Site icon Flash Haber

Bir “Afedersiniz Ermenimiz” NOBEL aldı

Sayın Erdoğan Ağustos 2014’te çıktığı bir TV yayınında şöyle demişti: “Benim için bir ara neler dediler. Gürcü dediler. Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler.”

Bu ifadeden sonra Türkiye siyasi literatürüne “Afedersiniz Ermeni” diye bir söz girdi.

**

2004 yılıydı Hrant Dink hem Agos’ta hem de yayın yönetimini yürüttüğüm Birgün gazetesinde yazıyordu. Aşırı sağcı gazetenin biri bir başlık attı o sırada: “Susturun şu Ermeni’yi!”

Yaklaşık iki sene sonra susturdular Hrant’ı!

**

Bir arkadaşım vardı lisede… Ermeniydi ve hepimiz çok samimiydik, kimsenin aklına afedersiniz demek gelmezdi… Yıllar yıllar sonra yeniden gördüğümde artık eski adına benzeyen Türkçe bir ad kullanmaya başlamıştı. Yeşilçam’daki pek çok Ermeni artistimiz gibi, mesela Kenan Pars gibi, mesela Sami Hazinses gibi…

**

Bir de şöyle bir adetimiz vardı arada sırada dilimize takılan: “Bizim EemeniMİZ, bizim RumuMUZ!”

“İyi niyetli” aşağılama… Şimdilerde azaldı… İyi mi, kötü mü bir sebepten azaldı bilmem.

**

Geçenlerde dünya vergi tarihine geçecek bir “Zihni Sinir” projesi konuşuldu; aslında biraz nabız yoklandı. Limiti 100 bin lirayı aşan kredi kartı sahiplerinden 750 lira har(a)ç alınacak ve bu para Savunma Sanayi Fonu’na devredilecekti. Doğal olarak epeyce eleştiri, öfke hâttâ alay dalgası yükseldi.

Böyle durumlarda Cumhur İttifakı’nın küçük ortaklarının durumdan vazife çıkarıp öne atılmaları adettendir. Bu kez de BBP başkanı Destici atik davrandı ve şöyle dedi:  “100 bin lira limiti olup 750 lira kredi kartı aidatı vermeyen DEM’lidir, Yunandır, Ermenidir”

Sayın Destici biraz mevzunun dışında kalmış olmalı ki Erdoğan+Bahçeli ikilisinin yeni DEM açılımının da belli ki henüz farkında değildi.

**

Bütün bunlar niye hatırıma geldi? Çünkü bir “Afedersiniz Ermenimiz” Nobel Ekonomi Aldı.

Prof. Daron Acemoğlu dünyanın en etkili ekonomistlerinden biri ve Nobel alması hiç de sürpriz değil. Babası Kevork Bey de ülkenin en iyi hukukçularından biriydi. Sol kesimin önde gelen isimlerinden biri olarak 60’lardaki en etkili sol dergi Yön’de yer alan isimlerdendi aynı zamanda

Oğlu Daron’u Galatasaray Lisesi’ne verdi.

Bakın orada Daron’un başına ne geldi?

Sınıf arkadaşı Saruhan Doğan bakın olayı nasıl anlatıyor:

“12 Eylül kararıyla faşizme yakın bir rüzgar esti okulda. Bazı hocalarımız bu rüzgara kapıldı. ‘Muhafazakar bir kültür yerleştirelim, gençlerimiz komünist olmasın, namaz kılsın’ düşüncesiyle hareket ediyordu bazı hocalarımız. Bir tarih hocamız derste bir arkadaşımızı kaldırdı ve ona ismini sordu, halbuki ismini biliyordu. ‘Daron’ dedi arkadaşımız. ‘Böyle Türk ismi olmaz, bundan sonra senin adın Süleyman’ diyerek yerine oturttu arkadaşımızı.

“Yıllar sonra Acemoğlu’nun, ‘O gün birinizin kalkıp bir şey söylemesini beklerdim, hiçbiriniz kalkmadınız’ diyerek sitem ettiğini belirten Doğan, ‘Anılarımıza bakıp Ne güzel gençlik yaşamışız dediğimiz dönemin arka planında böyle bir yapı vardı işte.”

**

Daron Acemoğlu yurtdışına gitti ve orada dünyanın tanınmış iktisatçılarından biri oldu. İktisadi veya siyasi fikirlerini beğenirsiniz beğenmezsiniz; ama iktisat dünyasında etkili olduğu bir gerçek. Ve o etki şöyle veya böyle, Türkiye açısından da olumlu bir etki.

Yani ne yapmamız gerek? Tebrik edip hep beraber sevinmemiz gerek, değil mi?

Peki biz ne yapıyoruz?

Pek çoğumuz adamın ne liberalliğini –ki klasik anlamıyla liberalliği tartışılır…

Ne emperyalist yancılığını –ki yine klasik anlamıyla böyle bir tutumu yok…

Ne iktisatçılığının işe yaramazlığını, ki iyi iktisatçı yahu bıraktık orta yerde…

Hadi bunu ilk defa yapsa bu bizim millet, bir kazadır oldu denir. Orhan Pamuk’a aynısını yapmadık mı? Pamuk’un görüşlerinin taban tabana zıddını savunan Aziz Sancar’a da diğer cenah benzer şeyi yaptı; adamın ne asimile olmuşluğu kaldı, ne faşistliği…

Gel de şu meşhur fıkrayı hatırlama… Hani cehennemde bir tek Türklerin yandığı kazanın başında zebani yokmuş; çünkü ne zaman kazanın içinden biri kaçmaya çalışsa, diğerleri paçasından tutup geri çekermiş.

 

Exit mobile version