23 Kasım 2024 Cumartesi

Gazze, Roma İmparatorluğu Döneminde Önemli Bir Fikrî Merkezdi

Gazze’nin tarihi, Roma İmparatorluğu döneminde zengin bir kültürel ve entelektüel kalkınma yaşadı ve bu durum Bizans ve İslam dönemlerinde de devam etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşı, özellikle eğitim kurumlarının ve binaların yıkılması bağlamında “eğitim soykırımı” olarak tanımlanan bir dönemi işaret ederken, bu kadim şehrin entelektüel tarihine bakmak, geleceğini anlamamıza yardımcı olabilir.

Gazze’nin Mısır ile Arap Yarımadası ve Akdeniz medeniyetleri arasındaki bir kavşakta yer alması, onu tarih boyunca güçlü devletler ve ordular için bir rekabet alanı haline getirdi. Mısır, Gazze’yi yüzyıllar boyunca elinde tutmuş, ardından Filistinliler tarafından yaklaşık MÖ 12. yüzyılda bağımsız bir şehir devleti haline gelmişti. Daha sonra, Davud ve Süleyman peygamberler döneminde, Asur ve Pers imparatorlukları tarafından yönetilmiş, Büyük İskender tarafından kuşatılmış ve MÖ 63 civarında Roma İmparatorluğu döneminde yeniden inşa edilmiştir.

GAZZE VE ROMA İMPARATORLUĞU

Gazze’nin Roma İmparatorluğu altındaki tarihi, MÖ 60’larda şehrin yeniden inşa edilmesine dayanır. Gazze, Mısır’dan Levant’a (günümüz Lübnan, Ürdün, İsrail ve Suriye) uzanan ana yol üzerinde bulunuyordu. Aynı zamanda, Arabistan Yarımadası’ndan gelen ticaret yollarının Akdeniz’e açıldığı bir noktaydı.

Başlangıçta bir ticaret merkezi olan Gazze, 5. yüzyılın ortalarına gelindiğinde okullarıyla da tanınan bir şehir haline geldi. Roma döneminin sonlarına doğru, Gazze’nin entelektüel hayatı, İskenderiye, İstanbul ve Antakya gibi diğer önemli merkezlerle yarışıyordu. Bu merkezlerde, dönemin önde gelen öğretmenleri, Roma elitlerinin en zeki bireylerini cezbetmekteydi.

RETORİK VE EĞİTİM

Gazze okullarının eğitim programları hakkında oldukça fazla bilgiye sahibiz. Bu dönemde, eğitim sistemi esas olarak Yunan klasik edebiyatı ve belagat üzerine odaklanıyordu. Öğrenciler, çeşitli konularda hitabet yeteneklerini geliştirmek için eğitiliyordu.

Öğrenciler, bazen İmparator’a hitap eden konuşmalar hazırlıyorlardı. Ancak bu konuşmalar sadece birer övgü niteliğinde değildi; örneğin, Gazze’li öğretmen Timotheus, İmparator Anastasius’a (MS 491-518 yılları arasında hüküm sürmüştür) hitaben yazdığı bir mektupta tüccarlar üzerindeki vergilerin kaldırılmasını talep etmişti.

Gazze’deki okullarda Yunan edebiyatı ve mitolojisi gibi pagan unsurlar da öğretilmekteydi. Roma İmparatorluğu’nun geç dönemi genellikle dini hoşgörüsüzlükle bilinir; hem Hristiyanlar ile diğer din mensupları arasında hem de Hristiyan mezhepleri arasında. Ancak, Gazze’deki entelektüeller, Hristiyan inançları ile klasik kültüre olan sevgilerini dengeleyebildiler. En azından iki Gazzeli Hristiyan düşünürün eserleri günümüze kadar gelmiştir; bu düşünürler, Hristiyanlık yorumlarını, Platon’un dördüncü yüzyıldaki pagan Yeni Platoncu felsefesiyle birleştiren eserler yazmıştır.

PROKORPİUS VE HARİKA SAAT

Gazze’nin en etkili düşünürlerinden biri olan Prokopius, aynı zamanda üretken bir yazar ve öğretmendi. Prokopius, eski bilgelerin sözlerini bir dizi şeklinde birleştiren bir tür yazılı yorum olan “silse” adlı bir tür icat etmiştir.

Prokopius’un en önemli eserlerinden biri, Gazze’deki saatin tanımıdır. Bu mekanik mucize, Gazze’nin ana pazarında bulunan devasa bir guguklu saat gibiydi. Her saat başı, Herkül’ün bir heykeli, Nemean Aslanı’nı öldürmek veya Augias’ın ahırlarını temizlemek gibi efsanevi işlerinden birini sergilemek için görünüyordu. Saat, su gücüyle çalışıyordu ve Prokopius, bu saati, çağının Hephaistos’u (Yunan mitolojisinin tanrıçası) olarak tanımladığı mucit ile karşılaştırıyordu.

Bu saat ve Gazze’nin Roma döneminin sonlarında ünlü okulları, tarihin karanlık sayfalarında kaybolmuştur. Gazze, bu altın çağın ardından yüzyıllar boyunca çatışmaların merkezi olmuştur.

GÜNÜMÜZ VE GELECEK

Prokopius ve öğrencilerinin zamanından bu yana yaklaşık 1500 yıl geçti. Ancak Gazze, hala yaşayan bir şehir; şairleri ve öğretmenleriyle ayakta. Batı Avustralya Üniversitesi’nden akademisyen Christopher Malan, modern Gazze’deki okulların yakında yeniden açılmasını ve entelektüel hayatın tekrar canlanmasına izin verilmesini umuyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ

İlgili Haberler