16 Eylül 2024 Pazartesi

Futbolda Sezon Biterken

“Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.”

Büyük Atatürk, sporu ve onun ne anlama geldiğini bu sözlerle anlatır.

Futbolda sezonu noktaladık, finali yaptık. Şampiyon Galatasaray oldu, tebrikler. İkinci Fenerbahçe; en az rakipleri kadar kora kor mücadele ettiler, kutlarım. Türkiye Kupası da Beşiktaş’ın oldu. Üç büyüklerin dışında Trabzonspor ve Başakşehir de önümüzdeki sezon Avrupa kupalarında ülkemizi temsil edecekler.

Süper Lig’e dönersek… Geride bıraktığımız sezon akıllarda ne kaldı peki?.. Goller, şık vuruşlar, asistler, çalımlar, kritik galibiyetler vs. bunlar işin güzellikleri. Ancak ne yazık ki yine tartışmalar, polemikler, hakem hataları, sataşmalar, kavgalar en çok prim yapan şeyler oldu. Bir defa şunun bilincinde olmak lazım; tartışmalı düdükler renk ayırmaksızın her takımın canını çok yaktı. Buradan herhangi bir takımı özellikle seçip “işte gördünüz mü; hakem hataları en çok onlara yaradı” demek bana göre pek de adil değil. Maalesef hakemlerimiz son sezonlarda olduğu gibi yine çok kötü bir performans verdiler ve müsabakaların kaderiyle oynamaya çalıştılar ama burada suçu tamamen onlara yüklememek gerek. Çünkü mevcut kaotik futbol ikliminin esas sebebi onlar değil. Futbolcular onlara yardımcı olmadı. Hemen hemen her maçta hakemi aldatmak, kandırmak, sebepsiz yere çok ufak darbe almalarına rağmen Oscar performansı gösterip sahada kırk takla atmak moda oldu. Futbolun güzelliklerini çiğneyip sahtekarlık yarışına girmek futbol emekçilerine yakışmadı. Bu durumu sessiz kalıp, gerekli yaptırımları uygulamayan ve caydırıcı cezaları vermeyen federasyona da ayrıca parantez açalım. Hakemleri ateşe atmakta hiçbir sakınca görmemeleri üzücü ve sinir bozucu bir durum.

Kulüp başkanları, yöneticiler, teknik direktörler… Spor dostluk, barış ve kardeşliktir sözünü bir çırpıda unutup yangını körükledikçe körükleyenler. Bu sezon hiçbir haftayı boş geçmeme başarısını gösterdiler, hangi kulüp olursa olsun her maçın sonunda sanki deklerasyon yayınlarcasına herkes sosyal medyaya sarılıp taraftarları galeyana getirdiler. Yaptırım nasıl olamaz, anlamak mümkün değil. Bu kadar ucuz mu insanları birbirine düşürmek, daha çok küfür kıyamet gitmek?.. Ve medya… Yazılı ve görsel basın ile birlikte, içinde bulunduğumuz dijital çağın da elvermesiyle sosyal medyada taraftarı kışkırtmak da neyin nesi?! Birçoğunun ne spordan, ne de onun ne anlam ifade ettiğinden haberleri var. Bilgi birikim yok; hasbelkader zamanında bol sermayeli yerlerde çalışıp kendilerince kariyer yapma fırsatına erişmişler. Ana akımdan ayrıldıktan sonra güya bağımsızlıklarını ilan ettiler ama bunların büyük kısmı da doğrudan kulüp yöneticilerinden torpilli, maaşlı çalışanlar… Tabi ki de bilgi birikimi olan, donanımlı, kültürlü, objektif, gerçek sporsever yazarlara sözümüz yok, onlara saygımız sonsuz.

Yenmek de var yenilmek de… Şampiyonluk da var… Nihai zafere çok yaklaşıp kaybetmek de… Hiçbir şey insanlığın onuruna yaraşır kültürden, ahlaktan, centilmenlikten önemli değildir.

Futbolda güzide kulüplerimiz için yerel başarılar sezon içinde başlayıp biter, bir nevi geçicidir. Önemli olan sınırlarımızın ötesi. En son Avrupa kupası alışımızın üzerinden 24 sene geçti. Artık bir Türk takımı için yeni kupa almanın zamanı geldi de geçiyor bile. Önümüzdeki sezon için 5 takımımıza da yürekten başarılar dilerim.

Bu arada sezon bitti belki ama futbol yazın da devam ediyor. Önümüz Euro 2024. Kalpler A milli futbol takımız için atacak. Umarım geçmişteki hatalardan ders çıkarmış bir şekilde yeşil sahada yer alır oyuncularımız. TFF’den yapılan açıklamaya göre teknik direktör Vincenzo Montella yönetimindeki ay-yıldızlıların aday kadrosunda 35 futbolcu yer aldı. Teknik Direktör Montella’nın kararıyla 7 Haziran’da milli takımın geniş kadrosundan 9 futbolcu çıkartılacak ve 26 kişilik kadro UEFA’ya bildirilecek. Dünya Kupasında ve Avrupa Şampiyonasında birer üçüncülüğümüz var. Demek ki hedef ne gruptan çıkmak, ne çeyrek final ne de yarı final olmalıdır. Çıta bir defa yükseğe kondu, o halde onu aşmak lazım. İmkansız değil, yeter ki inanalım. Suni gündemlerden uzaklaşıp sporun özünü benimseyelim, çalışıp çabalayalım. Başarı bir şekilde gelir zaten.

Kaynak: FLASH HABER TV