BİRLEŞİK KAMU-İŞ KONFEDERASYONU: “DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRI 7 BİN 282, YOKSULLUK SINIRI AĞUSTOS’TA 21 BİN 784 LİRAYA YÜKSELDİ”
EDİRNELİ BESİCİ: “ET FİYATLARI DÜŞTÜ VE TALEP YOK. HER GÜN CEBİMİZDEN BESLİYORUZ HAYVANLARI”
Edirne Bosnaköy’de büyükbaş besiciliği yapan 36 yaşındaki Sami İmmet, 25 tane kurbanlıktan 10 tanesini satamadığını, üretim yapmakta zorlandığını söyledi. Kurban Bayramı’ndan sonra karkas et fiyatların düştüğünü belirten İmmet, “Et fiyatları düştü ve talep yok. Biz de her gün cebimizden, hazırdan besliyoruz hayvanlarımızı. Ramazan Bayramından sonra fiyat 115 liraydı, şu anda karkas 95 liraya kadar düştü. 115-120 lira olursa para kazanma değil de zarar etmeyiz” dedi.
Besici Sami İmmet’i ziyaret ederek besicilerin sorunlarını dinleyen CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “Senin etin 95-100 liradan alınmıyor, dışarıdan biz ithalat yapıyoruz. Üretimi planlamak lazım, tüketimi de planlamak lazım. Türkiye’de kırmızı et açığı söz konusu. Üretimde de bir açık var. Bu açık ithalatla giderilmeye çalışılıyor” diye konuştu.
“ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ PLANLAMAK LAZIM”
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Bosnaköy’de genç çiftçi Sami İmmet’in işletmesini ziyaret etti. Besicilerin sorunlarını dinleyen Gaytancıoğlu şunları söyledi:
“Et Süt Kurumu fiyatta indirime gitti fakat yine de satış yok. Çünkü insanlarda gerçekten para yok. Tüketim çok düştü. Ete olan talep son derece azaldı. Kasaba götürdüğün zaman para etmiyor. Ama şu da bir gerçek ki Türkiye maalesef Bosna Hersek üzerinden, Sırbistan’dan 400 bin ton satın lop et satın alıyor. Hem de fiyatı 130 lira. Senin etin 95-100 liradan alınmıyor, dışarıdan biz ithalat yapıyoruz. Üretimi planlamak lazım, tüketimi de planlamak lazım. Türkiye’de kırmızı et açığı söz konusu. Üretimde de bir açık var. Bu açık ithalatla giderilmeye çalışılıyor. Tüketicinin alım gücü yükseltilemediği için maalesef hem satın alamıyor hem de fiyatlar aşırı derece yükseliyor. Üretimi ve tüketimi planladığınız zaman, üreticiye destek verdiğiniz zaman en azından üreticinin elinde kalan hayvanlar kesinlikle devlet tarafından satın alınarak ihtiyaç sahibi insanlara sosyal yardımlaşma kapsamında dağıtılması gerekir ve böylece evine et girmeyen, süt ve süt ürünlerini tüketemeyen insanlar da gıdaya ulaşabilmeliler.”
“MALI YETİŞTİR SONRA ELİNDE PATLASIN”
Besici Sami İmmet, Kurban Bayramı’nda 10 tane büyükbaş hayvanının satamadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“25 tane kurbanlığım vardı. 15 tanesini sattık, 10 tanesi elimizde kaldı, elimizde. Havalar sıcak gittiği için üzerlerine kilo koyamıyorlar. Karkas fiyatlarında daha da düşüş yaşandı. Günde ortalama 600-700 liralık masrafları var. Karkas fiyatlarında Kurban Bayramından sonra daha da düşüş yaşandı. Şu anda 115- 120 lira olması gereken hayvanlar 95 liraya düştü karkasları. Bu şekilde satsak zarar, beslesek zarar. Bunları satıp yenisi alsak önümüz belli değil. Önümüzü göremiyoruz. Ne olacağı belli değil. Bıraksak mı yapsak mı öyle bir boşlukta kaldık. İçimizde de bir soğukluk var zaten. Böyle giderse hayvancılık her geçen gün geriye doğru gidiyor. Belki de bunları satıp başka bir işe girmek daha karlı olacağını düşünüyorum. Bizim gibi besiciler de bunu düşünüyor. Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkta büyük sıkıntı var. İnsanlarda alım gücü yok, soruyorlar alamıyorlar. Her şeyin fiyatı iki kat, 3 kat, bazı ürünlerde 4-5 kat yükselince insanlarda alım gücü yok. Kesmemeye yöneldiler. Daha küçük almaya çalıştılar. Bazı insanlar kesemedi bu sene. Şimdi de et fiyatları düştü ve talep yok. Biz de her gün cebimizden, hazırdan besliyoruz hayvanlarımızı. Ramazan Bayramından sonra fiyat 115 liraydı, şu anda karkas 95 liraya kadar düştü. 115-120 lira olursa para kazanma değil de zarar etmeyiz. Yonca, silaj kendimizden, Macar fiğ, yem bezelyesi hepsini kendimiz ekiyoruz. Bu çıkardıklarımızı satsak hayvan bakmaktan daha karlıyız. Bu nereye kadar gider bilemiyoruz, bir yerde sonlanacak, yürümeyecek bu şekilde. Sabah oğlum paçama yapışıyor, ‘Bir sabah kal da kahvaltı yapalım’ diye ama biz sabah 5 buçuk-6 gibi hayvan ağılındayız. Hafta sonumuz, düğün, bayram her şeyden yoksun kalıyoruz. İster istemez, işimiz gereği. Hayvanımız aç, susuz kalmasın diye. Başında dur, bu kadar çileyi çek, malı yetiştir sonra elinde patlasın.”