OSMANİYE’DE TURP HASADI BAŞLADI. KADİRLİLİ TÜCCAR: “ENFLASYONDAN ÖTÜRÜ KİMSE TURP YEMİYOR, GİTTİĞİ YERDE SATILMIYOR”
BURSALI ÜRETİCİ: “BENDEN 10 LİRAYA ALDIKLARI ÜRÜNÜ MARKETTE 18 LİRAYA SATIYOR. DEVLET BANA SAHİP ÇIKSIN”
ZEHRA DEĞİRMENCİ/SİBEL KAHRAMAN
CHP Bursa milletvekilleri Orhan Sarıbal ve Yüksel Özkan, CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca’dan oluşan CHP heyeti, Bursa Soğuksu Mahallesi’nde yapılması planlanan sanayi bölgesine ilişkin açıklama yapmak için bölgeye gitti. CHP heyetini gören bir üretici, kendilerinden ucuza alınan ürünlerin market ve pazarda yüksek fiyatlara satılmasından yakınarak, “Bu köye gelin sorun herkesin borcu vardır. Niye vardır? Yağ biberini 7-8 liraya sattığı için vardır” dedi.
CHP Bursa milletvekilleri Orhan Sarıbal ve Yüksel Özkan, CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca’dan oluşan CHP heyeti, yapılması planlanan sanayi bölgesiyle ilgili açıklama yapmak için Bursa’nın Soğuksu Mahallesi’ne gitti. CHP heyetini gören bir üretici, fiyatlara isyan etti. Mahalle kahvesinde CHP heyetinin yanına gelen üretici, ürettiği biberleri göstererek aracıların fiyatlarda uçuruma neden olduğunu belirtti.
“HERKESİN BORCU VARDIR”
Köylülerin hepsinin borcunun olduğunu söyleyen üretici, “Hepiniz de biliyor yukardaki de biliyor saraydaki de biliyor. Bu bizim sarayla değil sorun, sorun aradakilerin yememesi. Bu köye gelin sorun herkesin borcu vardır. Niye vardır? Yağ biberini 7-8 liraya sattığı için vardır. Marketlerde şu anda 20 lira. Niye 12 liraya versin? Ben ilaç atıyorum, gece de bekliyorum, suyunu da veriyorum, sabah toplayıp getiriyorum, ben 10 liraya veriyorum adam aynı gün 18 liraya veriyor. Devlet bana sahip çıksın o zaman. Borcum varsa devlet versin bana 8 lirayı devlet kazansın. Devlet kasasına gitsin o zaman. Aradaki aracı götüreceğine farkı devlet götürsün. Devlet hepimizin devletidir” dedi.
“SORUN POLİTİKTİR, SORUN İKTİDARIN UYGULADIĞI YANLIŞ TARIM POLİTİKALARIDIR”
O sırada kahvehanede bulunan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da üreticinin ardından konuştu. Sarıbal şunları söyledi:
“Soğuksu köyündeyiz, köyün kahvesindeyiz. Bir üreticimiz geldi, kalabalığı görünce ürünlerini getirdi. Ürünü kendisinin 6-7 liraya sattığını ama aynı ürünün pazarda 18, markette 20 lira olduğunu söylüyor, bunun rahatsızlığını yaşıyor. Üreticimiz ‘benim çocuklarım da bu ülkede insan gibi yaşasın’ diyor. ‘Mazotu 3 kat parayla alıyorum, gübreyi 4 kat pahalıya aldım, yeri kiraladım, bu benim işim başka bir iş yapamam’ diyor. Dolayısıyla sorun şu, üretim maliyetlerinin düşmesi gerekiyor, mazot, gübre, ilaç, tohum, birinci en önemli sorun bu. İkincisi de kasa maliyetleri, ulaşım maliyetleri ve diğer karlarla tarladan çıktığının 2-3 katına tüketiciye gidiyor. Yani hem tüketici memnun değil hem üretici memnun değil. Ya bu üretim maliyetlerine göre tüketiciye bir gelir sağlamak lazım, gelirini yükseltmek lazım, ya da temel çözüm süt, et, sebze, meyve bütün bu girdileri mazot, gübre, ilaç, elektrik gibi temel giderleri en aşağıya çekmek lazım. Yoksa bu şekilde ne tüketici gıdaya yeterince ulaşabilecek ne de üretici tarımı sürekli sürdürülebilir hale getirecek. Yani sorun politiktir, sorun iktidarın uyguladığı yanlış tarım politikalarıdır.”
