23 Kasım 2024 Cumartesi

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan: HIV/AIDS tedavisinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından eksiksiz karşılanması gerekiyor

HIV/AIDS hastalığınına ilişkin enfeksiyonun vücuda girdiği andan itibaren bir koruyucu tedaviye başlanması gerektiğini belirten İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Doktor Yüce Ayhan, “Bu tedavinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından eksiksiz karşılanması gerekiyor. Hastaların sosyal nedenlerle veya mali nedenlerle bu tedaviye ulaşamaması HIV/AIDS tablosunun çok erken ve hızlı gelişmesini sağlıyor” dedi.

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Doktor Yüce Ayhan, İzmir’de 13 yaşında bir çocuğun AIDS nedeniyle hayatını kaybetmesi ve HIV/AIDS hastalığınına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ayhan, 13 yaşında bir çocuğun AIDS nedeniyle hayatını kaybetmesinin üzücü olduğunu belirterek “Bu tür olgularda hasta mahremiyeti çok önemlidir. Bu sadece basın veya hekimlik mesleği ilkeleri açısından etik kurallar açısından değil aynı zamanda yasal bir zorunluluktur. Özellikle HIV/AIDS hastalarının enfeksiyonu taşıyan bireylerin kimlik bilgilerinin mutlaka gizli tutulması, aile bilgilerinin afişe edilmemesi gerekmektedir. Bu olay özelinde çok fazla detaylı bir bilgiye bu nedenle biz de sahip değiliz. Bu tür bilgilerin de çok fazla yayılmasını bu anlamda doğru bulmuyoruz” dedi.

“Meslektaşlarımızın gereğini yaptığına inanıyoruz”

İstismar iddialarına ilişkin ise Ayhan, “Bir gerçeklik var ise bu konuda ilgili sağlık kuruluşundaki meslektaşlarımızın biz gereğini yaptığına inanıyoruz ve biliyoruz. Gerekli araştırma, soruşturma, inceleme bununla ilgili kendi mecrasında sürdürülmektedir. Bu konuda kamuoyunun içinin rahat olması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

“HIV/AIDS sadece cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon değil”

“Bir çocuk hasta bu enfeksiyonu nereden aldı, istismar dışında bir seçenek yok gibi bir yorum yapmak çok doğru değil” diyerek açıklamalarını sürdüren Ayhan, şunları söyledi:

“HIV/AIDS sadece cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon değil. Aynı zamanda çeşitli gündelik kesici, delici faaliyetler bir risk unsuru oluşturuyor. Örneğin ortak kullanılan manikür, pedikür, dövme, pirsing gibi araç gereçlerde eğer sterilizasyona çok dikkat edilmemiş ise yapılan kurumlarda ki bunlar bulaşmayı kolaylaştırabilir, sağlayabilir. Bunun dışında çeşitli tıbbi girişimlerde, örneğin kantrasyonunda veya birtakım operasyonel girişimlerde de HIV enfeksiyonunun bulaşma riski daima vardır. Hiçbir zaman sıfır diyemiyoruz sağlık hizmeti sunarken.Bu hasta üzerinde bir ders çıkaracaksak öncelikle HIV/AIDS’in bulaştıktan sonra uzun bir gelişim sürecine girdiğini söylemek gerekiyor. Bu hasta hastaneye başvurduğunda AIDS’in son döneminde olduğunu öğrendiğimiz bir hasta. Belki bu çocuğa ilk bulaşma anından bu yana bir koruyucu tedavi uygulanabilseydi, ilaç tedavisi uygulanabilseydi bu hastalık bu aşamaya gelmeyebilirdi. Böyle bir imkan var, böyle bir tedavi olanağı var HIV/AIDS’de.”

“HIV/AIDS vakası söz konusuysa da hiç beklemeden bir koruyucu tedaviye başlanması gerekiyor”

HIV/AIDS bulaşma kuşkusu var ise mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulup doğrulanması gerektiğini de ifade eden İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan, “Tabii ki bu tedavinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından eksiksiz karşılanması gerekiyor. Hastaların sosyal nedenlerle veya mali nedenlerle bu tedaviye ulaşamaması HIV/AIDS tablosunun çok erken ve hızlı gelişmesini sağlıyor. Böylesi bir durumda hastamızı kaybedebiliyoruz. HIV/AIDS’de önemli olan bu tedavinin erken başlatılması ve bulaşma yolları konusunda da toplumun bilinçli olması, bilgili olması gerekiyor. Eğer bu olay özelinde takip edilmesi gereken bir adli süreç varsa tabii bu hem ilgili adli makamların hem ilgili hastanenin idari birimlerinin hem de ilgili hastaya bakan hekim arkadaşların sorumluluğunda. Bunun gereği gibi yürütüleceğine de inanıyoruz. En azından İzmir’de bu konunun sağlıklı bir şekilde sürdürüleceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: FLASH HABER TV

İlgili Haberler