İran Sandık Başında: Hamaney’den Açıklama
Trump’ın Dışişleri Bakanı Adayı Marco Rubio! Sert Dış Politika Tutumu Dikkat Çekiyor
ABD’de yeniden başkan seçilen Donald Trump, Dışişleri Bakanlığı görevine Senatör Marco Rubio’yu aday göstermeyi planlıyor. Rubio, özellikle Çin, İran ve Küba’ya yönelik sert dış politikalarıyla tanınıyor ve Latin ABD’li Dışişleri Bakanı olarak bir ilki temsil edebilir.
ABD’de Başkanlık seçimini Cumhuriyetçi aday ve eski başkan Donald Trump’ın kazanmasının ardından ocak ayından sonra kuracağı ‘A takımı’ da şekillenmeye devam ediyor.
Basına yansıyan haberlere göre; Trump, halihazırda Antony Blinken’ın yürüttüğü Dışişleri Bakanlığı görevine Senatör Marco Rubio’yu aday göstermeyi planlıyor. Rubio, böylelikle bu göreve getirilen ilk Latin ABD’li Dışişleri Bakanı olacak.
Rubio, Trump’ın bu görev için elinde bulundurduğu kısa listedeki ‘en şahin’ seçenekti. Rubio, başta Çin, İran ve Küba olmak üzere bir dizi ülkeye karşı daha sert bir dış politikayı savunuyor.
Rubio’nun tutumunu zaman içinde yumuşattığı ifade edilirken, özel görüşmeler hakkında konuşmak için kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen kaynaklar, Trump’ın dün Rubio’da karar kıldığını anlattı.
“SAVAŞ, MÜZAKERE EDİLMİŞ BİR UZLAŞMA İLE SONA ERECEK”
Yaklaşık 3 senedir devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı da bakan olması halinde Rubio’nun gündeminde üst sıralarda yer alacak. 53 yaşındaki Rubip, son dönemde verdiği demeçlerde Rusya’nın son 10 sene içinde kontrolü altına aldığı tüm Ukrayna topraklarının geri alınmasına odaklanmaktan ziyade Rusya ile müzakere edilmiş bir uzlaşma aramaktan yana. Rubio, aynı zamanda, nisanda Kongre’den geçen, Ukrayna’ya 95 milyar dolarlık askeri yardım paketine karşı oy kullanan 15 Cumhuriyetçi senatörden biriydi.
Marco Rubio, seçim öncesinde, eylül ayında NBC televizyonuna verdiği bir röportajda da “Rusya’nın tarafında değilim ama maalesef hakikat şu ki Ukrayna’daki savaşın sona erme şekli müzakere edilen bir uzlaşma ile olacak.” öngörüsünde bulunmuştu.
KÜBA İLE NORMALLEŞMEYE KARŞI, MADURO HÜKÜMETİNİ ELEŞTİRİYOR
Öte yandan, Donald Trump’ın New York’taki seçim mitinginde komedyen Tony Hinchcliffe’in Porto Riko hakkında söylediği ırkçı sözler, ülkedeki Latin ABD’lilerin tepkisini çekmiş olsa da 5 Kasım’daki seçimde, daha önce çoğunlukla oylarını Demokrat adaylardan yana kullanan Latin ABD’liler arasında Cumhuriyetçi Parti’ye giden oyların sayısı da artış gösterdi. Reuters’ın değerlendirmesine göre, Trump’ın Rubio’yu bu göreve getirmesi, bu seçmen tabanındaki kazanımlarını konsolide etmesine de yardımcı olabilir.
Rubio, aynı zamanda Trump’ın bir önceki başkanlık döneminde Trump’ın NATO’dan çekilmesini zorlaştıracak düzenlemeyi destekleyen isimler arasında yer almıştı. Çin konusunda da Senato’da ‘şahin’ bir isim olarak bilinen Rubio hakkında Çin 2020 yılında yaptırım kararı almış, gerekçesinin Hong Kong’daki demokrasi eylemlerinin ardından takındığı tutum olduğu ifade edilmişti. Dedesi 1962 yılında Küba’dan kaçan Rubio, Trump’a benzer bir şekilde Küba hükümetiyle ilişkilerin normalleşmesine de karşı çıkıyor. Seçimden sonra Trump’ı kutlayan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD ile diyaloğa açık oldukları mesajını verse de Rubio Maduro hükümetine yönelttiği eleştiriler ile biliniyor.
Kaynak: En Son Haber