22 Kasım 2024 Cuma

ÖZGÜR ÖZEL: SİZİN SALTANAT GEMİNİZ, SUÇ GEMİNİZ BATIYOR

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hepimiz aynı Türkiye gemisinin içindeyiz” sözlerine tepki gösterdi. Özel, “Geminin direksiyonunda 20 yıldır oturan kişi ‘gemi su alıyormuş, hepimiz aynı gemideyiz.’ Sizin saltanat geminiz batıyor. Sizin iktidar geminiz, ülkeyi bir suç örgütü gibi yönettiğiniz suç geminiz batıyor… Diyor ki, ‘hepimiz boğulacağız.’ Hepimiz kurtulacağız. Siz gideceksiniz, herkes kurtulacak” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

Özgür Özel, üzüm fiyatlarına tepki gösterdi. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hepimiz aynı Türkiye gemisi içindeyiz” ifadelerini değerlendirdi. Evrensel Gazetesi’nin reklam alma hakkını tamamen iptal etmesine karşı örnekler verdi. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KYK borçlarının faizlerinin silineceğini söylemesi ve öğrencilerin barınma sorunlarını da gündeme getirdi.

Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

“MANİSA KAN AĞLIYOR İSYAN EDİYOR: Üzüm fiyatları… Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu Manisa’ya geldi ve üzüm fiyatını 27 TL olarak açıkladı. Elimde Manisa’daki ziraat odalarından sadece bir tanesinin maliyet hesabı var. Gölmarmara Ziraat Odası, 24 lira 53 kuruş olarak kuru üzümün maliyetini çıkarmış. Bütün ziraat odaları benzer yöntemler kullanarak 24 lirayla 25 buçuk lira arasında maliyet buldular, kuru üzüme. Yani bugün bu üzümü üretmeye kalksan çok daha fazla maliyeti olacağı kesin. Bunu alıp da eline herhangi bir Adalet ve Kalkınma Partili yönetici, bu işi bilen herhangi birisi ‘şu kalemde fazlalık var’ demesi mümkün değil.

Recep Tayyip Erdoğan geldi, ki geçmişte Manisa Cumhuriyet Meydanı’nda senelerce övündü; ‘2 doların altına hiç indirmedik 2 doların altına indirmek bağcıya, üzüm üreticisine ihanettir ezdirmeyiz, yaptırmayız.’ Geçen sene 1.6 dolar ve bu sene ‘geçen senenin iki katı fiyat veriyorum’ diyor. Bugün itibariyle ilan edildiği gün itibariyle 1.4 dolar dün 1.35’lere gitti… ‘Sonra bakalım benim fiyatı beğenecek mi’ deyince hep bir ağızdan ‘beğenirler beğenirler’ diyorlar. Manisa’daki üzüm fiyatını kime soruyor? Cumhur İttifakı’nın Alaşehir Belediye Başkan Adayı ve üzüm ihracatçısı Ali Uçak’a soruyor. Diyor ki, ‘bu fiyat beğenilir mi?’

Kemal Bey önceki hafta sormuştu, ‘Özgür Başkan Manisa ne fiyat bekliyor?’ 2 dolar karşılığı’ demiştik. Genel Başkan ‘35 lira olması lazım, 2 dolar olması lazım’ demişti. Çünkü ben milletvekiliyim, millet ne talep ederse onu söylemekle mükellefim. Oysa Ali Uçak, bir ihracatçı ve kendi işine ne gelirse onu söylemek durumunda. Ve o 2.27 liralık fiyata ‘beğenirler beğenirler’ dediler. Manisa kan ağlıyor isyan ediyor şu anda…

Bu 27 lira… İflas rakamıdır, zulüm rakamıdır, Manisa’ya ihanet rakamıdır. Ve ayrıca da süslü rakamdır. Gerçeği 24’tür. Bunu da bir ay sonra hep beraber görürüz.

Ne yapmak lazım? En kısa şekilde söyleyelim, bugünden tezi yok madem sen birtakım ihracatçılara, rantiyecilere teslim oldun; ‘bu fiyata alırsak çok kar edemeyiz’ dediler. O zaman döneceksin 5 TL üzümün kilosu başına mutlaka prim vereceksin. Her bir kilo kuru üzüme 5 TL prim verilmezse asla ve asla Manisa’daki bu insanlar bu sene borçlarını ödeyemezler.

BU İNSANLARIN GEMİLERİ YOK: Tayyip Bey, kabine sonrası açıklama; terk ettiği bir metaforu yeniden kullandı. Ne dedi? ‘Hepimiz aynı Türkiye gemisinin içindeyiz, bu gemi hızla yol alırsa kazanan hepimiz olacağız, bu gemi güvenlik gibi ekonomi üzerinden açılan deliklerden de su alarak batarsa hepimiz boğulacağız.’ Şimdi kendileri için her şey yolundayken hiç öyle bir şey demiyor. O zaman bütün muhaliflere düşman hukuku. Neredeyse muhalif olduğu zaman Almanlar, Yahudilere ne yapıyorsa onu yapacak. Hepimiz teröristiz. Hepimizin cezalandırılması lazım. Kadınlara ters kelepçe, çocukları cop, gaz, toplanmak yasak, eylem yasak, üniversiteye kayyum, belediye başkanı seçersin kayyum, ‘sen bilemezsin her şeyi ben bilirim’ diyen bir anlayış…

İşler yolundayken; siz gemilerdesiniz, gemiciklerdesiniz. Hepinizin güzel gemileri var. Bu insanların gemileri yok. Bu insanlar çoluğunun çocuğunu almış lastik botun içinde boğulmama mücadelesi veriyor. Fındık kabuğunun içinde, ceviz kabuğunun içinde yüzdürmeye çalışıyor bu insanlar. Siz paraları, pulları, ihaleleri her şeyi alırken gemidesiniz kimseyi gözünüzün gördüğü yok. Ondan sonra gemi su almış batıyor.

TAM TİTANİK’İN ORKESTRASI: Geminin direksiyonunda 20 yıldır oturan kişi ‘gemi su alıyormuş, hepimiz aynı gemideyiz.’ Bir de bunların yandaş medyası var. Tam Titanik’in orkestrası, gemi battıkça daha yüksek sesle bağırmaya başlıyorlar. Herkes terörist herkes hain bir onlar vatansever. Öbür taraftan bir tane de soytarısı var. ‘Aman kaptana bir şey olursa hepimiz perişan oluruz.’ Koşuşturuyor, etrafta onu anlatıyor, millet battı, bitti gitti zaten.

SİZİN SALTANAT GEMİNİZ BATIYOR: Sizin geminiz batarsa, sizin saltanat geminiz batıyor. Sizin iktidar, geminiz, bir ülkeyi bir suç örgütü gibi yönettiğiniz o kendi suç geminiz batıyor. Vatandaşa bir şey olmaz, neden olmaz? Ülkeyi kurup da ‘elbet benim vücudum bir gün yok olacak, toprak olacak ama bu cumhuriyet ilelebet payidar kalacak’ diyen biri var. O yüzden biz biliyoruz ki sizden de kurtuluruz ama bir şekilde kurtuluruz.

Bir de son kelimeye dikkat edelim. Diyor ki, ‘hepimiz boğulacağız.’ Öyle boğulma, moğulma yok. Hepimiz kurtulacağız. Siz gideceksiniz, herkes kurtulacak. Milleti öyle bir korkuya alet ederek, iktidar giderse, ‘hepinizi batırırım, ben gidersem sizi de aşağı çekerim’ öyle bir şey yok.  

ZAMAN GAZETESİ’Nİ KOLTUK ALTINA ALIP GEZMEK, TERFİ VE TAYİNE ESAS DEĞİL MİYDİ: Elimde Basın İlan Kurumu’nun bir kararı var. Öbür elinde de Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı var. Bu karar bir hafta kadar önce çıktı. Anayasa Mahkemesi kararı diyor ki, ‘pilot karar veriyorum, bir yıl içinde bu işi çözün, kanun çıkarın, Basın İlan Kurumu kararları düzenleme amacından öteye giderek artık kimi basın mensupları açısından caydırıcı etki yaratabilecek bir cezalandırma aracına dönüştüğü ve bu durumun sistematik bir soruna neden olduğu gözlemlenmiştir’ diyor. Basın İlan Kurumu, Evrensel gazetesinin reklam yayınlama hakkını tamam iptal etti. Gerekçesi, Evrensel gazetesine Emek Partisi’nin 13 il ve ilçe örgütü abone olmuş, bunu tespit etmişler. Yani bir parti, Evrensel gazetesi satın alarak tirajını yükseltiyormuş. Kardeşim Milat diye bir gazeteyi de gören var mı ya? Allah aşkına senelerce siz o Zaman gazetesini böyle güzelce katlayıp Zaman yazısı dışa gelecek şekilde koltuk altına alıp gezmek terfi ve tayine esas değil miydi kardeşim? Zaman gazetesine abone olmayan kamu kurumu mu bırakmamıştınız? Peki? Örneğin bu Türkgün gazetesi? Bengütürk televizyonu? MHP muhalefetteyken bir lira resmi ilan almıyordu. Makbul muhalefet oldular, listenin en tepesinde. Sabah Gazetesi’nin, Yeni Şafak Gazetesi’nin alınmadığı, düzenli olarak konulmadığı AK Parti teşkilatı mı var? Kimi kandırıyorsunuz?

YETKİSİNDE OLMAYAN KONUDA BOL KESEDEN SÖYLÜYOR: ‘KYK faizleri affettim.’ Hadi yapılandırmaya git bakayım diyorlar ki ‘kanun çıkmadı.’ Kanun buradan çıkar. Saraydan çıkan, Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıkan kanun değildir. Kendinde öyle bir güç zehirlenmesi var. Yetkisinde olmayan konuda bol keseden söylüyor. Meclis açılacak, geleceğiz. KYK’nın faizlerini de sileceğiz. Barınma sorunu. 100 öğrenciden 19’una devlet yurt verebiliyor. 81’ine ‘başının çaresine bak’ diyor. AK Parti geldiğinde yüzdesel olarak bu rakamlar çok daha iyiydi.

BAY KEMAL Mİ İKTİDARDA?: Süleyman Soylu diyor ki, kazadan bir gün sonra, ‘vatandaşlarımızın bir çevre yolu talebi oldu.’ 20 yıldır iktidarda olan bir partinin İçişleri Bakanı, bütün Derik’in 20 yıldır söylediği çevre yolu talebini Anadolu Ajansı’na okuyor. Kardeşim Bay Kemal mi iktidarda da yapmadı? Çevre yolunu yapmayan biz miyiz? Her gidildiğinde Mardin’de Derik’te bu çevre yolu talebi söylenmiyor mu? Hem bunlar yapılmıyor hem ondan sonra dönüyor İçişleri Bakanı böyle bir talep var ‘haklılar.’ Bence de haklılar ama evlatlarını, çocuklarını, canlarını kaybettiler. Övünmeye gelince, mangalda kül bırakmayıp yükselen bir kibirli anlayışla karşı karşıyayız.

HER TÜRLÜ İDAMA KARŞIYIZ: Bir yandan suç işleri bakanı, bir yandan Adalet Bakanı, Allah selamet versin. Sürekli siyasi idamlardan, dar ağaçlarından bahsediyorlar. İktidarı kaybedeceklerinden o kadar eminler ki. Oturdukları koltuklara yakışmayacak ithamlarda bulunuyorlar… Birazcık Allah’tan kork. Herkes şunu bilsin, CHP’nin her zaman idam cezasına karşı olduğunu söyledik. MHP istismar etti. Biz söyledik bu Süleyman Soylu zihniyeti istismar etti. Her türlü idama karşıyız. İdamın bir cezalandırma yöntemi olmadığını, CHP tarihsel olarak savunmuştur. Yapılmış bütün idamlara, cumhuriyet tarihi boyunca yapılan bütün idamlara, CHP karşıdır. CHP, bugün o geçmişte yapılan bütün idamlardan da utanç duymaktadır. Türkiye adına utançtır bunlar.

BUNDAN, CHP’NİN İKİNCİ MİLLETVEKİLİNİ ENGEL OLACAKSA; BOŞUNA BEKLEMESİNLER: Meclis kapalı, CHP Grubu tatilde değil. Grup toplantılarımızı yapmaya devam ediyoruz. Niğde’de Genel Başkanımızın programı belli olup konaklayacağı otel belli olunca; karşısına Adalet ve Kalkınma Partisi bir stant kurar ve bayraklarla donatılır, ki Kemal Bey, AK Parti bayrakları altından geçsin. Büyük mücadeleler, üç gün sonunda o bayrakların önemli bir kısmı söktürür. Sayın Genel Başkan otele girer girdiği anda AK Parti’nin müzikleri. Bütün etraftaki herkesin kulaklarını sağır edecek kadar çalışır. Çünkü Genel Başkan otele yerleşmiş grup toplantısına hazırlanıyor, dibinden müzik çalıyor. Burada hakkı teslim etmek lazım. Bunu görünce ben AK Parti Grup başkanı Sayın Ünal’ı aradım ve dakikalar içinde sorun çözüldü. Mahir Bey’e teşekkür ediyoruz ama bir futbol takımını deplasmana gelmiş bir takımı kendilerince çalıştırılmayarak kazanacağını sanan zihniyetin başına ne gelirse Ak Parti’nin başına da o gelecek. Bundan eğer seçim kazanacaksa, Niğde AK Parti İl Örgütü bundan CHP’nin ikinci milletvekilini engel olacaksa, boşuna beklemesinler.

VATANDAŞ GELİYOR YAKINIYOR, SÜLEYMAN BEY DE BUNUN RAPORUNU İSTİYOR: Bir de suç işleri bakanına buradan söyleyelim, mutlaka parmağın var, hepimiz biliyoruz. Biz milletvekillerimizi dörder dörder ayırıyoruz. Her birisi sahadan telefonla peşlerinde, birer polis kamerası. Geziyor, esnaf ziyareti yapıyoruz. Girdiğimiz dükkânı çekiyor. Vatandaşla konuşuyorlar, çekiyor. Zaman zaman kamerayla vatandaşın milletvekili mesafesi 30 santime kadar iniyor. Böyle yüzünün dibine bir karış mesafeye kadar kamerayı sokuyor. ‘Yapmayın’ deyince de efendim ‘talimat böyle’, ‘kanunsuz emir’ diyorsunuz, ‘talimat var.’ Bir yandan normalde bir şey olsa Süleyman Soylu’yu aramamız lazım. Düşünüyorsun. Niğde Emniyeti’nde 16 tane el kamerası olması bile beklenecek bir şey değil. Aynı anda 16 olay olur mu ki 16 el kamerası olsun. Planlamış 16 gruba 16 tane el kamerası, 16 tane sivil polis. Vatandaş geliyor yakınıyor ya Süleyman Bey de bunun raporunu istiyor. Hangi esnaf şikayet ediyor, hangi vatandaş oraya gitti? Bir yandan raporlama bir yandan da caydırıcılık faaliyeti. Bu tip çabalarla iktidarda kalınabileceğini düşünenler gerçekten komik duruma düşerler. Kendilerini ve partilerini düşürürler.”

 

 

İlgili Haberler