22 Kasım 2024 Cuma

CHP GRUP TOPLANTISINI SAMSUN’DA YAPAN KILIÇDAROĞLU: “HAVADAN PARA KAZANANLAR VE KUL HAKKI YİYENLER… ONLARLA BENİM HESAPLAŞMAM VAR”

Haber: TAMER ARDA ERŞİN / MEHMET REBİİ ÖZDEMİR  –  Kamera: ÜNAL AYDIN 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP iktidar olduğu takdirde çiftçinin, esnafın bankalardan, Tarım Kredi Kooperatifi, Esnaf Kefalet’ten aldığı kredilerin faizlerini ilk bir hafta içinde sileceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Diyeceksiniz ki parayı nereden bulacaksınız? Beşli çete nerede? Milyarlar götürdüler. Milyarlar derken milyarlar Türk lirası değil, milyar dolarlar götürdüler. Hala götürüyorlar milyar dolarları. Bu kardeşiniz onların tamamını kesecek. Hiç endişe etmeyin. Havadan para kazananlar ve kul hakkı yiyenler… Onlarla benim hesaplaşmam var” dedi. Kılıçdaroğlu, “Altı lider bir araya geldik. Zaman zaman gazetelerde, iktidar kanadının televizyonlarında ‘vay o bunu söyledi, bu bunu söyledi, masa dağıldı…’ Bunların hepsi hikâye. Her birimiz, beraber hareket ediyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları biliyoruz. Türkiye’yi bu badirenin içinden çıkartmak zorundayız. Çıkartmak hepimizin görevidir, ortak hedefidir” diye konuştu. 

Samsun’a gelen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün ilk olarak Havza’da Atatürk Evi’ni ziyaret ederek anı defterini imzaladı. Kılıçdaroğlu daha sonra Vezirköprü ilçesine geçerek burada Kanaat Önderleri, STK Temsilcileri ve Muhtarlar Buluşması’na katıldı. 

TBMM kapalı olduğu için CHP Grup Toplantısı’nı her hafta başka bir ilde yapma kararı alan Kılıçdaroğlu, bugünkü Grup toplantısını Samsun’un Bafra ilçesinde yaptı. Kılıçdaroğlu, konuşmasından önce Bafra’da partiye katılan 600 yeni üyeye “Hoş geldiniz” dedi, sembolik olarak 11 üyeye rozetlerini taktı. Bafra’da toplantı öncesi Kılıçdaroğlu’na kendisinin portresi olan bir resim ile Samsunspor atkısı hediye edildi.

Samsun’un Türkiye tarihi açısından önemine değinen Kılıçdaroğlu, “Milli Kurtuluş Savaşı süreci içinde ilk kıvılcımın yandığı yerdir. İlk mücadele bayrağının çekildiği yerdir. Samsun’a çıkılması, Havza’ya, Amasya’ya gidilmesi… Bütün bunlara bakıldığı zaman Milli Kurtuluş Savaşı’nın temel taşlarının döşendiği bir yerdeyiz aslında” dedi. 

Kılıçdaroğlu, balıkçıların av sezonunun açılacağını anımsatarak, “Yarın 1 Eylül. Balıkçılar çıkıyorlar. Onlara vira diyelim, bereketli günler dileyelim” temennisinde bulundu. 

Bafralı yurttaşlara “Bize Katılın” çağrısı yapan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“BEN TÜRKİYE’DE BU İKLİMİ YARATMAYA TALİBİM: Türkiye’nin yeni bir iklime ihtiyacı var. Kavgadan uzak durmaya, barışmaya, beraber, birlik olmaya, beraber mücadele etmeye hepimizin ihtiyacı var. Çok ayrıştık, çok kamplaştık. Komşumuzun kimliğini sorgulamaya başladık. Buradan Türkiye’yi çekip çıkartmamız lazım. Her bizim sokakta, kahvede, caddede, parkta kimi görüyorsak rahatlıkla bir merhaba demeliyiz. Elimizi uzatmalıyız, kucaklaşmalıyız. Birbirimize selam vermeliyiz. Ben Türkiye’de bu iklimi yaratmaya talibim ve mutlaka yaracağım.

BU İKLİMİ YARATMAYA ÇALIŞIYORUM: Bafra’ya geldik. Daha önce sabah Vezirköprü’deydim. Samsun’un bu güzel iki ilçesinde de bizim oyumuz çok düşük. Bunun farkındayım. Ama kabahat ne Vezirköprü’de ne de Bafralılarda. Kabahati arayacaksak kabahat bizde. Gelmedik, sofranıza oturmadık. Çayınızı, kahvenizi içmedik. Ankara’da laflar ettik. ‘Bize oy verin’ dedik. Olmuyor. O zaman olması gereken ne, gideceksin vatandaşın ayağına. Oturacaksın, çayını, kahvesini içeceksin. Dertleşeceksin. Bir dertleri var mıdır yok mudur? Onu parlamentoya taşıyacaksın. Şimdi yeni bir iklim var. Bu yeni iklimin altında hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu iklimi yaratmaya çalışıyorum.

ERDEMLİ İNSAN HATADAN DERS ÇIKARAN İNSANDIR: Toplum ile helalleşmek istedik. Helalleşelim dedik. Kusurumuz var. Kabahatimiz, yanlışımız var. Olabilir. Hepimiz insanız. Ama erdemli insan hatadan ders çıkaran insandır. Erdemli insan, aynı hatayı tekrar etmeyen insandır. O nedenle geldik. O nedenle birlikteyiz, Bafra’dayız. O nedenle Samsun’dayız.

MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞI’NIN TEMEL TAŞLARININ DÖŞENDİĞİ BİR YERDEYİZ: Samsun’un bizim için ne kadar değerli bir il olduğunu biliyorum. Milli Kurtuluş Savaşı süreci içinde ilk kıvılcımın yandığı yerdir. İlk mücadele bayrağının çekildiği yerdir. Samsun’a çıkılması, Havza’ya, Amasya’ya gidilmesi… Bütün bunlara bakıldığı zaman Milli Kurtuluş Savaşı’nın temel taşlarının döşendiği bir yerdeyiz aslında. Bu bölge bizim açımızdan da bütün dünya açısından da çok önemli. Neden bütün dünya açısından önemli? Çünkü verdiğimiz mücadele bütün mazlum milletlere örnek bir mücadele idi. Ve onlar bizim verdiğimiz mücadeleyi örnek alarak kendi ülkelerinin bağımsızlığı için mücadele ettiler.

BALIKÇILAR ÇIKIYORLAR. ONLARA VİRA DİYELİM: Yarın 1 Eylül. Balıkçılar çıkıyorlar. Onlara vira diyelim, bereketli günler dileyelim. Onların da büyük sorunları var. Sinop Milletvekilimizi görevlendirdim. Hopa’dan başla Barış Bey (Barış Karadeniz) Samandağ’a kadar git. Bütün balıkçıları gez, sorunlarını getir. Parlamentoda gündeme getirelim diye. Gezdi, çalıştı, hiç kimse endişe etmesin. Ben bu ülkenin beşli çetesine talip değilim, bu ülkenin varsıllarına talip değilim, ben bu ülkenin fakirine, fukarasına, sorunlarına talibim. Herkesin sorunlarını çözmek için mücadele edeceğim. Herkesin sorunları çözme konusunda irade ortaya koyarsak o zaman ülke gerginlikten kurtulur. Ülkeye barış, huzur egemen olur. Ülkede herkes kazanır. Alın terinin değeri bilinir. Bu çerçevede hareket etmek lazım.

TÜRKİYE, ŞEKER İTHAL ETTİ; ALLAH AŞKINA ŞEKER PANCARI EKECEK ÇİFTÇİMİZ Mİ YOKTU: Samsun… Sorunlarımız var. Biliyorum. Çiftçinin, üreticinin, esnafın her bir sorununu biliyorum. Ama sorunu bilmek yetmez. Nasıl çözeceğini de anlatmanız lazım. Vatandaşa güven verebilmek için sorunu nasıl çözeceğini de anlatmanız lazım. Söylediğimiz her sorunun cevabını mutlaka söylüyoruz. Nasıl çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Çiftçinin sorunu mu var, biliyorum, burada yıllardır çalışan şeker fabrikasının yıllardır anahtarına kilit vurulduğunu da biliyorum. O fabrikanın çalışması gerekiyor, onu da biliyorum. 34 yıl sonra Türkiye yurtdışında şeker ithal etti. Allah aşkına şeker pancarı ekecek çiftçimiz mi yoktu? Şeker pancarını ekecek toprağımız mı yoktu? Şeker pancarını işleyecek fabrikamız mı yoktu? Hepsi vardı, çetelere çalıştılar.

BENİM DAVAM BEŞLİ ÇETELERLE MÜCADELE DAVASIDIR: Bafralılar, size sözüm var. Beşli çetelerin burnundan getireceğim. Paralarını görüyorlar, o paraların tamamını getireceğim. Alıyorlar paralarını vakıf ayaklarına… Bir vakıf Türkiye’de, bir vakfın bir ayağı Amerika’da. Buradan oraya milyon dolarları gönderecekler, Bay Kemal de bunu seyredecek. Yemezler, o paraların tamamını getireceğim. Çünkü benim davam hak, kul hakkı yiyenlerle mücadele davasıdır. Benim davam sıradan bir dava değildir. Benim davam alın teri davasıdır. Kim alın teri döküyorsa onun hakkını, hukukunu ona teslim etme davasıdır. Benim davam beşli çetelerle mücadele davasıdır. Benim davam haramilerden bu memleketi temizleme, ayıklama davasıdır. O nedenle benim mücadelem sizin mücadelenizdir. Bu mücadeleyi beraber, birlikte yapmak zorundayız.

ESKİDEN TÜTÜN İHRAÇ EDERDİK, ŞİMDİ TÜTÜN DE İTHAL EDİYORUZ: Hollanda. Toprak olarak Konya’dan küçük. Ama Hollanda’nın yıllık tarım ürünü ihracatı Türkiye’nin beş katı. Niye biz ihracat yapmıyoruz? Niye üretmiyoruz? Neyimiz eksik? Çiftçimiz mi yok, var. Toprağımız mı, dünya kadar. Güneşimiz mi, var. Suyumuz mu, hepsi var. Niye peki dışarıdan saman, et, mercimek, buğday ithal ediyoruz. Ve şimdi tütün de ithal ediyoruz. Eskiden tütün ihraç ederdik, şimdi tütün de ithal ediyoruz. Bütün bu gerçekleri bilerek sandığa gitmenizi istiyorum. Bütün bu gerçekleri bilerek sandığa gidip vicdanınızın sesini dinlemenizi istiyorum. Önyargılarınızdan arınmanızı istiyorum. Beraber, birlikte, bu güzel ülkeyi yeniden inşa edeceğiz.

ÖTV’SİZ VE KDV’SİZ MAZOT: Çiftçi kardeşim… Sana kırmızı mazot vereceğim. ÖTV’siz ve KDV’siz. Denizdeki yata hangi fiyattan veriyorsan traktöre de aynı fiyattan vereceksin. Çiftçiye de aynı fiyattan vereceksin. Bu sadece birisi. İki, havza bazlı üretim yapacağız. Yani Türkiye kim neyi ekecek, kaç dönüm ekecek bunun planlanması lazım. Planlamadıysanız olmaz. Havza bazlı planlama yaptığımız zaman Türkiye’nin gerçeklerini bileceğiz. Üretim artışı sağlayacağız. Fazla üretimimizi ihraç edeceğiz. Alıcısı olmasa dahi Afrika’da pek çok fakir, fukara insan, devlet var. Türkiye’nin itibarı için onlara göndereceğiz. Onlar alacaklar, tüketecekler. Türkiye’nin ne kadar hayırsever, iyilikçi bir ülke olduğunu bilecekler.  

TARIM BAKANI, FRANSA TARIMINA YAPTIĞI KATKI DOLASIYLA NİŞAN ALIYORSA BİR SORUNUMUZ VAR: Demek ki eğer üreticiyi desteklerseniz, beklediğinizden çok daha iyi verim alırsınız. Türkiye, ele güne muhtaç kalmaz. Sizin seçtiğiniz, iktidar yaptığınız Tarım Bakanı, Fransa’ya gidip, Fransa tarımına yaptığı katkı dolasıyla nişan alıyorsa demek ki bir sorunumuz var. Nişanı aldılar, Tarım Bakanlığı’nın internet sitesine de koydular. Dediler ki ‘Fransız tarımına en büyük desteği veren falan kişi, hadi adını da vereyim, Mehdi Eker, Fransız tarımına yaptığı katkı dolayısıyla ödül aldı.’ Buradan Türkiye’yi çekip çıkaracağız. Sorunlarını biliyoruz, alacağız ve çekip çıkaracağız. Üretimden, alın terinden yana politikalar oluşturacağız ve göreceksiniz çok kısa süre içerisinde Türkiye toparlanacak. Biz bunları yapacağız.

DİYECEKSİNİZ Kİ PARAYI NEREDEN BULACAKSINIZ; BEŞLİ ÇETE NEREDE: Çiftçi kardeşim, hiç meraklanma, söyledim mi bilmiyorum ama yine söyleyeyim; Allah nasip ederse iktidar olduğumuzda göreceksiniz, ilk bir hafta, bir hafta içinde sizin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nden çektiğiniz kredilerin faizlerini tak diye sileceğiz. Sileceğiz. Esnaf için de… Esnafın da Esnaf Kefalet veya bankalardan aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Diyeceksiniz ki parayı nereden bulacaksınız? Beşli çete nerede? Milyarlar götürdüler. Milyarlar derken milyarlar Türk lirası değil, milyar dolarlar götürdüler. Hala götürüyorlar milyar dolarları. Bu kardeşiniz onların tamamını kesecek. Hiç endişe etmeyin. Havadan para kazananlar ve kul hakkı yiyenler… Onlarla benim hesaplaşmam var. Onu ayrı bir yere koyuyorum.  

ALLAH AŞKINA SİZ DE ANLATIN. YETER ARTIK DEYİN YA: Ben beşli çete derken bunu bir espri olarak söylemiyorum. Bir devlet bu kadar soyulamaz. Siz iş alıyorsunuz devletten, eyvallah, kâr da edebilirsiniz, zarar da. Buna da itirazım yok. Herhangi bir müteahhit ihaleye girmiştir, fiyat almıştır, kâr eder, zarar eder. Ama bunlara ayrıcalık tanınıyor. Bunlara deniyor ki ‘sana garanti vereceğim, asla iflas etmeyeceksin, zarar etmeyeceksin’. Garantiyi ne üzerinden veriyorum, ABD doları veya Avrupa Birliği parası ile vereceğim diyor. Ayrıca öyle bir garanti veriyor ki o ülkelerde enflasyon varsa enflasyon farkını da yine vereceğim diyor. Ya Amerika’daki, Avrupa’daki enflasyonun bizimle ne ilgili var? Bizim cebimizdeki paralar oralara gidiyor. Bunları dilimin döndüğü kadar anlatıyorum. Allah aşkına siz de anlatın. Yeter artık deyin ya. Milleti soydular, perişan ettiler.

ENFLASYON OLUR SORUMLUSU CHP: Bize her türlü iftira yapılır. Enflasyon olur sorumlusu CHP. Bir yerde kavga olur, sorumlusu CHP. Bilmem ne olur, sorumlusu CHP. Biz gezip, anlatabilseydik onlar cesaret edip bunu söyleyemezlerdi. Şimdi biz diyoruz ki memleket çok kritik bir süreçte. Olay, bir parti olayı olmayı çoktan aşmış. Olay, bir Türkiye olayı.

ÖĞRETMENİ YERDE SÜRÜKLEYEMEZSİNİZ: Ülkeye adaletin gelmesi lazım. Adaletin olmadığı bir yerde devleti ayakta tutamazsanız ve devlet çürümeye başlar. Geçen gün öğretmenler bir hak talebinde bulunuyor. Öğretmenler yerde sürükleniyor, olmaz. Öğretmeni yerde sürüklenen bir ülke olmaz. Öğretmen, başımızın tacıdır. Hangi görüşten olursa olsun, bütün evlatlarımızı yetiştiren kişidir. ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyorsa Hz. Ali, o zaman biz öğretmenlere değer vermek zorundayız. Sevgili Peygamberimiz, ‘ilim Çin’de bile olsa gidin öğrenin’ diyorsa ve o öğretmen Çin’de değil, hemen komşumuz ve bizim evladımızı yetiştiriyorsa ona saygı duymak zorundayız. Öğretmeni yerde sürükleyemezsiniz.

BU BİLE KOCAMAN BİR AYIP: İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı son üç yıldır Türk üniversitelerini geçiyor. Bu bile Türkiye’nin geldiği noktayı gösteriyor. Bu bile kocaman bir ayıp aslında Milli Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bir ülkenin evlatları olarak. Biz o açıdan gerileri doğru düşmeye başlıyoruz. Türkiye’yi buradan çekip çıkartmamız lazım.

CHP İNŞALLAH İKTİDAR OLDUĞUNDA GÖRECEKSİNİZ: Muhtarlık kurumunun güçlendirilmesi lazım. Bu konuda bir kanun teklifi hazırladık. Parlamentoya sunduk. AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Ama benim sözüm sözdür. CHP İnşallah iktidar olduğunda göreceksiniz muhtarlık kanunu çıkacak ve muhtarlar demokrasinin temel taşı olarak siyaset arenasında görevlerini alacaklar.

BUNLARIN HEPSİ HİKÂYE. HER BİRİMİZ, BERABER HAREKET EDİYORUZ: Bir millet masası var. Ama sayı altı kişi. Altı lider bir aradayız. Altımız ortak hareket ediyoruz. Demokrasi, hukuk, adalet, kadın erkek eşitliği, üretim istiyoruz. Kul hakkı yiyen istemiyoruz. Altı lider bir araya geldik. Zaman zaman gazetelerde, iktidar kanadının televizyonlarında ‘vay o bunu söyledi, bu bunu söyledi, masa dağıldı…’ Bunların hepsi hikâye. Her birimiz, beraber hareket ediyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları biliyoruz. Türkiye’yi bu badirenin içinden çıkartmak zorundayız. Çıkartmak hepimizin görevidir, ortak hedefidir.  

13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANI, MİLLET İTTİFAKI’NIN SEÇTİĞİ CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAK: Bize diyorlar ki ‘Hemen, niçin Cumhurbaşkanı adayınızı göstermiyorsunuz?’ Önce biz hangi konularda görüş birliğine vardık. Önce bunun üzerine oturup konuşmamız lazım. Önce bu işin felsefesini ortaya koymak lazım. Birlikte neleri yapacağız, hangi olaylara öncelikle el atacağız, hangileri daha sonraki bir süreçte ele alınacak… Önce bunları tespit edeceğiz, arkasından Allah nasip ederse hep beraber bir araya geleceğiz, Cumhurbaşkanı adayımızı seçeceğiz ve kamuoyuna duyuracağız. Şundan emin olun: 13’üncü Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı’nın seçtiği Cumhurbaşkanı adayı olacak.

PİRİNÇ TARLASINA GİDECEĞİM, ORADA AÇIKLAYACAĞIM: Pirinç fiyatları… Buradan çıktıktan sonra pirinç tarlasına gideceğim, orada açıklayacağım. Pirincin derdini, pirinci eken önce bir anlatacak, medya onu bir izleyecek. Pirinç ekimi sıradan bir olay değildir. Mücadele, sıradan bir mücadele değildir. Önce o anlatacak, ben onun derdine tercüman olmaya çalışacağım.

KILIÇDAROĞLU’NUN MÜCADELE ETTİĞİ KİŞİLER KUL HAKKINI YİYEN KİŞİLERDİR: Kılıçdaroğlu ile ilgili size pek çok şey anlatabilirler. Bir şeyden emin olmanızı isterim; Kılıçdaroğlu’nun mücadele ettiği kişiler kul hakkını yiyen kişilerdir. Onunla mücadele etmek de benim için şereftir, onurdur.”

 

İlgili Haberler