![](https://flashhabertv.com.tr/wp-content/uploads/2024/09/Alpargun-Apartmani-96-Kisiye-Mezar-Olmustu-400x247.jpg)
Alpargün Apartmanı 96 Kişiye Mezar Olmuştu: Müteahhide Rekor Ceza!
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gonca Kuşcu, Ege Denizi’nde meydana gelen deprem fırtınalarının volkanik bir hareketliliğe neden olmadan aylarca sürebileceğini söyledi.
Depremlerin yaşandığı bölgenin Güney Ege Volkanik Yayı olarak bilinmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kuşcu, yay şeklinde dizilmiş bu volkanların gerek deniz yüzeyine ulaşarak adalar oluşturan, gerekse henüz denizaltında faaliyetini sürdüren aktif volkanlar olduğunu ve Türkiye’nin patlama potansiyeli açısından en tehlikeli kabul edilen iki volkanik sistemle komşu olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Gonca Kuşçu, “Bu haritada Güney Ege Aktif Volkanik Yayı’nı görüyoruz. Biz bu depremleri niye yaşıyoruz bugünlerde? Aslında buna çok şaşırmamamız lazım. Bunlarla yaşamayı öğrenmemiz lazım. Çünkü bizim bulunduğumuz bu bölge gerek sismik aktivite açısından, gerekse volkanik aktivite açısından tarih boyunca her zaman bunları üretmiş olan bir bölge. Patlama potansiyeli açısından en tehlikeli olan iki tane volkanik sistemle komşu yaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi güncel sismik fırtınanın gerçekleştiği Cristiana-Santorini-Colombo volkanik sistemi. Bir diğeri ise aslında bizim için çok daha önemli olan İstanköy-İncirli-Sakarcılar volkanik sistemi ki, gördüğünüz gibi hemen Bodrum ve Datça yarımadalarının karşısına geliyor” dedi.
“500 KİLOMETRE ALANDA TEHLİKE SÖZ KONUSU”
Sismik faaliyetlerin iki önemli nedeninin bulunduğunu belirten Kuşçu, birisinin teknolojik neden, diğerinin de volkanik faaliyetin öncesi olabileceğini açıkladı. Kuşçu, “Sismik fırtınanın gerçekleştiği Santorini civarına bir bakalım. Tarihsel dönemde volkanik aktivitenin göç eşitliği düşünülüyor. Güncel volkanik aktivite daha çok Santorini dediğimiz şu volkanik adanın merkezinde şu küçük adacıkta. Ve bir denizaltı volkanı olan, şurada sarıyla gösterilen Colombo Volkanı civarında. Bununla beraber en büyüğü Colombo olmak üzere şurada gördüğümüz noktacıklar halinde, denizaltında bir dizi halinde, şu rift sistemiyle sınırlanmış bir hat boyunca biz bu volkanların dizilimini görüyoruz. Bu sismik olaylar, sismik fırtınalar genellikle iki türlü olabilir, iki tane nedeni olabilir. Bir, teknolojik nedenli bir olay olabilir. İkincisi ise bir volkanik faaliyetin öncüsü olabilir. Peki biz bunlardan hangisiyle karşı karşıya olabiliriz? Aslında şu an bunu söylemek için biraz erken. Bunu bize zaman gösterecek. Mesela 2011 yıllarında yine bir böyle sismik fırtına yaşanmıştı ve neredeyse bir sene sürmüştü. Dolayısıyla bu olaylar yine bu kadar uzun süre alabilir. Peki diğer ihtimal nedir? Bir volkanik faaliyetle sonuçlanıyor mu, sonuçlanmaz mı? Muhtemel olabilir” dedi.
“30 BİN YILDA BİR BÜYÜK PATLAMA GERÇEKLEŞEBİLİR”
Santorini Adası’ndaki volkanik olayın yaşanması durumunda küllerinin İç Anadolu’ya kadar, yani 500 kilometreye kadar etkili olabileceğini açıklayan Prof. Dr. Kuşçu, “Mesela bu Santorini Volkanı’nın son 360 bin yıl içinde 12 defa patlamalı bir faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Buradan basit bir istatistikle, yani her 30 bin yılda büyük bir patlama gerçekleşebilir. Minoan aktivitesi 3600 yıl önce gerçekleşmişti. Gördüğünüz gibi sadece Batı Anadolu değil, İç Anadolu’ya kadar bu küllere rastlanmış bulunuluyor. Volkanik faaliyet olması durumunda yakın çevre dediğimiz 30 kilometrelik alanda belki evet belli tür tehlikeler veya riskler söz konusu. Ama onun dışında da 500 kilometreye kadar varan bir çapta çeşitli tehlikeler söz konusu” dedi.
Kaynak: İHA