AKSARAYLI VATANDAŞTAN ‘TOGG’ YORUMU: “İKİNCİ EL ARAÇ ALACAKLAR İÇİN TOGG FİKRİ HAYAL. ORTA DİREK BÜSBÜTÜN ÇÖKTÜ”
MUĞLA ECZACI ODASI LİDERİ SERKAN TEKİN: ENFLASYONUN ÇOK ALTINDA KALAN BİR ARTIRIM YAPILDI
ESMA TURAN
Muğla Eczacı Odası Lideri Serkan Tekin, ilaç fiyatlarına yapılan yüzde 36’lık artırıma ait, “Dünkü artırım, endüstriyi bir nebze de olsa rahatlatan bir zamdı lakin enflasyonun çok altında kalan bir zamdı. Hala daha ilaç bulunamama, eza devam ediyor. Lakin eczacıların sorunu fiyat ve artırım değil. Bizim artırımla işimiz yok. Fiyatlar ucuz olmalı ve bulunabilir olmalı” dedi.
‘Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı’ dün Resmi Gazete’de yayınlandı. Kararla beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılan euro kuru yüzde 36,77 artırıldı. Eczacıların sorununun fiyat ve artırımlar olmadığını, ilaçların ucuz ve bulunabilir olması gerektiğini söyleyen Muğla Eczacı Odası Lideri Serkan Tekin, “Bizim fiyatlarla ilgili en büyük isteğimiz, her artırım döneminde baremlerin de tıpkı artırım oranında artırılmasıydı. Fakat onunla ilgili rastgele bir düzenleme yapılmadı. Hala daha özellikle ithal ilaçlarda bulunabilirlik hiç yok” diye konuştu.
Serkan Tekin, bahse ait bugün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Dünkü artırım, endüstriyi bir nebze de olsa rahatlatan bir zamdı lakin enflasyonun çok altında kalan bir zamdı. Hala daha ilaç bulunamama, külfet devam ediyor. Lakin eczacıların sorunu fiyat ve artırım değil. Bizim artırımla işimiz yok. Fiyatlar ucuz olmalı ve bulunabilir olmalı. Biz, bu hususta halkımızın sonuna kadar yanındayız. 27 Kasım’da yapmış olduğumuz mitingde de bizim haykırışımız, bu ilaç fiyat kararnamesiydi. 2009 yılında yapılmış olan bir düzenleme ile baremler birimlenmiş ve 13 yıl geçmesine karşın hiçbir düzenleme yapılmamıştı. Bu 13 yıllık süreçte büyük bir fiyat artışı olmasına karşın tıpkı baremlerle devam ediliyor olması da eczacıların sahiden kendilerini taban noktaya getirmiş, hatta ziyanına satışlara kadar düşmüştür. Lakin küçük bir düzenleme yapıldı ve bu ilaç fiyat kararnamesinde baremler iki katına çıkarıldı. Fakat bugünkü artırım ile tekrar baremler bu düzenlemenin çok çok altında kaldı.
“BAREMLER DE BİREBİR ARTIRIM ORANINDA ARTSIN”
Bizim fiyatlarla ilgili en büyük isteğimiz, her artırım döneminde baremlerin de birebir artırım oranda arttırılmasıydı lakin onunla ilgili rastgele bir düzenleme yapılmadı. Hala daha özellikle ithal ilaçlarda bulunabilirlik hiç yok. Yerli ilaçlarda da bizim en büyük külfetimiz maalesef, yurt dışına ihracatçı depolar üzerinden çıkartılan kimi ilaçlar var ve bunlar da Türkiye’de halkın gereksinimini kâfi derecede karşılayamıyor. Sayın Bakan’ımızın bir açıklaması var, ‘2022 yılında yüzde 13,4 kutu bazından daha fazla üretim yapılacak’ diye. Lakin 13,4 daha fazla üretilmiş olmasına karşın, bir pandemiden çıktık, pandemiden çıktıktan sonra grip ilaçları, antibiyotikler pandemi sürecinde çok fazla kullanılmadı. Çünkü beşerler kendilerini çok korudular, maske taktılar, ilaç kullanmadılar. Lakin 2022 yılında hem pandemiden biraz uzaklaşmış olmak, maske zorunluluğunun iptal edilmesi üzere olaylardan ötürü da gribal enfeksiyonlar yahut üst teneffüs yolu enfeksiyonları had safhada artmaya başladı. Bu artış 13,4’ten çok çok daha fazlaydı ve bu fazla kutu üretimi aslında yetmeyecekti. Bir de bunun üzerine ihracat depoları yurt dışına özellikle Gaziantep’ten, Ankara’dan yahut o bölgedeki ihracatçı depolar Irak’a, Suriye’ye, evet resmi olarak çıkartıyorlar rastgele bir kaçak yolla değil lakin yurt dışına çıkarılmış olması natürel ki yurt içindeki ilacın bulunabilirliğini de bu düzeylere getirmiştir. Derhal bunların önüne geçilmeli ve ihracatçı depoların yurt dışına ilaç çıkarması ile ilgili düzenleme yapılmalı ve fiyat kararnamesi bir an önce güncellenmeli. Hem vatandaşımız ilaca daha rahat ulaşabilmeli hem de eczacıların bu mali zahmetlerinin giderilmesi gerekmektedir. İlaç fiyat kararnamesindeki baremler derhal düzeltilmelidir.
“MUĞLA’DA DA SORUNLAR YAŞIYORUZ”
Türkiye’de ıstırabın çok çok paralelinde bir düşünceyi bizler de yaşamaktayız. Artık bir de nöbetlerle ilgili bir düzenleme yapıldı, her 35 eczanesi olan bölgede bir tane daha fazladan eczacının nöbet tutturulması üzere. Biz zati Muğla’da bu bahiste çalışmalarımızı önceden, özellikle de pandemi vaktinde yapmıştık. Kendi bölgelerimizin çoğunda nöbetçi sayılarımızı artırmıştık. Bu bizim o vakit yapmış olduğumuz düzenleme de eczanelerdeki yoğunluğu, teması azaltmak ismine yapılmıştı. Lakin bugün geldiğimiz noktada hiçbir eczanede ilaç olmadığı için artık bu zahmet, nöbetçi sayısını artırmakla çözülmüyor çünkü bu ezalar yalnızca nöbetlerde yaşanmıyor. Gündüz bütün eczaneler açıkken bile biz ilaç bulamıyoruz. Artık yüzde 36 artırım geldikten sonra sanayi biraz daha üretimi artırır, bizlere verirse bizler zati bu ilaçları hastamıza vermekle yükümlüyüz. Biz, zati o ilaçları hastalarımıza verirsek ticaret yapıyoruz. Elimizde stokla ürün saklamıyoruz. Biz reçeteyi bölemeyiz. Reçete bir bütündür. Asla biz stokçuluk yapmıyoruz, yapamayız. Şu anda İlaç Takip Sistemi denen bir sistemle zati bakanlıktan bir enter tuşuna basıldığı anda kimin elinde kaç tane olduğu görülmekte. Eczanelerimizde de bunun olup olmadığını devletimizin yetkilileri istediği vakit görebilmektedir. Bence, düzenlemenin nöbet sistemi ile değil, biraz önce söylediğim sistemlerle düzeltilmesi gerekiyor. Biz de nöbetçi sayısı olarak Muğla bölgemizde kâfi sayıda gerek sıhhat müdürlüğümüzle gerek valiliğimizle çabucak müdahale ediyoruz. Muğla’da o üslupta bir eza çekmiyoruz lakin ilaç yokluğundan ötürü ağır bir meşakkat yaşıyoruz.”
