TBMM, Ekonomi Gündemiyle Olağanüstü Toplanıyor!
Bahçeli’den AYM’ye Sert Sözler… Kandil’in Kuyruğundan Ayrılmaları Lazım!
Partisinin grup toplantısının gazetecilere açıklama yapan MHP lideri Devlet Bahçeli, AYM’nin Yargıtay’ın HDP’nin Hazine yardımının bloke edilmesi talebine ilişkin kararı ser sözlerle eleştirdi. AYM Başkanı ve kurul üyeleri söylediklerimizi hiç kâale almıyor” diyen Bahçeli “Onları şiddetle kınıyorum. Şu Kandil kuyruğundan ayrılmaları lazım.” dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
* Çağa ve zamana yönelik mesajlarımızın taşıyıcı kolonu gençlerdir. Hayat okul ev arasında giden rutin bir güzergah değildir.
* Ülkemizde yaklaşık 27 milyon öğrenci vardır. Bu sayı pek çok ülkenin nüfusundan fazladır. Zenginlik buradadır.
* Bize düşen gençleri sınavdan sınava sokmaktan çıkarıp, tekdüze eğitim mantığına havale etmemektir.
“BİZ GENÇLİĞİMİZİ YOLDA BULMADIK”
* Biz gençliği sınavlarla bulmadık, bu yolda da kaybetmeyiz. Üniversite sınavlarını kaldıracağımız günler çok uzakta değildir.
* Umut ediyorum ki ortak bir mutabakatla üniversite sınavlarını kaldıracağımız günler de uzak değildir.
“İSTANBUL TARİHİ GERİSİNDE KALMIŞTIR”
* İstanbul, Ankara, İzmir büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere diğer tüm büyükşehir belediyeleri ile il ve ilçe belediyelerinin Türkiye’nin yükselen itibarına ve marke değerine müzahir şekilde yönetilmesi tarihi bir öneme sahiptir
* İstanbul 5 yılını kaybetmiş, tarihin gerisine düşmüş, kaos ve kargaşa en büyük Türk kentinin önünü kesmiştir. Aynı durum Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Tekirdağ, Eskişehir, Aydın, Hatay için de geçerlidir. Amacımız muhalefetin elindeki belediye yönetimlerine son vermek ”
* CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının ayak oyunlarından parti içi hesaplaşmalardan, kulis fısıldaşmalarından, kongre hesaplarından hiziplerin rekabetinden başka bildikleri tek bir şey yoktur.
* Türk milleti mahalli idarelerin üzerine düşen zillet gölgesinden kurtulmalıdır. Hizmet değil hezimet vaat edenlerin şehremini olmaları hepimiz adına bir vebaldir. Bu vebalden arınacağız ve Allah’ın izniyle CHP’nin ve diğer zillet ortaklarının yönetimindeki belediyelerin hürriyetlerine kavuşmalarına hep birlikte şahit olacağız.
“EKONOMİ POLİTİKALARI BÜTÜNLÜK İÇİNDE UYGULANMALIDIR”
* MHP, yeni kabinenin ekonomi politikalarına ve enflasyonla mücadele kararlılığına güvenmektedir. Modern ekonominin sağlığı, para politikalarının istikrarlı yapısına bağlıdır. Ekonomi politikaları, bütünlük içinde uygulanıp, piyasa şartlarını dengelediği sürece başarılı olacaktır.
* Dünyadaki trendin aksine Türkiye ekonomisi 11 çeyrektir büyümektedir. Ekonomik adalet, ekonomik özgürlük, ekonomik güvenlik taviz verilmemesi gereken ilkeler olmalıdır.
“ALIN TERİNİN KARŞILIĞI ADİL ŞEKİLDE DAĞITILMALI”
* Türkiye, enflasyon kuşatmasını yaracaktır. Toplumun her kesimini kurdaki dalgalanmalara, öngörülemeyen ekonomik fırtınalara karşı emniyete almak, alım gücünü istikrar içinde tutmak, alın terinin karşılığını adil şekilde dağıtmak ekonomi yönetiminin sorumluluğudur.
* Politika faizinin artışı hususunda beklentileri yükseltmek amacıyla iç ve dış lobilerine faal olduklarını gözlemledik. Küresel finans çevreleri ile iç piyasa aktörleri, PPK’nın toplantısına kilitlendi. Bize göre bu durum ahlaki, hakkaniyetli bir gelişme değildir.
“MHP’NİN FAİZE BAKIŞI BELLİDİR AMA…”
MHP’nin faize karşı bakışı bellidir, değişmemiştir. Teorik ve pratik uygulamada faiz artışı, yatırımı caydıran, üretim çarkına çomak sokan, kredi ihtiyacını pahalılandıran politik bir tercihtir.
Ancak Türkiye’nin ekonomik istikrarı elde etmesi için alınması gereken kısa dönemli ve bazen de can yakan tedbirler vardır, bugünkü külfete katlanmak kaçınılmaz hale gelmektedir.
“VEKİL OLDUĞU PARTİSİNE OY VERMEDİĞİNİ PİŞKİNCE AÇIKLAYAN…”
* Muhalefet partilerinin beyhude çırpınışları, ekonomideki temelsiz iddiaları sonuçsuzdur. Şanslı azınlığın kaymak siyasi tabakası olan partilerin, insanımızın ne yediğinden, nasıl geçindiğinden haberleri yoktur.
* Tefecilerden para, yabancılardan akıl almayı marifet görenlerin savruldukları hazin verici siyasi travmaları ızdırap vericidir. Muhalefet partilerinden hiçbir yol olmayacaktır.
* Vekil almak amacıyla CHP’ye postunu seren, ilk zelzelede pencereden atlayıp sığındığı evini terk ederek taşa tutanlar siyasi ahlakın yüz karalarıdır. Bunlar, dün de bugün de yarın da güven vermeyen siyaset simsarlarıdır.
* Vekil olduğu partisinin adayına oy vermediğini pişkince açıklayanların, çıkarlarına nasıl kul köle olduğu sabittir.
“BATAN GEMİYİ İLK TERK EDEN..”
* Bu ahlaki yanılma bizim sorunumuz değilse bile yeni bir Babacan vakasını Türk siyaset ve demokrasi hayatının hak etmediğini söylememiz sorumluluğumuzun gereğidir.
* Batan gemiyi ilk terk eden korkaklar ve korsanlardır. Batık gemiyi limana sağlam götürmekten bahseden Kılıçdaroğlu’nun, baba oğlu arasındaki saltanat kavgasından nasıl çıkacağı merak konusudur.
* Hançer üstüne hançer yiyen CHP’li yöneticilerin pişmanlık içinde özür dilemesi, yararsız bir sızlanmadır. Mensuplarının birbirine güvenmediği bir siyasi bünyenin kadavraya dönüşmesi kaçınılmazdır.
“AYM SÖYLEDİKLERİMİZİ KÂALE ALMIYOR”
Grup Toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularına yanıt veren Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin kararını HDP ile ilgili kararını sert sözlerle eleştirdi.
Bahçeli, AYM’nin Yargıtay’ın HDP’nin Hazine yardımının bloke edilmesi talebine ilişkin kararı için “Anlaşılıyor ki, AYM Başkanı ve kurul üyeleri söylediklerimizi hiç kâale almıyor” dedi.
Geçmiş dönemde, Anayasa Mahkemesi’nin tasarrufları üzerinde çok geniş değerlendirmelerde bulunduk” diyen Bahçeli, AYM’nin HDP’nin istekleri doğrultusunda hareket ettiğini ifade etti.
“AYM KANDİL’İN KUYRUĞUNDAN AYRILMALIDIR”
Bahçeli’nin açıklaması şöyle sürdürdü:
“Bu konumdan kurtulması için mutlak suretle yeni bir anayasa hazırlanmalı ve Anayasa Mahkemesi’ne şekil verilmeli. Milli düşünceye sahip, vatanını seven bir anlayış ile Anayasa Mahkemesi’nin faaliyetlerini sürdürmesidir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi kadar Türkiye’nin önemli bir kurumudur. Cumhuriyet Başsavcısı’nın uyarılarını dikkate almayan bir Anayasa Mahkemesi, hattı zatında yargı müessesini dikkate almıyor demektir, Cumhuriyetin kurucusu Yargıtay Cumhuriyet Savcısını dikkate almıyor demektir.
Onları şiddetle kınıyorum. Şu Kandil kuyruğundan ayrılmaları lazım.”