Nazlıaka, Nurdağı’nda: “Keşke Asıl Dert Yeni Evlenecek Gençlerin Derdi Olsaydı. Çok Daha Büyük Sorun Var”
İMO İzmir’den Depremin Yıldönümünde Açıklama!
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir depreminin 4’üncü yıldönümü kapsamında basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamada, “Bir uyarı olarak gelen bu depremden sonra, kent merkezinde bir depremden sonra ortaya çıkacak tablo daha endişe verici” denildi.
İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem felaketinin üzerinden 4 sene geçti.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi, “Depremlerin afete dönüşmemesi için önlem alınmalıdır” başlığıyla şube binasında bir açıklama gerçekleştirdi.
Açıklamada, depremlerin büyük afetlere dönüşmemesi için alınması gereken önlemler vurgulandı.
Açıklamayı okuyan İMO Afet İşleri Başkanı Abdullah İncir, “İzmir’de 117 yurttaşımızı kaybettiğimiz ve çok sayıda binanın hasar aldığı depremin dördüncü yıldönümündeyiz. Bir uyarı olarak gelen bu depremden sonra, kent merkezinde bir depremden sonra ortaya çıkacak tablonun daha endişe verici olduğunu düşündürmektedir. Kentin yapı stokunun durumu dikkate alındığında deprem riskine karşı alınacak önlemler, kentin ana gündemi haline gelmelidir” dedi.
Alınmayan önlemler karşısında ağır bedeller ödendiğini hatırlatan İncir, “Deprem olacak mı ya da ne zaman olacak sorusunun yerine depremi afete dönüştürmemek için, biz ne yaptık sorusunun cevabını aramalıyız” diye konuştu.
HER ŞANTİYEYE BİR ŞEF
Alınması gereken önlemlerin başında her şantiyeye bir şef atanması geldiğini vurgulayan İncir, şunları söyledi:
“Yapıların güvenliği, doğru tasarım ve denetim süreçleriyle sağlanabilir. Projeler mutlaka alanında uzman ve yetkin mühendisler tarafından tasarlanmalı, denetim süreçleri bağımsız kuruluşlar tarafından yönetilmelidir. Şantiyelerde görev alan şantiye şefleri, yetkin ve tam zamanlı olarak projelerinin başında bulunmalı, yapım işlerinin niteliği ve büyüklüğüne göre görev dağılımı yapılmalıdır. İMO’nun 2021 yılının başlarından beri yürüttüğü ‘Her Şantiyeye Bir Şef’ kampanyasında da vurguladığı gibi, keyfi uygulamalara son verilmeli ve şantiye şefliği titizlikle uygulanmalıdır.”
Öte yandan tüm inşaatların uzman mühendisler tarafından mevzuat hükümlerine göre denetlenmesi gerektiğini kaydeden İncir, “Her aşama, şeffaf ve denetlenebilir olmalı, üretilen işin kalitesi sorgulanabilmelidir. Yapı üretim sürecinin tüm aşamalarında yer alan aktörler, yasa ve yönetmeliklere uygun hareket etmeli ve bu süreçler bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenmelidir. TOKİ gibi kamu kurumlarının ürettiği yapılar da ayrıcalıksız olarak benzer denetime tabi olmalıdır” şeklinde konuştu.
AFET İŞLERİ BAŞKANI İNCİR: İMAR AFFI İSTEMİYORUZ
Birçok konut ve yapıda proje ve mevzuata aykırı tadilat ve eklemeler yapıldığını aktaran İncir, “Yapı güvenliğini zedeleyen, şehirlerimizde olumsuz yapı kültürü oluşturan ve büyük can kayıplarına neden olan imar affı ve benzeri istisna uygulamaları kesinlikle yasaklanmalıdır. Bu uygulamalar ile, izinsiz yapılaşmaların önü açılmakla birlikte, mevcut yapı stoku da ciddi bir risk ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle yasalar ve yönetmelikler net bir şekilde uygulanmalı, tüm sürecin ciddiyeti korunmalıdır” dedi.
Son olarak hızlı bir şekilde yapı stoku envanteri oluşturulması gerektiğini vurgulayan İncir, “Risk altındaki yapılar belirlenerek hazırlanacak önceliklendirme alanları üzerinden eylem planları harekete geçirilmeli, sadece dönüşüm değil güçlendirme seçenekleri de yaygın hale getirilmelidir. Teknik açıdan uygun olan yapılarda, güçlendirme hem ekonomik hem de hızlı bir çözüm olarak değerlendirilebilir. Yapı bilimi ilkeleri gözetilerek üretilecek akılcı çözümlerin uygulanmasında ihtiyaç duyulan finansal kaynak için devlet kurumları iş birliği içinde hareket etmelidirler. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda, vatandaş bu konuda kaderine terk edilmemelidir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: BİRGÜN