Zeliha Aksaz Şahbaz: “Pandemide, Depremde, Hayatın Her Alanında Halkın Sağlığı İçin Mücadele Eden Hekimlik Yargılanamaz, Ttb Susturulamaz”
Gülüstan Kılıç Koçyiğit: “Sağlığı Piyasalaştırarak, Şehir Hastaneleri Gibi Bir Ucube Yöntemi Getirerek Sağlıkta Şiddeti Önleyemezsiniz”
HEDEP Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; “Sağlıkta şiddet durmuyor. Hastanelere ateşli, kesici silahlarla girilmesini ne zaman engelleyeceksiniz. Hiçbir kamu kurumuna silahla giremezsiniz ama hastanelerde patır patır insanlara kurşun sıkılıyor, her gün hekimler, sağlık çalışanları şiddete maruz kalıyor. Sizin yapabildiğiniz tek uygulama Beyaz Kod’da rekor, Gri Kod gibi yeni uygulamaya geçmek. Sağlık çalışanına yönelik şiddetin yapısal bir mesele olduğunu kabul etmeni gerekiyor. Sağlığı piyasalaştırarak, şehir hastaneleri gibi bir ucube yöntemi getirerek sağlıkta şiddeti önleyemezsiniz” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Sağlık Bakanlığı’nın 2024 bütçe teklifi görüşülüyor. Görüşmelerde HEDEP Grubu adına konuşan Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit özetle şunları söyledi:
“KAMUSAL SAĞLIK HİZMETLERİNİ TASFİYE ETTİNİZ. HASTAYI MÜŞTERİ, HASTANEYİ TİCARETHANE YAPTINIZ”
“Siz sağlıkta dönüşüm programı dediniz biz buna sağlıkta yıkım programı dedik ve bugün geldiğimiz noktada bunun sağlıkta yıkım programı olduğu çok açık ve net bir şekilde görülüyor. Kamusal sağlık hizmetini siz özelleştirdiniz. Kamusal sağlık hizmetlerini tasfiye ettiniz. Hastayı müşteri, hastaneyi ticarethane yaptınız, meseleye ne kadar para kazanıyoruz diye baktınız. Siz genel olarak cepten yapılan harcamaların Türkiye’de daha düşük olduğunu söylüyorsunuz AB ve OECD ortalaması açısından çünkü yoksul bir ülkeyiz Sayın Bakan. İnsanların cepten harcama yapacak parası, maddi gücü yok. Çünkü bu ülkede asgari ücret açlık sınırın altında, asgari ücret alan birisinin kamusal sağlık sistemine erişemediğinde cepten harcama yapma imkanı var mı, yok.
“HER TÜRLÜ AFETE KARŞI DAYANIKLI OLMASI GEREKİRKEN 22 HASTANENİZ DEPREMDE TAMAMEN YIKILDI”
Hastaneleri yaparken bütün olasılıklara göre yapmanız gerekiyor değil mi; deprem, sel, doğal afetlere dayanıklı bir şekilde yapmanız gerekiyor. Sizinki ne oldu, 22 hastaneniz tamamen yıkıldı, Sağlık Bakanlığı’na ait 27, üniversitelere ait 6, özel sektöre ait 9 olmak üzere bölgedeki 42 hastane binası ağır ve orta hasarlı durumdadır. Hastaneler yıkıldı, deprem bölgesinde insanlar sağlık hizmeti alamadılar. Daha kötü bir şey oldu, jeneratörler çalışmadı, yoğun bakımda entübe olan hastalar hayatlarını kaybettiler. Bunun büyük bir sağlık hakı ihlali olduğunun altını bir kez daha çizmemiz gerekiyor. Deprem bölgelerindeki ASM’lerin çoğu yıkılan binaların altında kaldı çünkü siz ASM’leri bir kamusal hizmet alanı olarak yapmıyorsunuz. Depremzede olan, yakınını, kaybeden, evsiz kalan sağlık emekçilerini göreve çağırdınız o insanları o acılarıyla çalıştırdınız. Gönüllülere izin vermediniz, SES’in çadırını kaldırdınız. Bu anlamıyla emek meslek örgütleriyle koordineli bir iş bilirliği yapmayı aklınızdan bile geçirmediniz.
“BAKANLIĞINIZ ÇOK ÖVÜNÜYOR BİZ HASTANELERDE KUYRUKLARI BİTİRDİK DİYE HAKLISINIZ KUYRUKLAR EVDE TELEFON BAŞINDA”
Bakanlığınız çok övünüyor biz hastanelerde kuyrukları bitirdik diye haklısınız kuyruklar evde telefon başında çünkü. Şu anda bazı branşlar açısından 3 aydan 6 aya kadar randevu alınamıyor. Bu kabul edilebilir bir şey midir? Özellikle de yaşlı hastalar açısında bu durm çok daha kötü. HPV aşısını aşı takvimine alacaktınız, buradan söz verdiniz, çalışma yapıyoruz dediniz. HPV aşısı hala rutin aşı takviminde değil hala insanlar ceplerinden ödeme yaparak HPV aşısını yaptırıyorlar. Sonra gidip dava açıyorlar, bir şekilde paralarını almaya çalışıyorlar. Kadın sağlığı meselesinde sadece HPV aşısı açısından değil, meme kanserine karşı rutin kontrollerin yapılması, tarama tesislerinin artırılması, özellikle 40 yaş üstündeki bütün kadınların tarama, erken teşhis ve tedavisinin önceliğine dair de nasıl bir çalışma yaptığınızı bilmek isteriz.
“SAĞLIĞI PİYASALAŞTIRARAK, ŞEHİR HASTANELERİ GİBİ BİR UCUBE YÖNTEMİ GETİREREK SAĞLIKTA ŞİDDETİ ÖNLEYEMEZSİNİZ”
Sağlıkta şiddet durmuyor. Hastanelere ateşli, kesici silahlarla girilmesini ne zaman engelleyeceksiniz. Hiçbir kamu kurumuna silahla giremezsiniz ama hastanelerde patır patır insanlara kurşun sıkılıyor, her gün hekimler, sağlık çalışanları şiddete maruz kalıyor. Sizin yapabildiğiniz tek uygulama Beyaz Kod’da rekor, Gri Kod gibi yeni uygulamaya geçmek. Sağlık çalışanına yönelik şiddetin yapısal bir mesele olduğunu kabul etmeni gerekiyor. Hasta sağlık hizmetine erişemiyor, bunun sonucunda bütün hırsını, hizmet alamamasının yarattığı kinini gidip ilk elden önüne çıkan sağlık çalışanına yöneltiyor. Sağlığı piyasalaştırarak, şehir hastaneleri gibi bir ucube yöntemi getirerek sağlıkta şiddeti önleyemezsiniz.
“SANIRIM ŞEHİR HASTANELERİNİN SAHİPLERİNİ ZENGİN ETMEK SİZİ MUTLU EDİYOR”
Bütün dünya bu büyük hastane modelinden vazgeçiyor; yönetmesi zor, sterilizasyonu zor, bir birimden bir birime gitmesi bile eziyet. Hekim gidip bir başka birimdeki hastasını muayene edemiyor, hemşire birimler arasında yürümekten bitap düşüyor, hasta geliyor adres aramaktan bütün günü bitiyor. Ama siz şehir hastanelerine ha bire methiye düzüyorsunuz. Anlamadım ne kerameti var bu şehir hastanelerinin. Sanırım sahiplerini zengin etmek sizi mutlu ediyor.”