24 Eylül 2024 Salı

Türkiye’nin Seçimi Artık Politik Değil Sınıfsal Mı?

Çok şey konuşuldu çok şey yazıldı ama ortada bir tek gerçek var o da Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki son 26 yıla (bir aksilik olmazsa) damga vurduğu gerçeği….

Millet ittifakındaki kafa karışıklığını, yetersizliğini, eksikliğini, CHP’nin kendi içindeki yorumlanamaz-akıl almaz kulis oyunlarını bir kenara bırakırsak bu seçimlerin ana ekseninin “söz” ve “müjde” etrafında döndüğü gerçeğidir.

Ancak bir şey çok dikkat çekici…

Kılıçdaroğlu’nun “söz” diyerek vaat ettiği bir çok konudaki umut demetinin toplam artısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “müjde” diye açıkladığı vaatlerin çok üzerinde olmasına rağmen seçmen buna ikna olmadı.

Neydi sayın Kılıçdaroğlu’nun vaatleri bir hatırlayalım;

1.Çalışan ve emeklinin 21 yılda verilmeyen tüm sosyal hakları yanında verilmeyen tüm ekonomik kayıpların yanında geçinebileceği düzeyde ücret,

2. Emekliye; asgari ücret aylığı esas alınarak 8 bin 500 lira olmak üzere iki bayram 17 bin lira bayram ikramiyesi,

 3-Depremzedeye yıkılan evlerinin ve işyerlerinin yerine ücretsiz ev ve işyeri yapımı,

 4-Personel alımında KPSS puanı dışında sözlü mülakatları kaldırma sözü,

5- Cumhuriyetin yüzüncü yılı olan 2023 de 100 bin öğretmen atama sözü,

6-Öğrencilere net asgari ücretin %25 ine denk gelecek kredi sözü,

8.Çiftçiye ucuz kırmızı mazot sözü,

9.Tarıma ve hayvancılığa üretim bazında teşvik; ucuz tohum, ucuz gübre, ucuz yem sözü,

10. Kadınlara aile sigortası sözü,

11-Ülkedeki tüm sığınmacıların 2 yıl içinde ülkelerine gönderilme sözü,

12-Cumhurbaşkanı seçildiğinde saraydaki uçakları satıp yangın söndürme uçakları ama ve Çankaya köşküne çıkıp ülkeyi oradan idare etme sözü,

13-Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüleceği ve tam demokrasiye geçiş sözü….

Peki seçmen neden sayın Kılıçdaroğlu’nun bu vaatlerine prim vermedi?…

Neden; bu vaatlerin tam tersine sayın Erdoğan’ın verdiği ucuz ve eksik seçim müjdelerine tav oldu…

Aslında bunun sırrı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Mayıs günü Kahramanmaraş’taki deprem bölgesinde yaptığı konuşmada gizli.Şöyle diyor sayın Erdoğan;

“Ülkeye kayda değer hiçbir eser kazandıramadıklarına, millete hizmet etmek yerine değerlerine düşmanlık yaptıklarına bakmadan yalan ve iftira siyasetiyle iktidarı umar olmayınca da hüsrana uğrarlardı. ‘Bidon kafalı’ dedikleri, ‘göbeğini kaşıyan adam’ dedikleri ‘makarnacı’ dedikleri milletin iradesine sahip çıkması, bu tek parti artığı faşistleri çılgına çevirirdi. Biz kazanırsak mazlumlar kazanır, mağdurlar kazanır”.

Yani şu; bu ülkede seçimlerin ilk turunu Erdoğan değil; köyden kente göç eden ve kentlerde tutunamayan, üretemeyen, başaramayan, kendini kaybolmuş hissedip yüzünü başaran ve üreten aydın kesime dönen ve onlardan bu yolla intikam almaya çalışan “ezilenler” kazandı…

Bu bir Siyasal İslam sosuna bürünmüş sınıfsal savaşın Anadolu cephesinde; eğitimsiz, az gelirli, birikimsiz, kent kültüründen ve burjuvazinin elit değerlerinden yoksun, kimsesiz ve hakir görülmüş bir sınıfın kazandığı son zaferdir…

Yaşadıkları en son yanılgıdır…

İlgili Haberler