Zor deplasman maçından kısmen iş kazası ile döndü, Fenerbahçe.

İlk yarıda birbirlerini oynatmamaya çalıştılar.  İlk toplarda rakibe baskı yapınca her iki takım da çok top kaybı ile oynadı. Başabaş mücadele ile oynadılar.

Hal böyle olunca iyi futbolu göremedik ilk yarıda. Amaç öncelikle gol yememek, pozisyon bulunca da gol yapıp ve skoru muhafaza etmek için sahaya çıkmış gibiydi Fenerbahçe.

Savunmada Djiku ve Becao’nun  çok top kaybı yapmalarını Amrabat telafi etmeye çalıştı. Savunmada kalabalık olup rakibe alan bırakmadan oynayınca ilk yarıda pozisyon vermedi Fenerbahçeli oyuncular.  Kostic’i belli ki ileri geri çalışsın diye oynatmış ve bariz bir şekilde savunmaya öncelik vermiş Mourinho.

Rakip savunma hatasından önünde kalan top ile Tadic’in attığı şans golü çok önemliydi. Mert Müldür’ün kaçırdığı gol ise tam bir beceriksizlik örneği idi. Takımda Amrabat görünmeyen, savunmada her açığı kapatan gizli kahramandı.

Tipik bir lig maçı oynandı

İkinci yarının başında konsantrasyon eksikliğinden golü yedi Fenerbahçe. Golde organize atak yapan Samsunspor ligin formda takımı Fenerbahçe gibi bir takımla dişe diş oynadı, attığı  goller de oynadığı oyunun bir göstergesiydi.

Mourinho ikinci devrede İrfan Can ve Maximin’i oyuna aldı ve daha açık,  daha atak oynadı.  İrfan can ve Maximin ortaklığından Maximin  golü yaptı. Mourinho Süper Ligi ciddiye almalı, rakiplerini tanımalı, Fenerbahçe’ye yakışan  büyük takım futbolunu oynatmalı.

Kafasındaki oyuncuları  oynatırken de  formda olan  İrfan Can ve rakip savunmayı dağıtan Maximin gibi oyunculara da ilk onbirde kesinlikle forma vermeli Mourinho…

BEŞİKTAŞ İSTİYOR…

Konyaspor iyi takım ama Beşiktaş’a hele ki deplasmanda rakip olamaz. Tabii ki kağıt üzerinde…

Ama gelin görün zorladı Beşiktaş’ı.

Beşiktaş güzel futbol oynamıyor ama oynamaya çalışıyor. İstekli ve mücadele gücü yüksek oynuyor. Daha az top kaybetmeli aslında. Gedson iyi, güzel işler yapmak istiyor. Ancak daha basit oynarsa çok da fazla yararlı olacak takıma. Immobile son düdüğe kadar çok çabaladı, çok istekliydi. Rafa Silva ise sanki 50-60 dakikalık oyuncu olmuş maalesef, ikinci yarı bitikti. Diğer oyuncular görevlerini yaptılar. Baskılar sonucunda Beşiktaş teknik direktörü Semih’i, lütfen ilk onbirde oynattı. Oynamayan, kendine güvenini kaybetmiş bir Semih’ten de anca bu kadar oyun beklenebilirdi. Topları ezdi, pozisyon kaybetti, istediklerini yapamadı. Yine de penaltı yaptırararak  zevahiri  kurtardı Semih.

Teknik direktör Van Bronckhorst öncelikle Semih’i her maç ilk onbirde oynatıp onu tekrar Beşiktaş’a kazandırmalı.

GALATASARAY BU İŞİ GÖTÜRÜR

Galatasaray oyunu istediği gibi oynuyor. Canı istiyor hızlandırıyor. Canı istiyor yavaşlatıp dinleniyor. Her maçı alırız diye bariz bir güvenleri var kendilerine.

Arı gibi her yerde olup, bitmeyen enerji ile çalışan Torreira, savunma güven veren Sanchez, her yere yetişmeye çalışıp güzel işler yapan Sara, bir futbol üstadı  Mertens, formda Yunus, her durumda bu haliyle bile gol yapabilen Icardi, bir gol sihirbazı Osimhen gibi üst düzey futbolcuları olan Galatasaray Süper Lig’i alıp götürür gibi gözüküyor bu sezon da.

Sıkmadan rahatlıkla zor Antalya deplasmanından üç puanı üç golle aldı. Her gol güzeldir ama Osimhen’in yer çekimine meydan okurcasına yerden 3,5 metre yüksekten yaptığı rövaşata golü mükemmel üstüydü.

Galatasaray’lı oyuncular oynadıkları oyundan zevk alıyorlar. Acı çekmiyorlar oynarken. Okan hoca’nın kenarda daha rahat olması lazım bu takımıyla. Oyuncuların Okan hocaya ve birbirlerine saygısı ve sevgisi büyük. Bence de başarının sırrı bunlardır.

Kaynak: FLASH HABER TV