08 Eylül 2024 Pazar

SAMET KOPUZ

Savaşların Barutsuz Dumansız Silahı

ABD’de 2019 yılında cinsel istismar ve insan ticareti suçlamasıyla tutuklanan Jeffrey EPSTEIN’in hücresinde ölü bulunmasıyla patlak veren Epstein skandalı, iki gerçeğin hiçbir zaman değişmeyeceğini tekrar hatırlattı. Şöhret veya mevki sahibi kişilerin para, güç, ve haz karşısında zafiyete düşmesi ve bu zafiyetin diğer kişi veya kişiler tarafından çıkar malzemesi olarak kullanılması. Kısaca şantaj…

En az iki kişi arasında rahatlıkla çalışan bu basit hukuk dışı mekanizma, profesyonellerin elinde çok daha etkili, sadace tek bir şahsı değil, zafiyeti kayıt altına alınan kişi üzerinden kurumları hatta ülkeleri etkileyebilecek kadar büyük bir silaha dönüşebilir. Özellikle profesyonel sıfatını kullandım. Çünkü bizim basitçe “şantaj malzemesi” olarak bildiğimiz materyali, bu profesyoneller az sonra anlatacağım başka bir terimle tarif ediyor. Tarifte fark varsa, yapılan işte de bir fark var demektir.

Kompromat” Rusça kökenli bir bileşik kelime. “komprometiruyuşki” ve “material” kelimelerinden oluşuyor. Türkçeye “uzlaşma materyali” olarak çevrilebilen bu terim, hedef kişi veya kuruluş hakkında gizli yollarla toplanan itibar zedeleyici malzemeleri ifade ediyor. Burada dikkat çeken şey uzlaşmaya vurgu yapılmasıdır. Şantajda, tehdit yoluyla maddi veya manevi anlamda kazanç sağlamak hedeflenirken, kompromat operasyonunda materyal, hedef kişinin daha stratejik amaçlarla kontrol altına alınması ya da uzlaşmaya zorlanması için kullanılır.

EPSTEIN dosyasına bu fark gözetilerek bakıldığı zaman, bir soru işareti daha baskın hale geliyor. Epstein,“pedofili ağını” sadece şantajla para kazanmak için mi kullanıyordu, yoksa ağına düşürdüğü üst düzey bürokrat ve siyasetçi gibi nüfuz sahibi kişileri daha stratejik amaçlar güden lobilere veya gizli servislere mi angaje ediyordu?

Dosyada adı geçenlere bakalım.

Daha önce Filistin’de iki devletli çözümü savunan ancak şimdi Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasında İsrail’in avukatlığını yapan Alan DERSHOWITZ.

Epstein ile görüştüğü zamanlar ABD Dışişleri bakan yardımcısı olan ve bugünlerde HAMAS ile İsrail arasındaki Gazze’de ateşkes müzakerelerine bizzat katılan CIA başkanı William BURNS.

İsrail eski başbakanlarından Ehud BARAK. (Epstein’la 36 kez görüşmüş).

York Dükü Prens Andrew. (skandalda adı geçince kraliyet görevlerini bıraktı)

Beyaz Saray danışmanı Kathryn RUEMMLER.

Eski Norveç Başbakanı Thorbjørn JAGLAND

Eski ABD Başkanı Bill CLINTON.

Edmond de Rothschild Grubu CEO’su Ariane de ROTSCHILD.

Ve daha onlarca kişi.

Merak ediyorum, Epstein’ın kompromat tezgahına düşmüş bu üst seviye bürokrat ve siyasetçiler, işledikleri iddia edilen istismar suçları bir yana, bugüne kadar hangi stratejik hedefler için kullanıldılar? Hangi kişi, lobi, örgüt veya devlet için yetkilerini suistimal ettiler? Hangi kararları kimin kontrolünde aldılar?

Bir de ters okuma yapalım.

“Gazze’de ölen masum insanlar için kendimi çok kötü hissediyorum ama şunu da unutmamalıyız ki biz ABD Musul’da, Rakka’da birçok masum insanı öldürdük, biz Amerika Birleşik Devletleriyiz. 12.000 masum Fransız sivili öldürdük. Hiroşima ve Nagazaki hariç 69 Japon şehrini yok ettik.”

Bu itiraf dolu sözler ABD eski Genel Kurmay Başkanı Mark MILLEY’e ait. Onlarca yıl ülkesi için hizmet vermiş, Irak ve Afganistan’da savaşa katılmış, üniforması sayısız madalyayla dolu emekli bir asker. Ek bir bilgi vereyim. General MILLEY emeklilikten sonra Epstein’ın para transferlerini sağladığı bankada kıdemli danışman olarak işe başladı.

Benzer türde bir itiraf’da ABD Başkanı Joe BIDEN’dan gedi. Başından beri İsrail’e milyarlarca dolarlı destek veren Biden, bu yetmezmiş gibi ülkesini Lahey’de yargılatmak istercesine “Gazze’deki siviller bizim bombalarımızla öldü” dedi.

Ne oldu da ağızlarından durduk yere ülkelerini zora sokacak bu sözler çıktı? Kime ne mesaj verdiler? Daha önemlisi onlara bunu kim söyletti? Uluslararası Hukuku felç etmek isteyen bir aktör olabilir mi? Soykırımla yargılandığı Lahey’de defansını güçlendirmek için kendine takım arkadaşı çekmeye çalışan bir ülke olabilir mi?

YAZARIN TÜM YAZILARI