Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Aksaray’da ‘Enflasyon’ İtirafı: “Ne Verirsek Eriyip Gidiyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan DEM Parti Açıklaması! Yeni Anayasa İçin Hazırlık mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk – Sırbistan ziyaretleri dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorunlarını yanıtladı. Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaşanan ve gündemden düşmeyen Devlet Bahçeli’nin DEM Partili milletvekillerine uzattığı eli değerlendirdi. Bahçeli’nin özgürleşin ve Türkiye partisi olun çağrısı yaptığı anlar için Erdoğan “Bahçeli’nin adımı çok önemli” dedi. Son günlerde çok konuşulan cezasızlık algısına değinen Erdoğan oluşan cezasızlık algısına izin vermeyeceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan’daki temaslarını tamamlayarak yurda döndü. Dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ziyaretinin ilk durağında Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısına katıldıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ortak mücadele konusundaki kararlığı vurguladıklarını söyledi.
Rama ile görüşmesinde savunma sanayii konusunu etraflıca ele aldıklarını anlatan Erdoğan, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bayram Begay ile ise siyasi ve askeri alanlardaki ilişkileri değerlendirdiklerini ifade etti.
“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIR OLDUĞUMUZU İFADE ETTİM”
Tiran’daki temaslarının ardından Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a geçtiğini anımsatan Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile yaptıkları görüşmede, mevcut iş birliğinin her alanda daha da geliştirme iradesini teyit ettiklerini ifade etti.
Türkiye ile Sırbistan arasında 11 yeni anlaşmaya imza atıldığını ifade eden Erdoğan, “Balkanlar’da kalıcı istikrar ve huzurun sağlanması konusunda da üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettim. Bu düşünceyle Türkiye, Bosna Hersek, Sırbistan üçlü danışma mekanizmasına verdiğimiz önemi de teyit ettim.” şeklinde konuştu.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, Yunanistan Başbakanı Miçotakis deniz yetki alanlarının belirlenmesi için fırsat doğduğunu ve cesur adımlar atılması gerektiğini söyledi. Belki Dışişleri Bakanımızın onların Dışişleri Bakanıyla da bu konuda görüşmeleri olabilir. Siz özellikle Mısır’la devam eden görüşmeler, bu görüşmelerin yanına Yunanistan’da da böyle bir sürecin eklenme olasılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
2023 seçimleri sonrası Yunanistan ile Türkiye arasındaki mevcut kronik sorunu nitelikli bir müzakere yoluyla çözebilir miyiz diye bir anlayış başladı. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’le birlikte bu sürece siyasi destek verdik ve Dışişleri Bakanlığımız bu konuyla ilgili kapsamlı bir çalışma başlattı.
Sorunların tanımlanması, içeriğinin çizilip ortaya konması, belli çözümlerin bulunması konusunda iki tarafta da irade olması önemli. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Yunanistan’a gidecek, bu konularla ilgili görüşmeler yapacak. Tüm bu konuları, Ege ile ilgili bütüncül yaklaşımımız temelinde görüşeceğiz.
Türkiye ile Yunanistan tarihsel bağları bulunan iki komşu ülkedir. İyi komşuluk esası iki ülkeye de kazandıracak formülün anahtarıdır. Türkiye ile Yunanistan ilişkileri, bu esas ekseninde inanıyorum ki daha güzel günlere doğru ilerliyor. Biz, başından beri iki ülkenin gündemindeki meselelere çözüm odaklı yaklaşıyoruz.
“Çözüm iradesini iki ülke ortaya koyabilir ve sorunları geride bırakabilir” diyoruz. Deniz ve hava sahası yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun olarak belirlenmesini öteden beri istiyoruz.
Bölge ülkeleri olarak ancak diyalog ve iş birliğiyle güvenlik ve istikrarı artırabilir, çatışma risklerini azaltabiliriz. Biz hakkaniyetin peşindeyiz. Kimsenin toprağında gözümüz olmadığı gibi, hakkımızı sonuna kadar muhafaza etme kararlılığımız da tamdır.
SORU: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Eş Başkanlarının elini sıkmasından sonra dediniz ki, “Cumhur İttifakının uzattığı bu elin değerinin muhatapları tarafından anlaşılmasını isteriz. Ülke meselelerini geniş mutabakatla çözme arzusundayız.” Mesajınızın odağında yeni Anayasa mı yer alıyor? “DEM Parti’den somut adım gelirse müzakereye de diyaloğa da açığız” sözlerine “yeşil ışık yakıldığı, yeni bir sürecin başlayabileceği” yorumlarına ne yanıt verirsiniz?
Ortada net ve kararlı bir biçimde uzatılan bir el var. Biz Sayın Bahçeli’nin ortaya koyduğu tavrı ülkemizin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı buluyoruz.
Sayın Bahçeli, Türkiye’nin siyasi yapısında uzlaşma ve diyalog çağrısının önemine burada bir vurgu yapıyor. Dolayısıyla Sayın Bahçeli’nin bu attığı adım, bir kenara konulamaz. Biz yıllardır bunu dile getiriyoruz. Sayın Bahçeli’nin özellikle attığı bu adım bana göre çok çok önemli bir adımdır. Sayın Bahçeli’den böyle bir adım beklemeyenler olabilir.
Ama biz kıdemli bir siyasetçi olarak Sayın Bahçeli’nin böyle bir adımı atmasını garipsemedik. Önemli bir adım olarak gördük. Temennimiz odur ki bundan sonraki süreçte de bu adımları atanların sayısı çoğalsın. Bu adımları atanların sayısı çoğaldıkça da inşallah yeni Anayasa konusunda toplumsal mutabakatın tabanını genişletebiliriz.
Siyasetimizin temelinde, ülke meselelerinin geniş bir mutabakatla çözülmesi, toplumun farklı kesimlerinin de sürece dahil edilmesi yatıyor. Bunu yıllardır dile getiriyoruz. Türkiye’de terör yöntemleri ile bir yere varılamayacağı çok nettir. Artık herkesin bunu anlamış olması gerekir. Bölgemizdeki gelişmelere bakıldığında, ülkemizdeki huzur ve barış iklimini tahkim etmek, herkes için en hayırlısıdır.
Terör örgütleriyle çevrelenmiş bir coğrafyada, Irak’ta gerilimlerin, Suriye’de iç savaşın yaşandığı, İsrail’in vahşileştiği bir dönemde içeride barışın tesisi önem kazanıyor. Biz Türkiye’de demokratik siyasetin alanını genişletmek için bugüne kadar tüm engellemelere, sabotajlara, haince planlara rağmen köklü adımlar attık. Ülkemizde demokrasiyi güçlendiren her adıma desteğimiz tamdır.
Buna rağmen “biz irademizi demokrasi dışı odaklara teslim ediyoruz, her adımımızı bu anlayışla atıyoruz” demek yapıcı bir yaklaşım olarak görülmez. Terörün her türlüsüyle mücadele eder ve karşısında yer alırız.
Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya ise her zaman varız. Çünkü biz siyaseti, ülkemizin huzur ve birliğini güçlendirmek, milletimize hak ettiği kaliteli hizmetleri sunmak için yapıyoruz. Yeni anayasa çağrımız da bunun içindir. Türkiye’nin ayağına darbecilerin taktığı prangaları söküp atmanın yolu kapsayıcı, adil, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmaktan geçiyor.
SORU: Kosova’da tırmandırılmak istenen etnik gerilim söz konusu. Sırbistan da bölgedeki yüksek gerilimin taraflarından biri. Bosna Hersek içindeki Sırp Cumhuriyeti de zaman zaman ayrılıkçı tansiyonu yükseltiyor. Balkanlarda yeni bir Ortadoğu senaryosu yaşanmaması için Türkiye’nin rolünü değerlendirir misiniz?
Her şeyden önce bu seyahatimiz zaten onun en güzel örneği. Üstleneceğimiz rol her an vardır. Gerek Arnavutluk gerek Sırbistan’da, bugün basın toplantısında da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’le birlikte ortaya koyduğumuz tavır ve açıklamalar bunun zaten en güzel örneğini teşkil etti. Dikkat ederseniz ifademde özellikle kullandığım şu cümleler sıradan değil.
“Biz birilerinden bazı müsaadeleri almak suretiyle cümle kuramayız ve kurduğumuz cümlelerle ilgili de izin alarak adım atmayız. Biz cümlemizi kurduğumuz zaman tam hedefe odaklanarak kurarız.” Nitekim mevkidaşım Sayın Vucic de aynı karakterde bir insan.
Bu konularda kararlı duruşları olan bir insan. Bölgede özellikle örnek bir insan. Belki gözlerinizden kaçmış da olabilir. Bizim savunma sanayiiyle ilgili müşterek atacağımız adım da bunun bir ifadesidir.
Dışişleri Bakanım, savunma sanayiiyle ilgili bakan arkadaşlarım bu çalışmayı yapacaklar. Balkanlar’daki etnik gerilimler, tarihi ve siyasi dinamikler açısından oldukça karmaşık bir tablo sunuyor. Türkiye de Balkan ülkeleriyle derin tarihsel, kültürel ve siyasi bağlara sahip. Bu bağlar, Türkiye’nin bölgede barış ve istikrar sağlamada daha aktif bir rol üstlenmesini gerektiriyor.
SORU: Partinizin son toplantısında çok önemli açıklamalarda bulundunuz. Son günlerde yaşanan şiddet olaylarına değiniz. Hatta “tıkanıklık varsa neşter vuracağız, kriminal tiplerin aramızda dolaşmasından rahatsızız” ifadelerini kullandınız. Tabii önemli adımlar da atacağınızı söylediniz. Nasıl bir yol haritası izlenecek bu konuda?
Bir devlet öncelikle vatandaşlarının güvenliğini, adalet ve ekonomik refahı temin etmelidir. Bunun için 22 yıldır ne gerekiyorsa yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Şiddetin her türlüsü ile mücadele bizim görevimiz ve bunun için elimizden gelenin ötesinde adımlar atıyoruz. Mücadelede aksayan yönler ortaya çıktığında ise hiç vakit kaybetmeden gerekli tedbirleri alıyoruz.
Son dönemde yaşanan kimi cinayetler ve hadiseler milletimizin kendini güvende hissetme ve adalete olan inancını zedeleme eğiliminde. İnsanımız rahat olsun, toplumun huzurunu bozan, güvenliği tehdit eden kim olursa olsun cezasını çekecektir. Yaptığımız derin analizlerde şiddet olaylarını önlemede gerek işlevsel, gerek yapısal eksikliklerin tespiti halinde oraya müdahaleden çekinmeyiz.
Bu noktada toplumumuzda cezasızlık algısına müsaade edemeyiz. Cezaların ıslah edici ve caydırıcı olması noktasında sorunlu alanlara neşter vuracak yasal düzenlemeler yapacağız. Hangi kurumda, hangi sistemde bir zafiyet varsa nokta atışlarıyla sorunu gidereceğiz. Emniyet, yargı, medya konularında atılacak adımlar olduğunu görüyoruz.
Suça meyilli kişilerin tutuklu yargılanması esas olacak ve yargılamada da bu kişilerin bu durumları esas alınarak infaz işlemleri yürütülecek. Ceza infaz sisteminde yapacağımız değişikliklerle suç işleyen cezaevine mutlaka gireceğini bilecek. Bu konuda teknik çalışmaları gerek Adalet Bakanlığı gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi grubumuz yapacak.
Yapısal sorunlarla ilgili de incelemeler yapıyoruz. Suçla en etkin mücadeleyi sağlayacak yapısal değişikliklere de ihtiyaç duyulması halinde onların da adımını atacağız. Suç tiplerine göre daha net ve caydırıcı ceza politikaları uygulayacağız.
Toplumda oluşturulmak istenen “suçlular cezasız kalıyor, yapanın yanına kar kalıyor” anlayışının doğru olmadığını vatandaşlarımız görecektir. Yargının hızlanması için yıllardır attığımız adımlar ortada. Burada mesafe aldık ancak “geç gelen adalet adalet değildir” anlayışı ile çalışmaya devam edeceğiz.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım Tarım Bakanlığı’nın başlattığı bir mücadele var. Zehirli gıdalar, tağşiş, millete domuz eti falan yediren müesseseler var. Bunlar ifşa ediliyor Tarım Bakanlığı tarafından. Bu mücadeleyi siz nasıl karşılıyorsunuz? İkincisi de bir köfteci zinciri var. Önce “Kollanıyor” denildi, sonra ifşa edildi. Şimdi de “Haksızlık yapılıyor” filan deniyor. Tam bir tartışmanın göbeğinde o köfteci zinciri. O tartışmaları da izliyor musunuz? Ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de 724 bin gıda işletmesi var. Bunlar üretenler, satanlar, dağıtanlar. Bunlar her yıl Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından mutlaka bir kez denetlenir. Bu yıl denetimlerin sayısı 1 milyona yaklaştı.
Tarım ve Orman Bakanlığımız bir sıkıntı tespit edildiği anda bunları elektronik olarak anlık takip edilebilecek bir hale getirdi. Sözünü ettiğiniz köftecideki denetimde Ankara’da iki şubede uygunsuz gıda tespiti yapılıyor. Savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. İtiraz süreçleri oluyor.
Mahkeme Tarım Bakanlığımızın kararını önce iptal ediyor, Bakanlık tarafından bu karara itiraz edildiğinde bu kez itirazlar kabul ediliyor. Yargı süreci tamamlandığında ve kesinleştiğinde de bu denetim raporu yayımlanıyor.
Bakanlığımızın yapmış olduğu idari işlemler de yargısal denetim altındadır. Herkesin de kendini savunma hakkı bulunuyor. Netice itibarıyla mahkeme nihai kararı veriyor, Bakanlık da denetimin sonucunu yayımlıyor. Bu denetimlerimiz devam edecek, devam ediyor. Sonuç itibarıyla gıda konusu hakikaten ciddiye alınması gereken bir husus.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım AK Parti’de bir değişim süreci var ve siz de defaatle bir yenilenme olacağını söylüyorsunuz. Peki değişim sadece kadrolarda mı olacak, yoksa parti programında, parti tüzüğünde bir değişim de görür müyüz?
Bizim parti programı zaten sürekli olarak hep değişime tabidir. Ama bunun yanında da tabii idari mekanizmalarda, partimiz içerisinde bazı değişiklikler olabilir. Genel Başkan Yardımcılarında aynı şekilde değişiklikler olabilir.
Kabinemizde biliyorsunuz iki arkadaşımız değişime tabi oldu. Şimdi bu yeni süreçte de hem Genel Başkan Yardımcılarında bazı değişiklikler olabileceği gibi aynı şekilde kabinede de duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız. Orada da bazı değişiklikler olabilir.
Kaynak: NTV