DÜNYA ŞAMPİYONU HOY-TUR HALK DANSLARI TOPLULUĞU, AVRUPA SAHNESİNDE
DOĞADER LİDERİ, NİLÜFER BARAJI’NIN SUYUNUN TÜKENMESİNİ KIYMETLENDİRDİ: “HALK SU TASARRUFUNA ÇAĞRILIYOR. SUYUN YÜZDE 70-80 CİVARI SANAYİ VE ZİRAÎ HEDEFLİ KULLANILIYOR. HALK, YÜZDE 20-30 CİVARINDA SU TÜKETİYOR. BURSA HALKI YANILTILIYOR”
DOĞADER Lideri Sedat Güler, Bursa’da kentin içme suyu muhtaçlığını karşılayan Nilüfer Barajı’ndaki doluluk oranının sıfıra yaklaşması üzerine Bursa Büyükşehir Belediye Lideri Alinur Aktaş’ın yaptığı tasarruf çağrısına reaksiyon gösterdi. DOĞADER Lideri Sedat Güler, “Halk su tasarrufuna çağrılıyor ama burada bir yanılgı var çünkü suyun yüzde 70-80 civarı sanayi ve ziraî amaçlı kullanılıyor. Halk yüzde 20-30 civarında su tüketiyor. Bu hususta Bursa halkı yanıltılıyor” dedi.
Bursa’da Doğancı Barajı’nı besleyen ve kentin içme suyu muhtaçlığının önemli bir kısmını karşılayan Nilüfer Barajı’nın doluluk oranının yüzde 0’a yaklaşması üzerine Bursa Büyükşehir Belediye Lideri Alinur Aktaş açıklama yaparak, kentin hiç yağmur yağmaması halinde 70 günlük suyunun kaldığını, vatandaşların su konusunda tasarruflu olması gerektiğini söylemişti.
Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komitesi Lideri Eralp Atabek; barajın durumunu ve belediye liderinin çağrısını kıymetlendirdi. Atabek, “Su kullanımı konusunda tasarruf yapılması gerektiğini tavsiye eden Belediye Başkanı’na, Belediye Kanunu’ndaki görevlerini yerine getirmesini hatırlatmak gerekir. Çünkü barınma, su, pak hava ihtiyaçlarının giderilmesi bakımından Belediye Kanunu’nun ve sonrasında da asıl kurucu yasal düzenleme olan Anayasa’daki görevlerin yerine getirilmediğini görüyoruz” tabirlerini kullandı.
“ACİLEN SU HAREKET PLANI HAZIRLANMALI”
DOĞADER Yönetim Konseyi Lideri Sedat Güler şunları söyledi:
“Bursa’yı yönetenlerin acil su aksiyon planı hazırlamaya başlaması gerekiyor. Kasım’ın sonu aralık başlarına gelmemize karşın kuraklık hala devam ediyor ve bununla ilgili de hiçbir çalışma görmüyoruz. Orhaneli-Çınarcık Barajı’nın 2050’ye kadar Bursa’nın su meselesini çözeceği söyleniyordu lakin aldığımız duyumlara göre Teknosab’a oradan su gönderilecekmiş. Yani Bursa’yı yeniden bir susuzluk bekliyor. Bursa bir İç Anadolu kenti değil. Tabanında Uludağ üzere su kaynağı olan, hava kaynağı olan bir kent. Evliya Çelebi, ‘Velhasıl Bursa sudan ibarettir’ diyor fakat çok acıdır ki Bursa yaklaşık 10-15 yıldır her sonbaharda zirvesinde Demokles’in kılıcı üzere kuraklık riski yaşıyor. Buna dair Bursa’yı yönetenlerin artık bir an önce önlem alması gerekiyor.”
“SANAYİNİN KULLANDIĞI SUYU DENETLESİNLER”
Bursa Büyükşehir Belediye Lideri Alinur Aktaş’ın halka yönelik su tasarrufu çağrısını pahalandıran Güler, suyun sanayi ve halk kullanım ölçüsünü gözeterek bu çağrıların boş olduğunu tabir etti. Güler konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bununla ilgili hala üstünkörü ve teselli edici haberler yapılıyor Bursa’yı yönetenler tarafından. Halk su tasarrufuna çağrılıyor lakin burada bir yanılgı var çünkü suyun yüzde 70-80 civarı sanayi ve ziraî amaçlı kullanılıyor. Halk yüzde 20-30 civarında su tüketiyor. Bu bahiste Bursa halkı yanıltılıyor. Yıllardır Bursa’da ‘50-60 günlük su kaldı’ haberlerinin yapılıyor. Diyelim ki kurak bir kış geçireceğiz. Ne yapacak Bursa, susuz mu kalacak?
Suyun artık ticari bir meta haline geldiğini, sanayi ve tarımda suyun hoyratça kullanıldığını tabir eden Güler, tarımda damlama sistemine, sanayi de ise kullanılan suyun arıtılarak tekrar kullanılabilir hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Uludağ’ın ne hava ne de su açısından Bursa’ya bakamadığını söyleyen Güler, 17’si yasal 6 tanesi kaçak olmak üzere 23 tane sanayi bölgesi olduğunu söyleyerek, “Bir kent için bu kadar sanayi bölgesi fazla değil mi?” formunda konuştu.
“NİLÜFER BARAJI İÇİNDEN SU ALINAMAZ DURUMDA”
Doğancı Barajı’nı desteklemek için oluşturulan Nilüfer Barajı’nda had safhada bir susuzluk yaşandığını söyleyen Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komitesi Lideri Eralp Atabek, kapasitenin yüzde 1 civarında ve içinden su alınamaz durumda olduğunu söz etti. Bütün alanın kötü kullanılması, havzanın yapılaşması, çeşitli sebeplerle ormanlık alanların ortadan kaldırılmasının bu olumsuz sonuçlara yol açtığını lisana getiren Atabek, şu tabirlere yer verdi:
“Su kullanımı konusunda tasarruf yapılması gerektiğini tavsiye eden Belediye Başkanı’na, Belediye Kanunu’ndaki görevlerini yerine getirmesini hatırlatmak gerekir. Çünkü barınma, su, pak hava ihtiyaçlarının giderilmesi bakımından Belediye Kanunu’nun ve sonrasında da asıl kurucu yasal düzenleme olan Anayasa’daki görevlerin yerine getirilmediğini görüyoruz. Kentin rant kavgasıyla uğraşılırken, asıl yaşama kaynağı olan suyun kaybına ait ovada kuyu açmakla övünmenin karşılığı olmadığı düşüncesindeyiz. 20 yıldır küresel bir iklim krizinin geleceği konusunu davalarımızda belirttik, uzman uzmanları bunları açıkladılar. Bunların birer safsata olduğunu söyleyenlerin bu alanı gördükten sonra ne söyleyeceklerini merak ediyoruz. Üzerine düşen düzenleme, planlama görevlerini yapmayan görevlilerin, artık halka ‘arabanızı yıkamayın, az su için, az duş alın’ üzere tavsiyelerde bulunması, olayın inkârı manasına geliyor.
Kanun size Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda rahatlıkla oturun diye bu yetkileri vermedi. Tersine, geceyi gündüze katarak alanda çalışma yapmanızı, teknik düzenlemeleri yapmanızı, her belediye meclisinde ranta yönelik yüzden fazla plan değişikliği yapmadan daha önemli, daha olumlu, daha gerekli, bu halkın yaşayışını ve refahını yükseltecek formda çalışma zaruriliği getirmiştir. Görevinizi yapmaya davet ediyoruz. Hukukî olarak da bu mevzuda çalışma yapılması konusunda kurulunuzda bir alan oluşturmaya çalışacağız.”
“CİVAR KÖYDE TARIM ÜRÜNLERİNDEN RANDIMAN ALINAMIYOR”
Nilüfer Barajı’nın bitişiğinde bulunan Kozbudaklar Köyü’nün eski muhtarı Ramazan Orhan, köyün üstünde bulunan gözlerden su geldiğini, her tarafın sulandığını ve önceki yıllarda köyden 800 ton çilek çıktığını söyledi. Suyun şu an kıt olduğunu söyleyen Orhan, “Baraj haliyle dolmuyor. Burada da su az. Eski karlar yağmıyor. Bizim buralar için karşıda su göleti yapıldı. Başlamasının üzerinden 15 sene geçti, daha temelde duruyor, yapılmadı” dedi.
Bundan 15-20 yıl önce köyden 6 kamyon çilek çıktığını yineleyen Recep Yalım, köylülerin susuzluk nedeniyle çilek ekemediğini söyledi. Köydeki kestane ve cevizlerin de eksiksiz kuruduğunu söyleyen Yalım, Orhaneli’ndeki termik santral nedeniyle ziyan gördüklerini tabir etti. Köy muhtarının susuzluk problemine dair dilekçe verdiğini aktaran Yalım, kendilerine geri dönüş yapılmadığını açıkladı.
Kozbudaklar köyü sakini Tuncay Deniz ise susuzluk nedeniyle ürünlerinde randıman alamadıklarını söyledi.
