GERMENCİK BELEDİYE BAŞKANI ÖNDEŞ, ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERE BAŞARI DOLU BİR YIL DİLEDİ
SÜRDÜRÜLEBİLİR GÜÇ VE İKLİM HAREKET PLANI 4. BELEDİYELER BULUŞMASI… AHMET ARAS: “DÜNYAYI MAHVEDEN ŞEY ARTIK BU TÜKETİM ALIŞKANLIĞI”
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: ADEM KARABAYIR
Bodrum Belediye Lideri Ahmet Aras, Sürdürülebilir Güç ve İklim Aksiyon Planı programında; “İnsan aksiyonunun temel motivasyonu, kapitalizmle birlikte büsbütün tüketime yanlışsız evrildi. Dünyayı mahveden şey artık bu tüketim alışkanlığı hâline geldi. İhtiyacımızdan çok daha fazlasını alıyoruz, çok daha fazlasını tüketiyoruz. Neoliberal siyasetler çerçevesinde de bize bir örnek hayat biçildi. Tükettiğimiz kadar varız artık. Bu bize dayatılan bir şey. Biz de buna kayıtsız kuralsız inanıyoruz. Bu doğrultuda hayatımızı devam ettiriyoruz” dedi.
“Sürdürülebilir Güç ve İklim Aksiyon Planı, 4. Belediyeler Buluşması”, “İklim Nötr Kentler Amacında Adil Geçiş” başlığıyla bugün Muğla’nın Bodrum ilçesinde yapılıyor. Gazetecilerin de sunum yapmak üzere davet edildiği programda açılış konuşmasını yapan Bodrum Belediye Lideri Ahmet Aras, şair Nâzım Hikmet’in “Dünyada kiracı üzere değil, yazlığa gelmiş üzere de değil, yaşa dünyada babanın meskeniymiş üzere. Tohuma, toprağa, denize inan. Beşere hepsinden önce. Bulutu, makineyi, kitabi sev, insanı hepsinden önce. Kuruyan kolun, sönen yıldızın, sakat hayvanın, duy acısını, hepsinden önce de insanın. Sevindirsin seni cümlesi nimetlerin, sevindirsin seni karanlık ve aydınlık, sevindirsin seni dört mevsim fakat hepsinden önce insan sevindirsin seni” dizeleriyle seslendi.
“İklim, siyasi sloganlara yanıt vermez. Ekonomik modellere karşı sorumlu değil. Tersine insanlık olarak bizler ekosisteme karşı sorumluyuz” diyen Aras, şöyle konuştu:
“YANGINDAN SONRA HİÇBİR ŞEY ESKİSİ ÜZERE OLMADI: Bugün bu sorumsuzluğumuz sonucunda bir çöküşe tanıklık ediyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) bu çöküşü insanlık için ‘kırmızı alarm’ olarak nitelendiren iklim raporuyla açıklıyor. Yanılgıya yer bırakmayan ikazları ile bu rapor, burada olan biten, anlatacağımız kademeyi çoktan geride bıraktığımızı, bunu şahsen deneyimlediğimiz bir dönemde olduğumuza dikkat çekmekte. Aranızda geçtiğimiz yıl yangın bölgesinde bulunanlar da muhtemelen vardır. Küçücük bir kıvılcımın tabiatı nasıl ele geçirdiğini ve bizi nasıl çaresiz bıraktığını şahsen deneyimledik. Derimizde hissettiğimiz kavrukluk da o çaresizlik içinde hissettiğimiz neredeyse en son şeydi. Kulaklarımızda tutuşan ağaçların sesleri vardı ve o ağaçlarla birlikte yanan hayvanların çığlıklarını duyduk. Artık hiçbir şey eskisi üzere olmadı hepimiz için ve coğrafyamız için ve orada yaşayan canlılar için.
KENDİ MEZARIMIZI KAZMAMAK İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLERİ DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALDIK: Kendi mezarımızı kazmamak için de yapmamız gerekenleri de tekrar tekrar orada düşünmek zorunda kaldık. Lokal yönetimler de sürdürülebilir güç çalışmaları da Karşıyaka Belediyemizin öncülüğünde işte tam da bu sebeple ortaya çıktı. Tıpkı halde daima birlikte Küresel Liderler Sözleşmesi’ne imza attık. Sürdürülebilir güç ve iklim aksiyon planı hazırlama süreçlerine girdik. Tüm hizmetlerimizi, iklim değişikliğiyle mücadelede ahenk ve azaltım çalışmaları kapsamında tekrar tasarlamak ve uyum sağlamak üzere İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüklerimizi kurduk. Yapılan çalışmalar hakkında tekrar programda bilgiler verilecektir. İklim değişikliğiyle Avrupa Birliği’nin (AB) Horizon Ufuk Programı kapsamında da hibe çağrılarına başvurduk, başvurmaya da devam ediyoruz. AB’nin 2030 için belirlediği misyon çağrılarından 2030 yılına kadar desteklenmek üzere iklim adaptasyonu misyonuna seçildik ve AB’nin 3 yıllık bir Ufku Avrupa Projesi’ne seçilerek iklim nötr geçişlerini kapsayıcı ve sürdürülebilir kılmak ve yenilikçi yaklaşımları test etmek için seçilen 60 kente dahil olduk.
MİSYONLA İLGİLİ PROJELERDE YER ALMA İMKÂNI KAZANDIK: Tekrar AB amaçlarının, 2030 gayelerinin belirlediği misyon çağrılarından ‘100 İklim Nötr Akıllı Kentler Misyonu’na başvurduk. Sivil toplumla birlikte 2030’da Bodrum’un iklim nötr olması ve öbür Avrupa kentlerine öncü olması için ilgimizi belirttik. Eş düzeyli öğrenme fırsatları programına dahil olduk ve misyonla ilgili projelerde yer alma imkânı kazandık. AB Araştırma ve İnovasyon Programı çerçevesi Horizon 2020 kapsamında hibe çağrısında bulunduk. Liderliğini Münih Üniversitesi’nin yaptığı, İtalya ve 5 Akdeniz ülkesinin de yer aldığı 10 ortaklı 36 aylık iklim akıllı ve su tasarrufu, öncü tarımın kurak Akdeniz bölgelerinde su, güç, besin, ekosistemi irtibat noktası üzerindeki tesiri proje teklifimiz iki kademeyi da geçerek seçildi. Bunların birer bebek adımları olduğunun hepimiz farkındayız. Buluşmalarımıza katılan tüm belediye liderlerimiz, BM ve AB karar ve amaçları doğrultusunda Liderler Sözleşmesi’ni imzalayarak Sürdürülebilir Güç ve Hareket Planı hazırlık çalışmalarını da bu adımlar doğrultusunda yapıyor.
İHTİYACIMIZDAN ÇOK DAHA FAZLASINI TÜKETİYORUZ: Ülkemiz BM Hükümetler Ortası Hüküm Değişikliği paneli IPCC tarafından kabul edilen ‘İklim değişikliği 2022, tesirler ve kırılganlık’ başlıklı raporda, çok hava olaylarına karşı Avrupa’nın en kırılgan ülkesi olduğunu ortaya koydu. Akdeniz’in 22 ülkesi yani toplam 480 milyon kişi, dünyanın geri kalanından yüzde 20 daha süratli ısınmakta. Türkiye de bu bölgenin bir üyesi. Bu halde devam edersek, topraklarımızın çok önemli bir kısmı yerleşilemez hâle gelecektir. Hasebiyle bu dramatik değişime karşı her Akdeniz ülkesi ve bu ülkeyi yönetenlerin bu mevzuyu ele almaları gerekiyor. Birlikte çalışırsak lakin daha geniş ölçekte çalışırsak başarılı olabileceğimizden şüphemiz yok. İnsanın tabiatla, canlılarla ve olağan kendisiyle kurduğu bağlantıyı düşünürsek tek yönlü bir bağdır. Kırmızı alarm kümesinde olmamızı hiç de şaşırtan kılmıyor. Çünkü; insan aksiyonunun temel motivasyonu, kapitalizmle de birlikte büsbütün tüketime hakikat evrildi. Dünyayı mahveden şey artık bu tüketim alışkanlığı hâline geldi. İhtiyacımızdan çok daha fazlasını alıyoruz, çok daha fazlasını tüketiyoruz. Neoliberal siyasetler çerçevesinde de bize bir örnek hayat biçildi. Tükettiğimiz kadar varız artık. Bu bize dayatılan bir şey. Biz de buna kayıtsız kuralsız inanıyoruz. Bu doğrultuda hayatımızı devam ettiriyoruz.
DÖNÜŞÜMÜ BAŞLATACAK İRADEYİ OLUŞTURMAYA KARARLIYIZ: İklim değişikliğinin birçok yerde yarattığı dehşet ve çatışmanın yanı sıra Avrupa ve Amerika’nın da nüfusunun birtakım bölümlerinin verdiği yansıyı sağ popülizme kaymadan fakat bu halde önleyebiliriz. Trump yönetiminin alaycı bir halde, politik dayanak kazanmak için de kullandığı iklim değişikliğinin büsbütün inkar edilme söylemleri de hafızalarımızda. İklim şüpheciliği hem gezegenimiz için paylaştığımız bu endişeyi hem de birtakım insanların iklim değişikliğine sebep olan şeylerin suçunun sorumluluğunun kendi üstlerine atıldığını hissedince yarattığı öfkeyi somutlaştırıyor. Siyasette yabancı düşmanlığı ve iklim fobinin tıpkı yöne hitap ettiği ve tıpkı kaygı faktörüne katkıda bulunduğu gerçeğinden hareket ederek politikalarımızı ve söylemlerimizi, toplumsal adalet ve sürdürülebilir kalkınma odaklı bir yaklaşımla belirlememiz gerekmektedir. Tarihin bu kritik evresinde en son isteyeceğim şey ise var oluşumuzun irrasyonel ve öngörülemeyen bireylere bağlı olmasıdır. Biz bu tepeler ile bilimin ve aklın ışığında dayanışma içerisinde dönüşümü başlatacak iradeyi oluşturmaya kararlıyız ve bunun için çalışıyoruz.”
