İSTANBUL BAROSU GENEL KONSEYİ… KÜRSÜDE GERGİN ANLAR
İranlı Yönetmen Ve Senarist Akbari: “Sadece Kadınların Özgürlüğünü İstiyorum. Kadın, Yaşam, Özgürlük…”
HABER: CEREN BALA TEKE / KAMERA: EYLEM LADİN DEĞER
İranlı yönetmen ve senarist Mania Akbari, 26’ncı Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde “Burada olmaktan çok mutluyum. Bu festivalle ilgili çok güzel anılarım var. İlk filmim olan ‘20 Fingers’ (2004) ile de buradaydım ve şimdi de buradayım. Bu festivalle gurur duyuyorum ve destekliyorum. Ayrıca feminist hareketi de destekliyorum. Bu festivale de çok teşekkür ediyorum. Komşuyuz ve çok benzer kültürlere sahibiz. Sadece kadınların özgürlüğünü istiyorum. Kadın, yaşam, özgürlük” dedi.
26’ncı Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali dün Opera Sahnesi’nde yapılan açılış töreniyle başladı. İranlı yönetmen ve senarist Mania Akbari de festivale katıldı. Mania Akbari, Onur Ödülü’ne layık görülen oyuncu Tilbe Saran, Genç Cadı” ödülünün sahibi Nazlı Bulum ve CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka ANKA Haber Ajansı’na festivalle ilgili değerlendirmeler bulundu.
AKBARİ: KADIN, YAŞAM, ÖZGÜRLÜK…
İranlı yönetmen ve senarist Mania Akbari, şunları söyledi:
“Burada olmaktan çok mutluyum. Bu festivalle ilgili çok güzel anılarım var. İlk filmim olan ‘20 Fingers’ (2004) ile de buradaydım ve şimdi de buradayım. Bu festivalle gurur duyuyorum ve destekliyorum. Ayrıca feminist hareketi de destekliyorum. Bu festivale de çok teşekkür ediyorum. Komşuyuz ve çok benzer kültürlere sahibiz. Sadece kadınların özgürlüğünü istiyorum. Kadın, yaşam, özgürlük…”
“HAYATIMIZI ŞENLENDİREN SADECE SANAT VAR”
Festivalin Onur Ödülü’ne layık görülen oyuncu Tilbe Saran da şunları söyledi:
“Çok heyecanlı. İnsan sahiden onur duyuyor. Hem böyle bir festivalde anılmış olmaktan hem bu torenin Büyük Tiyatro’da oluyor olmasından. Benim için çok özel bir mekan. Hayatımızı şenlendiren şu sıralar sadece sanat var. Onun bir parçası olmak keyifli. Bu gece o keyfi yaşamak istiyorum.
“AMA BUGÜN AMA YARIN BAHAR HEP GELIYOR”
Şaşırıyorum bazı şeylere. Nezihe Muhittin’lerin açtığı yolda birden bire onlardan geriye düşmüş olmak çok akılla anlaşılabilecek bir şeymiş gibi gelmiyor. Topyekûn bir yerlerde yanılıyoruz. Bir şeyler yanlış biliniyor, anlatılıyor diye düşünüyorum. Meşrutiyet’ten beri kazanmış olduğumuz haklardan feragat edeceğimizi herhalde hiç kimse düşünmüyordur. Ama bugün ama yarın bahar hep geliyor.
“KADIN MÜCADELESİNİ EN SIKI MUHALEFET EDEN GRUP OLARAK GÖRÜYORUM”
Artık kadın mücadelesini sadece kadınların mücadelesi gibi değil de gerçekten en sıkı muhalefet eden grup olarak görüyorum. Herkesin sesinin gür çıktığı herkesin itirazının dile getirilebildiği bir mecra oldu. Onun için çok önemli çok kıymetli. Kulak verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“ARTIK ÇAĞA UYUM SAĞLAYAN BİR ÜLKEDE YAŞAMAYI HAYAL EDİYORUM”
25’nci Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali “Genç Cadı” ödülünün sahibi Nazlı Bulum ise şöyle konuştu:
“Uçan Süpürge, çok kıymet verdiğim bir festival. Çok iyi hissettiriyor insana burada birlikte olmak. Bu sene de ödül takdim edeceğim için heyecanlıyım. Bölüm arkadaşıma ödül veriyorum, aynı okuldan mezunuz. Zamanlaması da çok güzel oldu. Merve Dizdar’dan sonra hepimiz çok mutlu olduk. İnanılmaz bir gurur kaynağı oldu bütün ülke için, hepimize umut da verdi. Tam onun üstüne burada olmak çok güzel açıkçası. Her zaman en çok yüklenilen kadınlar ve gençler oluyor. Artık çağa uyum sağlayan bir ülkede yaşamayı hayal ediyorum. Çünkü bazı tepkiler ya da beklentiler hiç düşünülmeden hareket ederek sadece saldırmak için yapılıyor. Kadın olmak her zaman zor ama bir kısım erkeğin her zamankinden daha fazla saldırganlaştığını düşünüyorum. Böyle olmamasını umut ediyorum. Biz vazgeçmeyeceğiz, buradayız. İşimizi de en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz.”
“KADIN HAKLARI KONUSUNDA BIRAKIN YENİ KAZANIMLARI VAROLAN HAKLARIMIZI KAYBETMEME MÜCADELESİ VERECEĞİZ”
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ise şunları dile getirdi:
“Öncelikle Uçan Süpürge’nin 26’ncı yılını kutluyorum. 26 yıldır hep bir araya geliyoruz ve hem kadın yönetmenlerin hem kadın emekçilerin hem de kadın direnişçilerin, kadın mücadelesinde yer alanların bir ve beraber olduğu gün. Dayanışmayı yükseltiyoruz. O açıdan da çok önemli bir günde yine birlikteyiz. Şurası bir gerçek; şu anda 100’üncü yaşında olduğumuz Cumhuriyet tarihimizin en gerici ve en kadın düşmanı vekillerini de içinde barındıran bir Meclis’e sahibiz. Dolayısıyla bu dönemde yasama faaliyetleri çok daha zorlayıcı olacak. Özellikle kadın hakları konusunda bırakın yeni kazanımları var olan haklarımızı kaybetmeme mücadelesi vereceğiz. İşte bu kritik süreçte yan yana, omuz omuza olmak, mücadele etmek ve bu birlikte yürüyüşümüzü daha da güçlendirmek zorundayız. Biliyoruz ki mücadele ettiğimiz zaman mutlaka ama mutlaka kazanırız. Türkiye’de 25 milyon seçmen ‘Kılıçdaroğlu’ dedi. ‘Değişim’ dedi. Bu önemli bir şey. Bunu da yok saymamak gerekiyor. Belki bu seçimde istediğimizi alamadık ama bir sonraki seçimde almayı da garantiledik.”