OSMANİYELİ ÖZEL HALK OTOBÜSÜ SÜRÜCÜSÜ: “BU SENE KADAR MAKUS BİR YILIMIZ OLMADI”
FATİH ERBAKAN: “CEBİNDE BİR DOLARI OLAN İNSAN BİLE MERKEZ BANKASI’NDAN DAHA ZENGİN”
Sakine Serra TAYLAN
Yeniden Refah Partisi Genel Lideri Fatih Erbakan, Elazığ Vilayet Kongresi’nde; “Merkez Bankası’nın kasası tam takır, döviz rezervi eksi 60 milyar doları bulmuş. Biz ne diyoruz? Cebinde bir doları olan insan Merkez Bankası’ndan daha güçlü. Türkiye’nin toplam dış borcu AK Parti iktidara geldiğinde 132 milyar dolar iken bugün itibariyle 444 milyar dolara geldi” dedi. Taban ücret artışını eleştiren Erbakan, “İşçi daha almadan taban ücret açlık hududunun altına düştü” diye konuştu.
Yeniden Refah Partisi Genel Lideri Fatih Erbakan, partisinin Elazığ Vilayet Kongresi’ne katıldı. Erbakan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Asgari ücreti 8 bin 500 lira yapmışlar. Dün akşam saatlerinde Birleşik Kamu-İş 4 kişilik ailenin açlık hududunu aralık ayı sonu itibariyle hesaplamış. 9 bin küsur lira. 9 bin liranın üzerinde açlık hududu çıkmış. İşçi ocakta bu 8 bin 500 lira taban ücreti alacak. Daha taban ücreti almadan, alacağı ücret aslında açık hududun altına düştü. Ne demek bu? 8 milyona yakın taban ücretli ailesiyle çoluğuyla çocuğuyla birlikte açlık hududun altında yaşayacak.
“HALKIMIZIN YÜZDE 45’İ AÇ”
Emekli maaşları açlık sonunun yarısından da az. Bu ne demektir? Milyonlarca emekli de yeniden açlık sonunun altında. Yaptığımız hesaplara göre halkın yüzde 45’i aç. Aç kalmıyor diyorsunuz. Aç kalmıyor da sadaka var, toplumsal yardım var, besin yardımı var, akrabası var, annesi babası yardım ediyor. Yoksa matematiksel olarak aldığı para açlık sonun altında. Bir bekar çalışanın tek başına aylık temel gereksinimini karşılaması için gerekli para 11 bin lira olmuş. Bırakın siz 4 kişilik aileyi. Tek başına bekar bir insanın kimseye muhtaç olmadan temel muhtaçlığını karşılaması için aylık 11 bin lira kazanması lazım. Yoksulluk sonu 26 bin lira olmuş. Ondan sonra da evlenin, en az 3 tane de çocuk sahibi olun deniyor. 3 çocuk sahibi olmak güzel de üç çocuklu 5 kişilik bir ailenin hayatını sürdürmesi için gereken para ayda 35 bin lirayı buluyor. Türkiye’de kaç tane hanenin konutuna ayda 35 bin lira geçiyor? Bırakınız 3 tane çocuk sahibi olmayı, evlenmesi bile imkansız hale geldi. Düğün masrafları, konut kirası… Minimum ücret büyük kentlerde lakin mesken kirasına yetiyor.
Geçenlerde bir yakınımız markette görmüş şaşırmış. Diyor ki tereyağı aromalı yağlar çıkmış. Yani tereyağının kokusu ve aroması var, kalan kısmı herhalde bitkisel yağlardan yapılmış. Biz bunu anlattık, Bursalı bir kardeşimiz dedi ki ‘başkanım birkaç yıldır Bursa’daki iskendercilerin, iskender üzerine döktükleri tereyağı değil, o tereyağı aromalı bir yağ’. Peynirin fiyatı bu vakitler etin fiyatını geçmiş. Peynir alamayan, süt alamayan, tereyağı yiyemeyen, kuruyemiş, fındık, fıstık, badem alamayan bir ülke haline geldik.
“FINDIĞI, FISTIĞI BADEMİ VATANDAŞIMIZ DEĞİL, BULGARİSTANLI, GÜRCİSTANLILAR YİYOR”
Edirne’de kuruyemişçi röportaj veriyor. Diyor ki; fındık fıstığın kilosu 150-300 lira oldu burada. Kimse alamıyor. Neyse ki Bulgaristan’dan geliyorlar, kilolarca alıp götürüyorlar. Şu beğenmediğin Bulgaristan’ın levası Türk lirasını yediye sekize katlamış. Burası ucuz geliyor onlara. Motamot Artvin’de de Gürcistan’dan geldikleri üzere. Gürcistan parası Türk lirasını 6’ya 7’ye katlamış. Fındığı fıstığı bademi kuruyemişi de onlar alıyorlar.
“EMEKLİ, MAAŞIYLA LAKİN PAZARDAN ÇÜRÜK ZERZEVAT MEYVE TOPLUYOR”
Emekliler, maaşıyla lakin pazarlarda çürük meyve zerzevat toplayabiliyor. Kayseri’nin ortasında, Bingöl’de, Hakkari’de, Şırnak’ta değil, ekonomik olarak gelişmiş bir büyükşehrimiz Kayseri’nin ortasında önümüzü kesti bir vatandaş. Liderim dedi, ‘Bugün bir çocuğum benden kuruyemiş istedi. Baktım, alamadan geri döndüm’ dedi. Alamaz, mümkün değil. Çünkü açlık hududunun altında taban ücretli; açlık sonunun altında emekli maaşıyla, yoksulluk sonun altında memur maaşlarıyla bunların alınabilmesi mümkün değil. 2021 yılında Toplumsal Hizmetler Bakanı’nın açıkladığı sayıya göre 11 milyon 362 bin kişi besin yardımı alıyor. Türkiye’de işte size aç kalmanın göstergeleri. Allah rahmet eylesin Erbakan Hocamız hiçbir sözünü boşuna söylemezdi. ‘Milli görüş ile yönetilmezsek aç kalırız’ diyordu. Bakın 25 yıldan beri ulusal görüş ile yönetilmiyoruz. 97 yılında 54. hükümet görevi devrettiğinden beri, o günden bugüne 20 yılı AK Parti iktidarıyla geçti. Maalesef milyonlarca insan açlığa mahkum oldu.
“SON 20 YILDA İCRA EVRAKLARI ÜÇE DÖRDE KATLANDI”
Borca esir olan vatandaşın banka borcu 6,6 milyar liradan, 1,3 trilyon liraya çıktı. 200 misli arttı. Ne vakit? 2002 ile 2022 ortasında. AK Parti iktidarı döneminde devletin borcu 256 milyar liradan 4,7 trilyon liraya çıkmış. Özel sektör borcu 88 milyar liradan 7,4 trilyon liraya çıktı. Özel sektörün borcu 90 misli artmış. Çiftçinin borcu 2,5 milyar liradan 205 milyara çıkmış. Neredeyse 90 misli de çiftçinin borcu artmış. Erbakan hocamız ne diyordu? Ulusal görüş ile yönetilmezsek borcun esir oluruz. AK Parti iktidara geldiğinde 2002’de Türkiye’deki toplam icra belgesi sayısı 8 milyondu. Şu anda 25 milyona yaklaşmış durumda ve icra belgesinin üçe katlaması, 4’e katlaması çok son derece olağan. Çünkü borç katlanıyor. Bir ülkede halkın banka borcunun bir iktidar döneminde 200 misli arttığını söylemek, öteki hiçbir şeye gerek bırakmıyor. Neden? Çünkü alım gücü olsa, refah düzeyi yerinde olsa gelir artmış olsa, birebir anda gidip de bankalara 200 m borçlanır mı beşerler? Bunun dışında aslında hiç diğer bir bilgiye gerek yok.
“CEBİNDE BİR DOLARI OLAN İNSAN BİLE, MERKEZ BANKASI’NDAN DAHA ZENGİN”
Merkez Bankası’nın kasası tam takır, döviz rezervi eksi 60 milyar doları bulmuş. Biz ne diyoruz? Cebinde bir doları olan insan Merkez Bankası’ndan daha güçlü. Türkiye’nin toplam dış borcu AK Parti iktidara geldiğinde 132 milyar dolar iken bugün itibariyle 444 milyar dolara geldi. Erbakan hocamız bir şey söylüyorsa boşuna söylemiyor. Ulusal görüşten uzaklaşırsan aç kalırsın, borcun esir olursun. Pekala öteki söylediği neydi? işsiz kalırsın. Biz Doğu’da, Güneydoğu’da geziyoruz, dolaşıyoruz. İki gençten bir tanesi işsiz. Çay ocakları, kahvehaneler dolu. Erzurum’da dolaşırken dedik ki; adım başı bir çay ocağı var. Bu Erzurumlular da çayı çok seviyorlar. Vilayet liderlerimiz dedi ki: ‘Hem çayı seviyoruz, hem de vaktimiz çok, işimiz yok. Gençler işsiz, çay ocakları o yüzden bu kadar çok’ dedi. Her yer çay ocağı dolu ve çay ocaklarının içi gençlerle dolu. Yalnızca çay sevmekten değil. Çünkü işsizlik var.
“YUNANİSTAN’IN NÜFUSU KADAR BİZİM İŞSİZİMİZ VAR”
İnsanların bir kısmı da batıya göç etmiş. Ağrı’dan MKYK üyemiz Süleyman Erim Beyefendi, ‘son 2 sene de Ağrı’dan 40 bin ila 50 bin hane insan Amerika’ya, Meksika üzerinden kaçtı, göç etti’ diyor. Bir kısmı kaçmayı başarmış, bir kısmı mülteci kamplarında. Özellikle duvarcı ustaları, boyacılar, sıvacılar. Neden? Çünkü iş imkanı yok, istihdam imkanı yok. 10 milyonluk işsizler ordusu Yunanistan nüfusunu geçmiş. Yunanistan’ın bütün nüfusu kadar bizim işsizimiz var. Bir buçuk milyon üniversiteli, diplomalı işsiz. Ve maalesef ne çalışan ne okuyan 18-25 yaş ortası 15-30 yaş ortası gençler bunlar. Yüzde 33 oranında 15-30 yaş ortasındaki 3 gençten bir tanesi de ne çalışıyor, ne okuyor.
İşsizliğe ek olarak 2022’nin 108 ayında 60 bin esnaf dükkanını kapattı. 60 bin esnaf 8 ayda kepenk indiriyor. Bu ne demek? Ayda ortalama 7 bin 500 esnaf yapıyor. Yıllık 100 bin esnaf yapar. Bunun çırağıyla, elemanıyla, ailesi ile, çoluğuyla çocuğuyla bir hesaplayın. Yılda 100 bin esnafın kepenk indirmesinin işsizliğe nasıl bir tesir yapacağını siz düşünün. 2022 yılının birinci 11 ayında 17 bin 663 şirket kapanmış, iflas etmiş.
“TOPLUMUN SİGORTASI OLAN AİLE MÜESSESESİ TEHDİT ALTINDA”
Milli görüş ile yönetilmediğimiz için aç kalıyoruz, işsiz kalıyoruz, borcun esiri oluyoruz, bu felaketler başımıza geliyor. Ve bunlarla birlikte öteki bir felakette ahlaki ve manevi erozyon. Bakın bugün boşanmalar çığ üzere artıyor. 3 evlilikten bir tanesi boşanma ile sonuçlanacak noktaya geldi. Evlenme yaşı yükseliyor, toplumun sigortası olan aile müessesesi tehdit altında. Deizm ve ateizm üzere felaketler gençler ortasında yaygınlaşıyor. Uyuşturucu kullanımı büyükşehirlerin özellikle Doğu ve Güneydoğu’da pek çok kentin en önemli sorunu haline gelmiş. Bununla birlikte dış güçlerin bir zehri LGBT sapkınlığı Türkiye’de yaygınlaştırılmaya çalışılıyor, propagandası yapılıyor, normalleştirilmeye çalışılıyor. Bu insan hakkıdır diye safsatalarla gençlerimiz Allah vermesin zehirlenmeye çalışılıyor. Ahlaki ve manevi erozyon, tıpkı vakitte da maddi revizyon yaşıyoruz.
“BEŞ HOLDİNGE BİR YILDA ÖDENECEK PARA MİLYONLARCA EYT’LİNİN SIKINTISINI ÇÖZECEK”
Aç kalma, işsiz kalma, borcun esir olma, neden böyle olmuş? Sizlere artık tabir edeyim. 2023 yılı bütçesi 659 milyar lira bütçe açığı ile başladı. Bu sene bütçe açığı 460 milyar liraydı, 2023’te bütçe açığı 659 milyar lira olacak. Faiz sarfiyatları 2023’te 565 milyar lira olacak, bu sene 379 milyar liraydı seneye 565 milyar olacak. İmtiyazlı holdinglere yapılacak garanti ödemeleri 100 milyar lira olacak. 2023 bütçesinde bu sene 70 milyar, önümüzdeki sene 100 milyar lira olacak. Yıllardır perişan ettikleri EYT mağdurlarıyla, sabahlara kadar aylarca, yıllarca kurban pazarlığı yapar üzere pazarlık yaptılar. Şu EYT’lilerin bütün taleplerini karşılasanız yıllık maliyeti 101 milyar lira olarak hesap ediliyor. 101 milyar lira yıllık maliyetle bütün EYT’lilerin bütün talepleri karşılanıyor. Bunu karşılamayacaklar, lakin 5 tane holdinge bir senede 100 milyar lira para ödeyecekler.
“MİLYONLARCA ÇİFTÇİYE VERECEKLERİ TAKVİYENİN 10 MİSLİNİ FAİZ OLARAK ÖDÜYORLAR”
2023 bütçesinde bütün çiftçiye tarıma hayvancılığa verilecek takviye 54 milyar lira, faize verecek olan para 565 milyar lira. Milyonlarca çiftçiye, köylüye verecekleri dayanağın 10 mislini yalnızca faize ödüyorlar. Kur muhafazalı mevduata 150 milyar lira, toplumsal yardım harcamalarını 148 milyar liradan 258 milyar liraya çıkardılar. 110 milyar lira artış yaptılar.”
