İSTANBUL BAROSU GENEL HEYETİ… LİDER DURAKOĞLU, SEYAHAT TUTUKLUSU AVUKAT ATALAY’IN MEKTUBUNU OKUDU: “BUGÜN SUSMA DEĞİL SÖYLEME, FISILDAMA DEĞİL HAYKIRMA GÜNÜDÜR”
Ttb Merkez Konseyinin Görevden Alınması İçin Açılan Davanın Altıncı Duruşması Yapıldı: “Ttb Dün Susmadı, Bugün De Susmayacaktır”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınması talebiyle açılan davanın altıncı duruşması Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşma öncesinde adliye önünde açıklama yapan TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, “Bizim faaliyetlerimiz ne suçtur ne de amaç dışıdır. Verilecek karar ne olursa olsun hekimlik mesleğinin toplumsal sorumluluğunu yürekten hisseden Türk Tabipleri Birliği dün susmadı, bugün de susmayacaktır” dedi. TTB’ye destek veren Dünya Tabipleri Birliği (DTB) ve Avrupa Hekimleri Daimi Komitesi (AHDK) temsilcisi Dr. Marit Halonen Christiansen ise “Bugün burada mahkemeden doğru karar çıkarak, Türk Tabipleri Birliği’nin önemli çalışmalarının hakkının verilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması talebiyle açılan davanın altıncı duruşması bugün Ankara Dışkapı Adliyesi’ndeki 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşma öncesinde, adliye önünde basın açıklaması yapan TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, şunları söyledi:
“İKTİDAR; HUKUKSUZLAŞTIRMAYI, ANAYASASIZLAŞTIRMA İLE TAÇLANDIRIRKEN BU KARARA KARŞI BİRLİKTE SESİMİZİ YÜKSELTMEK VE DAYANIŞMAYI ARTIRMAK ZORUNLULUKTUR”
“Hukuksuzlaştırma ve anayasasızlaştırmaya karşı hukuku, adaleti ve TTB’yi savunuyoruz. Hukuki temelden yoksun, siyasi davanın yine bir duruşması için tekrar Dışkapı Adliyesi önündeyiz. Seçilmişleri, yargıyı kullanarak görevden almaya çalışmak, meslek örgütleri ve demokratik kamuoyu temsilcilerini susturmak iktidarın siyasi ajandasında önemli bir yer tutuyor, bunu biliyoruz.
İktidar çevreleri, Yargıtay 3. Dairesi eliyle bir hukuk darbesi gerçekleştirerek Anayasa’nın 153’üncü maddesini yok sayan bir karara imza attılar. Yasama organının devre dışı bırakıldığı, yasama ve yürütmenin özdeşleştirildiği günümüz siyasi ikliminde tahrip edilmiş olan yargı sistemi de fiilen lağvedilmektedir. Anayasa’yı tanımayan ve hukukun üstünlüğü ilkesini rafa kaldırmış olan iktidar; hukuksuzlaştırmayı, anayasasızlaştırma ile taçlandırırken bu karara karşı güçlü bir iradeyi birlikte kurmak için birlikte sesimizi yükseltmek ve dayanışmayı artırmak zorunluluktur.
Her bir kurum için veya her bir birey için hayati olan anayasal hakların ilga edilmesi er ya da geç, öyle ya da böyle herkese kaybettirecektir. Bu darbeyi gerçekleştiren zihniyet, bugün yine benzer yollarla TTB Merkez Konseyi’ni ‘amaç dışı faaliyet gösterme’ gerekçesiyle görevden almaya çalışmaktadır. Amaç dışı faaliyet gösteren TTB değil, Anayasa’yı ve adaleti korumakla görevli olan kurumlardır. Bunları biliyor ve görüyoruz, her şeye rağmen haykırmaya devam ediyoruz.
“TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ DÜN SUSMADI, BUGÜN DE SUSMAYACAKTIR”
Bizler 100 binden fazla üyesi olan hekim meslek örgütünün seçilmiş yöneticileriyiz. İktidarın ajandası için değil; toplum sağlığı, meslektaşlarımızın ve sağlık emekçilerinin emeği ve hakları için faaliyet gösteririz. Topluma kendi söylediğini tekrarlamak dışında bir amaç biçmeyenler için Türk Tabipleri Birliği’nin faaliyetleri amaç dışı gibi görünebilir. Aldırmıyoruz. Biz görevimizin başındayız. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tüm baskılara rağmen bilimsel bilginin kılavuzluğundan, hekimlik mesleğinin etik ilkelerinden taviz vermeden; toplum sağlığı, meslektaşları ve tüm sağlık emekçilerinin hakları için mücadele etmeye devam edecektir. Bizim faaliyetlerimiz ne suçtur ne de amaç dışıdır. Verilecek karar ne olursa olsun hekimlik mesleğinin toplumsal sorumluluğunu yürekten hisseden Türk Tabipleri Birliği dün susmadı, bugün de susmayacaktır.”
“YURTSUZLAŞTIRMA GİRİŞİMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise, konuya ilişkin şunları dedi:
“Çok uzun yıllardır biz hem meslektaşlarımızın hakları için mücadele ettik hem de toplumun sağlığı için. Toplumun sağlığını koruyacak hastalık ortamlarını ortadan kaldırmak için mücadele ettik. Bizim amacımız çok açık. Ne yazık ki sevgili başkanımız Ali İhsan Ökten’in de ifade ettiği gibi, anayasasızlaştırma gündemi bu günlere damgasını vurmuştur. Çok daha derin bir durumla karşı karşıyayız; artık bir tedbir devleti var. Norm hukukunu ortadan kaldırmış, bunun ötesinde bizi yurtsuzlaştırma girişimiyle karşı karşıyayız. Oysa biz ısrar ediyoruz. Bu yurt bizim. Biz bu yurdun yurttaşlarıyız, yurttaşları olmaya devam edeceğiz. Hiçbir yere gitmiyoruz ve amacımız bu toprakların tüm yurttaşlarının sağlıklı bir hayatı kurabilmesidir. Onun için mücadele etmeye de devam edeceğiz.”
“BAĞIMSIZLIK VE ÖZERKLİK HEM İNSAN HAKLARI AÇISINDAN GEREKLİ HEM HASTA HAKLARI AÇISINDAN GEREKLİ”
Dünya Tabipleri Birliği (DTB) ve Avrupa Hekimleri Daimi Komitesi (AHDK) temsilcisi Dr. Marit Halonen Christiansen ise şu değerlendirmede bulundu:
“Bugün burada Dünya Tabipler Birliği ve Avrupa Hekimleri Daimi Komitesi adına sizlerle bir aradayım. Biz Türk Tabipleri Birliği ile bir arada durmaya devam ediyoruz. Bizler, hekimlerin özerkliğinin olmasının, bağımsızlığının olmasının son derece gerekli olduğu kanaatindeyiz. Bu bağımsızlık ve özerklik hem insan hakları açısından gerekli hem hasta hakları açısından gerekli.
Bugün burada mahkemeden doğru karar çıkarak, Türk Tabipleri Birliği’nin önemli çalışmalarının hakkının verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu olmazsa, Dünya Tabipleri Birliği ve Avrupa Hekimleri Daimi Komitesi olarak Türk Tabipleri Birliği ile bir arada olmaya devam edeceğiz.”
“SAĞLIĞIN PİYASALAŞTIĞI BİR ORTAMDA HALKIN SAĞLIK HAKKINA SONUNA KADAR SAHİP ÇIKAN TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NİN YANINDAYIZ”
HEDEP Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise şunları dedi:
“Anayasasızlık süreci içerisindeyiz. Özellikle Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’ne parmak sallayan, Meclis’e parmak sallayan, halkın iradesine parmak sallayan tutumu aslında Türkiye’de çok uzun süredir yaşadığımız hukuksuzlukların belki de zirve halidir. Bu hukuksuzluklar, nereden kaynağını alıyor? Bu hukuksuzluklar; aslında ilmek ilmek örülen, sarayın her gün topluma karşı, haklara karşı, demokratik kitle örgütlerine karşı, siyasi partilere karşı bu ülkede eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden yana duran bütün kesimlere karşı açtığı yargı savaşından alıyor. Bütün hukuksuzluklar üst üste bindi ve onların bugün zirve hali Anayasa’yı tanımama, Anayasa Mahkemesi’ni tanımama haline de geldi ne yazık ki. Biz her zaman her yerde ilkesel tutum takınan, savaşa karşı barışı savunan bu ceberut sistemin içerisinde, bu neoliberal politikalar içerisinde, sağlığın piyasalaştığı bir ortamda halkın sağlık hakkına sonuna kadar sahip çıkan Türk Tabipleri Birliği’nin yanındayız.”