Uluslararası Para Fonu Birinci Başkan Yardımcısı Gita Gopinath, küresel ekonomideki mevcut koşullar ışığında borçlanma maliyetlerinin orta ve uzun vadede yüksek seyretmeye devam edeceği öngörüsünde bulunmuştur. Bu durumun özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemli riskler taşıdığını vurgulayan Gopinath, söz konusu ülkelerin ekonomik yapısal reformlarına hız vererek bu risklere karşı daha dirençli hale gelmeleri gerektiğini belirtmiştir.

Dünya ekonomisinin nabzının tutulduğu Davos’ta, Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Gita Gopinath’ın konuşması büyük yankı uyandırdı. Gopinath, gelişmekte olan ekonomilerin karşı karşıya olduğu zorlukları ve geleceğe dair öngörülerini paylaştı.

Dayanıklılık ve makro istikrar açısından gelişmekte olan piyasaların son birkaç yılda çok iyi performans gösterdiğini ifade eden Gopinath, “Geçmişte, ABD Merkez Bankası faiz oranlarını 450 baz puan artırsa, bir pandemi yaşansa ve enerji fiyatlarında büyük bir artış olsa gelişmekte olan piyasalarda çok daha fazla çalkantı olmasını beklerdik.” dedi.

YAPISAL REFORM VURGUSU

Gopinath, Uluslararası Para Fonu’nda (IMF) ekonomik istikrarsızlık ve krizlere dair çeşitli risk senaryolarının düzenli olarak incelendiğini belirtti. Ancak geçmiş veriler, bu senaryoların çoğunun pratikte gerçekleşmediğini göstermektedir.

Özellikle 1990’lardan itibaren sağlam para politikası çerçevelerine, finans sektörü düzenlemelerine ve yabancı para biriminde aşırı borçlanılmamasına doğru bir geçiş yaşandığına işaret eden Gopinath, bu uygulamaların gelişmekte olan ülkelerin dayanıklılığını artırdığını belirtti.

Gopinath, gelişmekte olan ülkeler için borçlanmanın giderek daha pahalı hale geldiğini, ABD dolarının güçlenmesinin bu ülkelerdeki şirketleri ve hükümetleri zor durumda bıraktığını ve değişen ticaret politikalarının da ek bir yük oluşturduğunu ifade etti. Bu durumun, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesini yavaşlatabileceği ve istikrarlarını tehdit edebileceği uyarısında bulundu.

Gopinath’ın “yapısal reformlara yatırım yapılması gerekiyor” önermesi, bu sorunlara çözüm bulmak için önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Yapısal reformlar, üretkenliği artırmak, yatırım ortamını iyileştirmek ve ekonomik büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek için gereklidir.

Kaynak: AA

İlgili Haberler

BAKAN NEBATİ: TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ İLE ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLAR YILIN KALAN DÖNEMİNDE DE SÜRECEKTİR

Alman ekonomisi için dikkat çeken rapor

Nurten Öztürk: “Neden Kadın Cinayeti Diyoruz? Cinayeti İşleyen Kadın Mı? ‘Erkek Cinayeti’ni Biz ‘Kadın Cinayeti’ Diye Adlandırıyoruz. Bırakın Artık.”