23 Kasım 2024 Cumartesi

CHP MALATYA BATTALGAZİ İLÇE SEKRETERİ YÜKSEL MAZMANOĞLU: “AMCAMLA AYNI ADI TAŞIMAKTAN ÇOK BÜYÜK BİR GURUR DUYUYORUM”

Malatya’da CHP Gençlik Kolları Başkanlığı görevini yürütürken 30 Ağustos 1978’de düşürüldüğü pusuda öldürülen Yüksel Mazmanoğlu’nun yeğeni CHP Malatya Battalgazi İlçe Sekreteri Yüksel Mazmanoğlu, “Amcam Yüksel Mazmanoğlu için ‘Malatya’da dengeydi’ derler. Hiçbir şekilde haksızlığa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa ne boyun eğmiş ne de karşısında durmaktan vazgeçmiş. Bazı kirli güç ve odaklar bu olayı tasarlayarak, ‘Sen sağcısın, ben solcuyum’ diyerek değil de Malatya’daki dengeleri altüst edebilmek adına bu olayı gerçekleştirmişler” dedi.

Malatya’da 30 Ağustos 1978 tarihinde Fuzuli Caddesi’nde pusuya düşürülen Yüksel Mazmanoğlu, kurşunların hedefi oldu. Hastaneye kaldırılan 32 yaşındaki Mazmanoğlu’nu ilk götürüldüğü hastane kabul etmedi. Bir başka hastaneye götürülen Mazmanoğlu ameliyata alındı ancak hayata veda etti. Babası Hacı Abdullah Mazmanoğlu’ndan siyaseti öğrenen ve o dönemde Malatya’da CHP Gençlik Kolları Başkanlığı görevini yürüten Mazmanoğlu, aynı zamanda belediyede kontrol memuru olarak görev yapıyordu. Siyasetçi kişiliğinin yanı sıra sporcu kişiliğiyle de ön plana çıkan Yüksel Mazmanoğlu’nun adı yeğenine verildi. Şu anda CHP Malatya Battalgazi İlçe Sekreteri olarak görev yapan Yüksel Mazmanoğlu, sık sık amcasının mezarını ziyaret ederek, ondan devraldığı bayrağı ileri taşımak istediğini söyledi.

“DEDEM, KEMAL TAHİR İLE AYNI CEZAEVİNDE KADER ARKADAŞLIĞI YAPMIŞ”

Yüksel Mazmanoğlu, amcasına CHP’yi ve sosyal demokratlığı dedesinin aşıladığının kendisine anlatıldığını ifade etti. Dedesi Hacı Abdullah Mazmanoğlu’nun Türk romancı, yazar ve senarist Kemal Tahir ile aynı cezaevinde kaldığını anlatan Mazmanoğlu, “Dedem, Kemal Tahir ile belirli bir süre kader arkadaşlığı yapmış. Kemal Tahir’in ‘Karılar Koğuşu’ adlı romanına da konu olmuş. Hatta filmde de dedemin hikâyesinden bahsediliyor. Dedem cezaevinden çıktıktan sonra İsmet Paşa ile çok yakın bir dostluk kurmuş. İsmet Paşa, Malatya’daki en değerli dostlarından birinin Hacı Abdullah Mazmanoğlu olduğundan bahsedermiş” dedi.

“İLK HASTANE KABUL ETMEMİŞ, BAŞKA BİR HASTANEYE GÖTÜRMÜŞLER”

Mazmanoğlu, dedesinden sonra amcasının siyasete girdiğini kaydederek, şunları anlattı:

“Dedemden sonra bayrağı, 68 ruhunu ve sonrasını yaşayan amcam taşıyor. Denizleri, Yusufları, Hüseyinleri örnek alıyor. Amcam, o dönemde CHP Malatya Gençlik Kolları Başkanlığı’nın yanı sıra belediyede kontrol memuru olarak görev yapıyor. Amcam, 1978 yılının 30 Ağustos’unda iftarını yaptıktan sonra babaanneme, ‘Anne, yarınki işlerimi bugünden halledeyim. Yarın da öğlene kadar uyurum, orucumu da rahat tutarım’ diyor ve evden çıkıyor. Evden ayrıldıktan bir süre sonra dedem ve babaanneme, ‘Oğlunuzu Fuzuli Caddesi’nde pusuya düşürüp, vurdular’ haberini veriyorlar. O sırada özel bir araçla hastaneye götürmüşler ama ilk götürdükleri hastane tamamen sosyal demokrat kimliğinden dolayı kabul etmemiş. Başka bir hastaneye götürüyorlar ve müdahale ediliyor ancak şehit oluyor.”

“DEFNEDİLDİKTEN BİR GÜN SONRA ASKERİYE TARAFINDAN MEZARI AÇILDI”

Yüksel Mazmanoğlu, amcasının defnedilmesinden bir gün sonra mezarının açıldığını ifade ederek, “Amcam defnedildikten bir gün sonra akşam saatlerinde mezarı askeriye tarafından açılıyor. Mezarın açılma sebebi; öldüğü hastanedeki hemşire, rüyasında amcamı gördüğünü ve kendisine, “Beni kurşunlar öldürmezdi, doktorun müdahalesi öldürdü. Doktor kurşunu temizlemeden eliyle ciğeri parçaladı” dediğini söylüyor ve askeriyeye gidip durumu anlatıyor. Babamın halasının oğlu vasıtasıyla, askeriye gelip mezarı açıyor. İnceleme yapılıyor ve doğru olduğu teyit ediliyor. Sonrasında doktor aranıyor ama kendisine ulaşılamıyor” dedi.

“PLANLANMIŞ BİR CİNAYET”

Amcasının öldürülmesinin tamamen planlandığını savunan Mazmanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu komple planlanmış bir cinayet. Amcam şehit edilmeden bir hafta öncesinde parti binasında gençlik kolları odasında yangın çıkıyor. Büyük bir oyunun olduğu ortada. Amcam Yüksel Mazmanoğlu için ‘Malatya’da dengeydi’ derler. Hiçbir şekilde haksızlığa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa ne boyun eğmiş ne de karşısında durmaktan vazgeçmiş. Bazı kirli güç ve odaklar bu olayı tasarlayarak, ‘Sen sağcısın, ben solcuyum’ diyerek değil de Malatya’daki dengeleri altüst edebilmek adına bu olayı gerçekleştirmişler. Amcam köklü bir aileden geliyor, yaşanan bazı olayların büyümemesi için araya giriyor ve sulh yolunu tercih ediyormuş. O nedenle, ‘Yüksel’i öldürmezseniz, Malatya’yı kolay kolay karıştıramazsınız’ demişler. 80 ihtilalinin cuntacı paşası Kenan Evren’e kadar cunta dönemini hazırlamak için oluşturulan olaylardan birisi olduğunu tahmin ediyorum. Dedemle başlayan ve amcamla devam eden bu süreçte amcam benim isim babamdır. Bende amcamdan aldığım bayrağı elimden geldiği kadar taşımaya çalışıyorum. 2014 yılından buyana siyasetle iç içeyim. Ben şu anda CHP Malatya Battalgazi İlçe Sekreterliği görevini yürütüyorum. CHP Battalgazi İlçe Başkanımız Abulvahap Ayzabar, amcamı çok yakından tanıyan bir isim. Onun yanında olduğum için çok mutluyum. İl Başkan Yardımcı Barış Yıldız, benim partiye girmemdeki en büyük etkenlerden biridir. CHP Genel Başkan Yardımcımız Veli Ağbaba’nın siyasi tecrübelerinden faydalanarak yoğrulmaya çalışıyoruz.”

“AYNI İSMİ TAŞIDIĞIM İÇİN ÇOK MUTLUYUM”

Amcasıyla aynı adı taşıyan Yüksel Mazmanoğlu, “Amcamla aynı adı taşımaktan çok büyük bir gurur duyuyorum. İnsan çocukken pek farkına varamıyor. 15 yaşından itibaren ismimin farkına vardım. Benden yaşça büyük insanlarla oturduğumda ve Yüksel Mazmanoğlu’nun yeğeni olduğumu öğrendiklerinde gözlerinden akan yaşların sahte olduğuna inanmıyorum. Bundan dolayı aynı ismi taşıdığım için çok mutluyum. Yüksel Mazmanoğlu Malatya’da denge ve güç demekti çünkü seviliyordu. Sevilmesinin nedenlerinden biri de sporcu kişiliğidir. Malatyaspor’un yönetimindeydi ve Yıldızspor’u kurmuştu. Bu isim ve soy ismin bana verdiği ağırlığı biliyorum, bu bilinçle de yoluma devam ediyorum” ifadelerini kullandı.

“30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ AMA BİZİM İÇİN BURUK GEÇİYOR”

Mazmanoğlu, 30 Ağustos’un kendileri için buruk geçtiğini belirterek, “30 Ağustos Zafer Bayramı çok sevdiğimiz, güzel bir gün ama bizim için buruk geçiyor. Babaannem o günde hep gözyaşı döker, babam uzaklara dalar giderdi. 30 Ağustos Zafer Bayramımız ama bizim ayrıca hüzün günümüz. Ailenin genç yaştaki evladını toprağa verdiği gün” dedi.

 

İlgili Haberler