Site icon Flash Haber

Kalbin kadar temiz bu “Beyaz Sandığı” bana ayırdığın için teşekkür ederim…

Kalbin kadar temiz bu “beyaz sandığı” bana ayırdığın için teşekkür ederim…

Haydi, herkes toplansın!

Ülkece dertleşiyoruz.

Eteğinizdeki taşları dökmenin tam zamanı…

YILLARDIR HEP ŞİKAYET HEP ŞİKAYET!

Hani yıllardır,

“Eğitimden sağlığa, ekonomiden yargıya her alanda sorun var!” diyorsunuz ya!

“Açım, geçinemiyorum” isyanıyla her gün sokaklarda haykırıyorsunuz ya!

“Öldürülmek istemiyorum” diye çığlık çığlığa yardım istiyorsunuz ya!

Sonra da “Kimse sesimizi duymuyor!” diye kendinizi çaresiz hissediyorsunuz ya!

O günler artık geride kaldı…

Overlok makinesi ayağınıza geldi

Yerel seçimlerden sonra “Halkla bağımız koptu!” cümlelerinin havada uçuştuğu Ak Parti, belli ki halkla bağlarını yeniden inşa etmek için yurttaşına muazzam hizmetler sunmaya başladı. Ek vergi ve zamlar sayesinde yurttaşla bağ değil adeta köprü kuran iktidar belli ki bu köprüyü tahkim etmeye kararlı. Zaten bu sebeple de iktidar, kalbiniz kadar temiz beyaz sandıkları ayağınıza kadar getirdi.

HAYDİ! DÖKÜN İÇİNİZİ

Ak Parti’nin başlattığı beyaz sandık uygulaması ilk olarak Kütahya’da hayata geçirildi. Kütahya merkez ile birlikte Simav, Gediz, Şaphane ve Aslanapa ilçelerinde kurulan sandıklar önümüzdeki günlerde 81 ile yaygınlaştırılacak. Böylece sizler de istek, talep ve şikayetlerinizi yazıp bu sandıklara atabilirsiniz. Üstelik de yazdıklarınız direkt Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulacak!

HALK EDEBİYATI

Beyaz sandığın önüne geldiniz. Dileklerinizi en temiz ve güzel yazınızla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ileteceksiniz. Ne iletirdiniz acaba? Evinize 2 yıldır (Kurban Bayramı dâhil olmak üzere) kırmızı et girmediğinden şikayet edip, rahatça kasaptan et alabildiğiniz güzel günler dileyebilirsiniz mesela. Esnaflar siftah yapmadan kapattıkları kepenkleri, memurlar tasarruf tedbirleri doğrultusunda kaldırılan servisleri, hekimler 5 dakikalık muayene süresini, öğrenciler de içinden izmarit çıkan yurt yemeklerini yazabilir. Belki de derdini yazanlar asından yeni Karacaoğlanlar yeni Yunus Emreler çıkacak, kim bilir. Talep ve dileklerin iletilmesi süreci tam bir Halk Edebiyatı festivaline dönüşebilir.

Bu talepler şaka mı?

O beyaz sandığa “Ölmek istemiyoruz” mektubunu atan kim Allah aşkına? Kadın mı, çocuk mu, lgbti artı bireyler mi kim? “Sokak hayvanları katledilmesin” diye bir talep olabilir mi? 2024 yılında okullarda salgın hastalık tehlikesinden bahsetmek, öğrenci intiharlarının sebebini merak etmek, çocukların istismar edilmesinin engellenmesini istemek, mafyatik ilişkilerden arınmış bir toplum talep etmek ne demek?  Lütfen işi marjinalleştirmeyelim!

KİMSENİN OYUNUNA GELMEYİN!

Yapılacak şey basit. Taleplerinizi “Marjinalleştirilmesi” mümkün olmayan bir seviyede tutun. Gıda kolisi ya da sosyal yardımla çözülebilecek problemlerin dışına çıkmayın. Ülkecek dertleşiyoruz dediysek o kadar da değil yani. Kimse sizin taciz hikayenizi ya da aldığınız tehditleri dinlemek zorunda değil!

Kibar olun lan biraz!

Makul taleplerinizi ifade ettiğiniz mektubunuzda, kalbiniz kadar temiz beyaz sandığı size ayıranlara teşekkür etmeyi ihmal etmeyin.

“Sepet sepet yumurta
sakın beni unutma
unutursan küserim
selamımı keserim.”

Not: Yakışmıyor!

Şu sandığa mektup atma işi kadınların eline hiç yakışmıyor. Hanımefendiler öyle her kurulan sandığa mektup atıp talepte bulunmamalı. Ha unutmadan! Kadınların sokakta yüksek sesle gülmemesi gerektiğini de hatırlatalım. Ama o zaman 3 çocuk yapmaları gerektiğini de hatırlatmamız lazım. 3 çocuk yapın! Bir de normal doğum yapın uyarısı vardı… Neyse iş uzuyor, sonra konuşuruz.

Exit mobile version