24 Eylül 2024 Salı

Türkiye Mühendisler Birliği Derneği Ve Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği, “Ankara’nın Kuleli Yapıları” Etkinliği Düzenledi… Ali Turan Pazarlı: “Rant Düşkünlüğünden Dolayı Çirkinleşti Şehirlerimiz”

Türk Mühendisler Birliği Derneği ve Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği Cumhuriyet’in 100. Yılı kutlamaları dolayısıyla “Ankara’nın Kuleli Yapıları” etkinliği düzenledi. Türk Mühendisler Birliği Derneği Başkanı Ali Turan Pazarlı; ” Dışarıdan gelenlerin parası yoktur. Bu insanın yaşayabileceği standart bir yapıya ihtiyaç var. Onun için o tip yerlerin sanatsal bir değeri olmasını bekleyemezsiniz. Maliyeti çıkmaz. Zaten şehrin gelişme bölgelerindedir o yapılar. Hiç değilse merkezdeki özgün yapıları yıkmadan, dışarıya doğru genişleyeceksiniz. Bunu biz böyle yapmadık. Rantı artsın diye Kızılay’ın kendi binası yıkıldı, bir ucube yapıldı. Batıkent gibi dışarı bir şey yaparsınız ama özgün yapıları şehir merkezini kurtarırsınız. Bizde rant düşkünlüğünden dolayı biraz çirkinleşti şehirlerimiz” diye konuştu.

Türk Mühendisler Birliği Derneği ve Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği; Ankara Sanayi Odası’nda Ankara’nın Başkent oluşu ve Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları dolayısıyla “Ankara’nın Kuleli Yapıları” etkinliği düzenledi. Etkinliğe; Prof. Dr. Yaşar Bahri Ergen, Prof. Dr. Adile Nuray Bayraktar, Prof. Dr. Mehmet Tunçer ve Mimar Vedat Ağca da katıldı.

“ANKARA’DAKİ BİNALARIN DAHA ÇOK TANINMASI GEREKİYOR”

Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği Başkanı Sevgi Köylü Haliloğlu, etkinlikte şunları söyledi:

“Biz bu projenin fotoğraf kısmındayız ama projedeki asıl amacımız bir farkındalık yaratmak. Çok güzel binalar var geçmişten günümüze kalan ve kendi hallerine, yok olmaya bırakıldıklarını düşünüyoruz. Ankara, İstanbul gibi değil. Sanatsal anlamda ihmal edildiğini düşünüyorum. Bu açıdan Ankara’yı tanıtabilmek, koruyabilmek adına, Ankara için bir şey yapabilmek adına biz de Ankaralı sivil toplum kuruluşları olarak böyle bir projeyi imza atmak istedik. Hepimiz çok keyifli çalıştık. Güzel bir katalog oluşturduk. Oradaki belgeler, geleceğe yönelik gençlerin başvurabilecekleri bir kaynak.

Ankara’daki binaların daha çok tanınması gerekiyor. Burada da çok güzel binalar var, tarihi eserler var. Onların yok edilmemesi, korunması gerektiğini düşünüyorum. En azından kalanları koruyabilirsek, tanıtabilirsek, farkındalık oluşturabilirsek güzel olacak.

Gençler bunları bilmeli ki burada önemli binalar olduğunu koruyabilsinler, önlem alabilsinler. Çünkü gelecek onların. İleride bizim bulunduğumuz yerlerde onlar olacaklar. Bu yüzden onların farkındalığı çok önemli diye düşünüyoruz.”

“BİZİM MAKSADIMIZ, KENT BELLEĞİ YARATABİLMEK”

Türk Mühendisler Birliği Derneği Başkanı Ali Turan Pazarlı ise şunları söyledi:

“Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında dernek olarak kalıcı bir etkinlik yapmayı düşündük. Mimar arkadaşlar araştırdılar, sonucunda Ankara’daki kuleli yapıları gündeme getirelim dediler. Bunların bir kısmı mevcut, bir kısmı zaten yıkılmış. Bunların da sadece bazılarının fotoğrafını bulabildik. Onları da kayda geçirdik. Bizim maksadımız, kent belleği yaratabilmek. Mesela İstanbul’dan bir fotoğraf görürsünüz, semti tahmin etmeniz kolaydır. Orada farklı binalar vardır, farklı yapılar vardır ama Ankara çok hızlı bir şekilde sözüm ona modern yapılara dönüştü. Hepsi birbirine benzeyen, bir resme baktığınız zaman hangi semt olduğunu bilmeniz mümkün değil, eğer orayı bilmiyorsanız. Bu anlamda Ankara’nın belli yapılarını ortaya çıkartmak en büyük maksat.

Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ortaya çıkmış, mimari bir tarz. O dönemde yapılanların pek çoğu kuleli. Şimdi yaşayan 14 tanesini bulduk. 6 tane de yıkılmış resimlerini bulduk.

“FARKLI YAPI YAPMA ADI ALTINDA GARİP İNŞAATLAR VAR”

Ankara’nın bir köyden hızlı bir şekilde şehirleşmesi ve büyümesi, daha ucuz yapılara yönelmesi, maalesef ciddi bir mimariyi göz ardı etti. Yoldan geçerken görebiliyorsunuz belki ama bir tane görüyorsunuz, 25 tane kibrit kutusu gibi apartmanlar. Bu hızlı şehirleşmenin getirdiği ucuz yapı yapmanın tarzı. Yoksa İstanbul’da binlerce senede herkesin bıraktığı bir şey var orada. Silemiyorsunuz da ama burada yapılar boğuldu.

Cumhuriyet ilan edildiği zaman 75 bin nüfustan bahsediliyordu. Bu kadar hızla gelişen bir yerde böylesine sanat değeri yüksek bina hem az hem de dediğim gibi boğuldu.

Benim görebildiğim yeni bir mimari tarz adı altında, farklı yapı yapma adı altında garip inşaatlar var. Ankara yine İstanbul’a göre iyi. İstanbul daha kötü demek mümkün. Bir binanın gördüğümüz resimlere benzemesinden öte, eğri büğrü. İnşaatı çizebilirsiniz, inşaatı yapacak teknoloji de var fakat o bina bir işe benzemiyor. Ama iç mekanlarda eskiye nispeten biraz daha ihtiyaca yönelik yapılar oluşmaya başladı.”

“RANT DÜŞKÜNLÜĞÜNDEN DOLAYI BİRAZ ÇİRKİNLEŞTİ ŞEHİRLERİMİZ”

Turan Pazarlı, büyükşehirlere edilen göçlerin mimariye etkisi açısından şu değerlendirmede bulundu:

“Dışarıdan gelenlerin parası yoktur. Bu insanın yaşayabileceği standart bir yapıya ihtiyaç var. Onun için o tip yerlerin sanatsal bir değeri olmasını bekleyemezsiniz. Maliyeti çıkmaz. Zaten şehrin gelişme bölgelerindedir o yapılar. Hiç değilse merkezdeki özgün yapıları yıkmadan, dışarıya doğru genişleyeceksiniz. Bunu biz böyle yapmadık. Rantı artsın diye Kızılay’ın kendi binası yıkıldı, bir ucube yapıldı. Kötü olan o. Yoksa dışarıdan gelene çevrede yer çok. Batıkent gibi dışarı bir şey yaparsınız ama özgün yapıları şehir merkezini kurtarırsınız. Bizde rant düşkünlüğünden dolayı biraz çirkinleşti şehirlerimiz.”

İlgili Haberler