiyatını 120 – 160 lira aralığında olması gerektiğini değerlendiren Burhan’a ‘Sen burayı metrekare birim fiyatını 250 lira yaz. Neticede objektif değer artışı uygularsın’ dedim. 14 Şubat 2022 tarihinde Burhan, Söğüt Adliyesine sunduğu bilirkişi raporunun sonuç kısmını bana gönderdi. Bu fotoğrafı Alptekin’e gönderdim. Ancak rüşvet suçuna iştirak etmedim” dediği belirtildi. Savcılık ise Yönter’in savunmasını yeterli bulmadığı ve onun hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

“Şüpheli Aytekin’in, görülmekte olan dava ile resmi olarak herhangi bir bağlantısı olmadığı halde, bilirkişiler ile olan ilişkisi sayesinde bilirkişi Burhan Kök’ün şüpheliler tarafından belirlenen ve istenen tarihte bilirkişi raporunu dosyaya sunduğu, ayrıca bilirkişiyi bedel yönünden yönlendirmeye çalıştığı, Yaklaşık bedeli rapor hazırlanmadan öğrenerek bu bilgileri şüpheli Alptekin’e aktardığı, şüpheli Alptekin’in daha önceden seri numaraları alınmış paraları hakimiyet alanına geçirdikten hemen sonra kendisini arayarak ‘Teslimat geldi’ şeklindeki konuşması ile tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüpheli Aytekin’in suçun icrasına doğrudan katıldığı, savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemekle birlikte Alptekin’in kendisine menfaat temin edeceğinden şüphelendiğini beyan etmesine rağmen, zikredilen eylemleri gerçekleştirmiş olması nedeniyle savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik soyut suç inkarından ibaret olduğu değerlendirilerek savunmalarına da itibar edilmemiştir.

Açıklanan gerekçelerle şüpheli Aytekin’in suçun işlenmesine doğrudan iştirak ederek asli fail olduğu değerlendirilmiştir. Şüpheli Aytekin’in bilirkişi Burhan’ı arayarak ve yüz yüze görüşerek hesaplamalara ilişkin yönlendirmelerde bulunmuş olması, doğrudan bedel belirtmek suretiyle etkilemeye çalışması şeklinde gerçekleştirdiği eylemleriyle ayrıca 5237 sayılı TCK’nın 277. maddesinde düzenlenen ‘yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu’ işlediği değerlendirilmiştir.”