KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ, İZMİR BÜYÜKŞEHİR’İN ÖĞRENCİYE YEMEK DAĞITIMINI ENGELLEDİĞİ ARGÜMANLARINA KARŞILIK VERDİ: “BİZDEN MÜSAADE ALMADILAR”
Gazeteci Serdar Akinan: “Mesleğimi İcra Ettim. Başka Hiçbir Şey Yapmadım. Gerçeğin Peşine Düştüm. İnatla Devam Edeceğim.”
SİNEM NAZLI DEMİR
Çanakkale’nin Ayancık ilçesinde dün günün birinci ışıklarında gözaltına alınan, tüm gün süren süreçlerin akabinde isimli denetim kaidesi ile hür bırakılan gazeteci Serdar Akinan, İstanbul Adliyesi önünde; “Mesleğimi icra ettim. Öteki hiçbir şey yapmadım. Gerçeğin peşine düştüm. İnatla devam edeceğim, yayınlamaya, konuşmaya, soruşturmaya, sormaya. Çünkü kamuoyunun bilme hakkı var. O bilme hakkı bizim kutsal hakkımız” dedi.
Gazeteci Serdar Akinan, dün sabah saat 05.00 sıralarında Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde gözaltına alındı. Akinan, öğlen saatlerinde polis takımlarınca İstanbul Vilayet Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’ne getirildi. Emniyette tabir veren Akinan, sıhhat kontrolünün akabinde İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
SAVCILIKTA 9 SAAT TABİR VERDİ, NÖBETÇİ HAKİMLİKÇE İSİMLİ DENETİM KOŞULUYLA HÜR BIRAKILDI
Akinan, savcılıkta yaklaşık 9 saat söz verdi. Savcılık, Akinan’ı; isimli denetim koşulu ile hür bırakılması talebiyle mahkemeye sevk etti. Nöbetçi sulh ceza hakimliği, Akinan’ın; haftada iki gün imza vermek biçimindeki isimli denetim kaidesi ile hür bırakılmasına karar verdi.
Akinan, serbset bırakılmasının akabinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin önünde, yaşadıklarını ANKA haber Ajansı’na anlattı. Yaşadıklarından hicap duyduğunu belirten Akinan şunları söyledi:
“Sabah saat 05.17’de kapıma dayandılar. Şu an saat gece 12’yi geçti. Yaklaşık 20 saattir gözvaltındayım. Bu kamuoyunda Toplumsal Medya Yasası olarak bilinen yasanın birinci gözaltısı olabilirim. Mesleğimi icra ettim. Diğer hiçbir şey yapmadım. Gerçeğin peşine düştüm. İlgili kanunda bahse husus olan ‘yalan olduğunu bildiği halde haberi yaymak’ yahut ‘kamuoyunu kaygı, paniğe sevk etmek’ üzere suçların hiçbirini işlemedim. Hasebiyle adalet yerini buldu diye düşünüyorum.
Bir kez hicap duydum. Çünkü, bir şahıs çıkıyor toplumsal medyada bir görüntü paylaşıyor. O paylaştığı görüntüde da çok ağır savlarda bulunuyor. Bir gazetecinin görevi bu savları kamuoyuyla paylaşmaktır, araştırmaktır. Ben bunu yaptım ve bunu yapmaya devam edeceğim. Asla vazgeçmeyeceğim.
Ve bu bize gösterdi ki gerçek medya toplumsal medya. Orada olduğum vakit, ne kadar özgür araştırma yaptığımı, ne kadar özgürce yayın yaptığımı gördüm. İnatla devam edeceğim yayınlamaya, konuşmaya, soruşturmaya, sormaya. Çünkü kamuoyunun bilme hakkı var. O bilme hakkı bizim kut sal hakkımız.”
