03 Şubat 2025 Pazartesi

Ege’deki deprem fırtınası Türkiye’yi etkiler mi?

Ege Denizi’nde peş peşe meydana gelen depremler endişe yarattı. Son birkaç günde 400’den fazla deprem oldu. Deprem uzmanı Gerasimos Papadopulos ve Selanik Aristoteles Üniversitesinden Sismoloji Profesörü Manolis Skordilis, Yunan basınına, bölgedeki sismik hareketliliğin tektonik kökenli ve aktif hale gelen fay hattının 30 kilometre uzunluğunda olduğunu belirtti.

Papadopulos, sismik hareketliliğin 24 Ocak’tan bu yana sürdüğünü ancak 1 Şubat sabahından itibaren yoğunlaştığını, depremlerin sayısı ve büyüklüklerinin arttığını dile getirerek, “Şu ana kadar sistemimiz 400’den fazla deprem kaydetti ve analiz etti ancak daha küçük ölçekli çok sayıda depremi analiz edemiyoruz” dedi.

Öte yandan deprem uzmanları, Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan bu yana art arda meydana gelen depremlerin İstanbul, Marmara Bölgesi ve Anadolu’daki mevcut fayları tetiklemeyeceğini bildirildi.

Uzmanlar, AA’ya Santorini Adası’nda artan sismik hareketliliğin yanı sıra 28 Ocak’tan bu yana kaydedilen depremlerin İstanbul ve Anadolu’ya olası etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, depremlerin 2 bin 500 kilometrekarelik bir alan içerisinde hala devam ettiğini, sismik hareketlerde de belirgin bir artışın dikkati çektiğini anlattı.

“7 GÜN 24 SAAT İZLİYORUZ”

Enstitüsü olarak bölgeyi 7 gün 24 saat izlediklerini aktaran Özel, “Burası Ege Denizi’nin güneyinde, Helenik Yayı ve Afrika Plakası’nın, Avrasya Plakası’nın altında aktif bir dalma-batma zonu… Buralar 2,5 yıldır aslında hareketli. Akdeniz’de de sürekli kaydediyoruz ama bu depremlerin frekansları çoğalmaya başladı” dedi.

Özel, tarih boyunca bölgede çok sayıda deprem ve büyük patlamalar yaşandığını, bazılarının tsunamiye neden olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

BENZER ETKİNLİKLER OLMUŞ

“Benzer bir etkinlik 2011-2012 yıllarında da kaydedilmiş, volkanik aktivite dönemleri olmuş. Bölgenin sürekli olarak bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu biz zaten biliyoruz. Son yüzyıldaki aktivitesi bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkili. Ancak bunlar normal faylarla, dışa yatımlı faylarla uyumlu. Biz, 4 tane büyük depremin kaynak mekanizmalarını da çözdük. Tektonik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz, böyle değerlendirebiliriz. Aktivitenin deprem fırtınası şeklinde seyretmesinde bölgenin volkanik özelliklerinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aktivitenin doğrudan bir volkan hareketliliği gösterip göstermediğine ilişkin elimizdeki verilerle kesin bir şey söylemek mümkün değil.”

“TÜRKİYE’DE ACİL BİR DURUM GÖRÜLMÜYOR”

Özel, gelecekte bölgede hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığının yüksek olduğunu söyledi.

Bundan dolayı çok disiplinli bir izleme sistemiyle burasının sürekli gözlenmesi gerektiğini kaydeden Özel, şöyle konuştu:

“Türkiye’de acil bir durum görülmüyor ama gelişmeleri yakından izliyoruz. Aktivitenin seyrine göre değerlendirmeye devam etmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Bunlar, Marmara Bölgesi’ni etkileyecek faktörler değiller. Türkiye’de güneybatıya etkilerini değerlendirmek de aktivitenin nasıl devam edeceğine bağlı. Şu andaki mevcut aktivite, Girit’in kuzeyi ve Türkiye’nin güneybatısı arasında yer alan bir hat. Böyle bir şeyin bütün Marmara’yla tek bir bağlantısı olamaz.” diye konuştu.

“ÖNEMLİ BİR ADA”

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise depremin olduğu lokasyonun önemine işaret ederek, bir haftadan beri bölgede bir kısmı 4 ve üzeri olan 500’den fazla depremin yaşandığını söyledi.

Bölgedeki Santorini Adası’nın volkanik olduğunu dile getiren Ersoy, “Zamanında da insanlık tarihi içerisinde faaliyete geçmiş, yıkımlar yapmış, tsunami de oluşturmuş önemli bir ada. Bunun hemen yanında oluyor.” dedi.

Santorini’nin yanındaki Amargos Adası’nda, 1956’da deniz içerisinde yaşanan büyük bir depremin tsunamiye ve 5 metrenin üzerinde dalgalara neden olduğuna işaret eden Ersoy, burada hem volkanik hem tektonik depremlerin hem de tsunaminin oluşabildiğini bildirdi.

AKTİVİTELERE BAKIYORUZ”

Ersoy, bölgede oluşabilecek üçlü tehlikeye dikkati çekerek, “Bu bakımdan bölgeyi sürekli izliyoruz, aktivitelere bakıyoruz. Aynı şekilde Yunanistan Krizi Merkezi de izliyor, bazı uyarılarda bulunuyor. Bizi ilgilendiren tarafı olan Bodrum ile Muğla’nın kıyılarına yakın olması nedeniyle oluşabilecek bir deprem ya da tsunaminin etkileri açısından takipteyiz” diye konuştu.

Ege Denizi’ndeki deprem fırtınasını AFAD’ın da izlediğini vurgulayan Ersoy, yanlış bilgilendirme olmaması açısından zaman zaman gerekli açıklamaların yapıldığını anlattı. Ersoy, “Bu tam bizim olayımız olmadığı için kriz merkezinin Yunanistan’da, adada kurulmuş olması çok normal.” değerlendirmesini yaptı.

Yunanistan’da kurulan merkezin mantıkIı uyarılarda bulunduğunu kaydeden Ersoy, “Bu deprem fırtınasının İstanbul ve Anadolu’nun herhangi bir yeriyle ilgisi yok, tetiklemesi falan da mümkün değil. Öyle bir şeyler söyleniyorsa tamamen yanlış ve spekülatif.” bilgisini verdi.

KAYALAR DÜŞMEYE BAŞLADI

Öte yandan depremlerin ardından adada yaşanan toprak kayması kameralara böyle yansıdı. Yetkililer toprak kayması olabilecek yerler konusunda vatandaşları uyarmıştı.

Kaynak: HABER MERKEZİ

İlgili Haberler