23 Kasım 2024 Cumartesi

10 Ekim Katliamı Davası Avukatlarından Doğanoğlu, Bakan Yerlikaya’nın Antep Valiliği Dönemindeki Işid Saldırılarını Anımsattı: “İhmal Demek Bize Zül Geliyor Ama En Azından Büyük Bir Göz Yummanın Olduğunu Biliyoruz”

TAMER ARDA ERŞİN

10 Ekim katliamı davasının avukatlarından Senem Doğanoğlu, İçişleri Bakanlığı’na atanan Ali Yerlikaya’nın, 10 Ekim katliamı planlanırken Gaziantep Valisi olduğunu anımsattı. Yerlikaya hakkında yaptıkları üç ayrı suç duyurusunun işleme konulmadığını belirten Doğanoğlu, “Ali Yerlikaya, aynı zamanda kendi hizmet süresine 5 Haziran, 20 Temmuz, 10 Ekim katliamlarını, Ağustos 2016 kına gecesi katliamını da dahil etmiş olan bir vali. Dahası, 1 Mayıs’ta (2016) Antep Emniyeti saldırısı da onun döneminde oldu. Oradaki en büyük mülki idari amir. İhmal demek bize zül geliyor artık ama en azından büyük bir göz yummanın olduğu, birbiri ardına gelen katliamlarda herhangi bir aktif politika izlenmediğini biliyoruz” dedi.

Terör örgütü IŞİD’in Türkiye’de 2015 ve 2016 yıllarında düzenlediği bombalı saldırıların organize edildiği merkez Gaziantep’ti ve o yıllar arasında Gaziantep Valisi, yeni kabinede İçişleri Bakanı olarak görev alan Ali Yerlikaya’ydı. IŞİD’in Ankara Tren Garı’nda 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlediği bombalı saldırıda ise 103 yurttaş yaşamını yitirdi ve bu olayda ihmali olduğu ileri sürülen kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmedi.

10 Ekim katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları ve yaralıların avukatları, katliamda Yerlikaya’nın da ihmali olduğunu ileri sürerek 3 ayrı suç duyurusunda bulundu, ancak suç duyuruları dikkate alınmadı ve reddedildi.

10 Ekim davası avukatlarından Senem Doğanoğlu, Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı’na atanmasını ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Doğanoğlu, katliamda ihmali olduğundan şüphelendikleri bütün kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundukları belirterek şunları söyledi:

“30 Eylül tarihi itibarıyla (bombacıları Ankara’ya getiren hükümlülerden) Yakup Şahin’in gübre alımı konusunda şüpheli hale gelen Nizip’teki bildirimi ciddiye almadığına dair bilgi elimize geçince, yine Antep Valiliği konusunda suç duyurusunda bulunduk. Hepsi işleme koymama kararları ile sonuçlandı. Ama tabii Antep Valisi, Şubat 2015 itibariyle Antep’in valiliğine getiriliyor. Özellikle IŞİD’in Türkiye’deki örgütlenmesi açısından Antep hücresinin çok özellikli olduğu biliniyor. Antep hücresinin aslında Suriye’de oluşturulan ketibeler (bölükler) nezdinde de komutanlık verilmesi anlamında da çokça militan devşirdiğini biliyoruz.

Sınır meselesinde en son varış ve çıkış noktası Antep olarak da bir politik olarak özel bir kent kılınıyor. Tam bu dönemlerde valilik yapıyor Ali Yerlikaya. Ali Yerlikaya, aynı zamanda kendi hizmet süresine 5 Haziran, 20 Temmuz, 10 Ekim katliamlarını, Ağustos 2016 kına gecesi katliamını da dahil etmiş olan bir vali. Dahası, 1 Mayıs’ta (2016) söz gelimi Antep Emniyeti saldırısı da onun döneminde oldu. Oradaki en büyük mülki idari amir. Bugünden geçmişe baktığımızda çokça bilginin biriktiğini biliyoruz. İhmal demek bize zül geliyor artık ama en azından büyük bir göz yummanın olduğu, birbiri ardına gelen katliamlarla da herhangi bir aktif politika izlenmediğini de biliyoruz.

“OPERASYON DÜZENLENEN DÖNEMİN VALİSİ”

10 Ekim Ankara katliamı açısından önemli olan bir şey, bütün bu katliamların en önemli ismi Yunus Durmaz’ın kendisini patlattığı dönemde de vali, 19 Mayıs 2016’da. Halil İbrahim Durgun, 10 Ekim Ankara katliamının bombacılarını taşıyan ekibinden Halil İbrahim Durgun da kendisine yönelik operasyonda güya kendini patlattı. Mehmet Kadir Cabael açısından valilik daha önemliydi, bir çatışmada aslında kendini önce patlattığını valilik iddia etti. Bu vali, bugünün İçişleri Bakanı. Daha sonra raporlar geldiğinde gördük ki bitişik atışla öldürülmüştü Mehmet Kadir Cabael, kendisine yönelik operasyonda. 10 Ekim Ankara katliamının, IŞİD’in Türkiye örgütlenmesinin, IŞİD’in Suriye örgütlenmesindeki en önemli isimlerin de kendilerine operasyon düzenlenen döneminin valisiydi.”

“SANKİ HİÇ IŞİD GERÇEĞİ OLMAMIŞ GİBİ”

Doğanoğlu, Yerlikaya’nın Antep Valiliği dönemini, “IŞİD gibi oldukça araçsal kullanılan ve son derece saldırgan, soykırımcı örgütün en büyük hamlelerini yaptığı ve belki de daha önemlisi, örgütlenmek kadar önemli olan kısım, bir bir delillerin de yok edildiği puslu ve sisli bir Antep görünüşünün, herkesin yavaş yavaş operasyonlarla öldürüldüğü, böylece sanki hiç IŞİD gerçeği olmamış gibi Antep’te, bunun deneyimlendiği bir dönemini valisiydi” dedi.

10 EKİM KATLİAMI VE BÜTÜN KATLİAMLAR AÇISINDAN ÖZEL BİR YERİ VAR TARİHİMİZDE”

Doğanoğlu, “7 yıldır devam eden, ‘Antep Valisi de yargılansın’ şeklindeki suç duyurumuzun akıbetine ilişkin bayağı engelleyici olacağı düşünülebilir” diyerek Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasına ilişkin endişelerini dile getirdi.

Doğanoğlu, “Antep Valisi’nin (Yerlikaya’nın) özellikle 10 Ekim katliamı ve bütün katliamlar açısından özel bir yeri var tarihimizde” dedi.

“ÖDÜLLENDİRME”

Doğanoğlu, Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasını “ödüllendirme” diye yorumladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kişisel olarak ödüllendirilmiyor. Biraz önce de anlattığımız ve beraber tanık olduğumuz katliamlar, Türkiye tarihinin en karanlık döneminin başlamasında bu kadar önemli bir özenin İçişleri Bakanı haline gelmesi, kendi içinde kişisel olarak bir ödüllendirme olabilir, ama aynı zamanda bir politikanın tahkim edileceği anlamına geliyor. Devletin kendi içinde kurduğu aklın, ödül-ceza mekanizmasından ziyade bize vereceği zararla ilgili kısım değerli. O da bu ve müthiş bir hesapsızlık. Umut ediyoruz ki benzer örgütlenmelerin ve ortadan kaldırmaların yaşanmadığı bir döneme doğru gideceğimizi umut ediyoruz. Ama sonuçta icra edilmiş bir politika var.”

“BİRBİRLERİNİ TEYİT EDECEKLER”

Doğanoğlu, Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturmasına ilişkin, “Devraldığı şey, kendi yarattığı bir politikaydı. O anlamda (Süleyman Soylu ile) birbirlerini teyit edecekler” dedi.

İlgili Haberler