Bilim insanları, hem sıvı gibi akabilen hem de çelik kadar sertleşebilen robotik bir malzeme geliştirdi. Bu robotlar, embriyo gelişimi gibi doğal süreçlerden ilham alarak, mıknatıslar, motorlar ve ışık kullanarak şekil değiştirebiliyor. Bu teknolojiler, bilim kurgu dünyasındaki T-1000 robotlarını anımsatıyor; ancak bu gelişme, robotların dönüşüm ve kendini onarma yeteneklerine bir adım daha yaklaşmamızı sağlıyor.

ROBOTLAR ARTIK BİR MALZEME GİBİ DAVRANIYOR

Araştırmalar, robotları daha çok bir malzeme gibi davranacak şekilde tasarlamayı başardı. Dr. Matthew Devlin’in önderliğindeki ekip, robotları farklı malzeme formlarına sokarak, hem sıvı hem de katı halleri arasında geçiş yapmalarını sağladı. Bu robotlar, kendi formlarını değiştirebiliyor ve yeni şekiller alabiliyor, tıpkı bir malzeme gibi.

ROBOTLARA İLHAM VERDİ

Embriyo gelişimi, robotların şekil değiştirmesi için ilham kaynağı oldu. Bilim insanları, embriyoların sıvı ve katı haller arasında nasıl geçiş yaptıklarını inceledi. Bu süreç, robotların fiziksel özelliklerini şekillendirmek için hayati bir rol oynuyor. Ayrıca, hücrelerin bir araya gelip farklı şekiller alarak bir organizma halini aldığı süreç de robotik malzeme tasarımında etkili oldu.

Robotların birbirlerine yapışması ve farklı şekiller alması için mıknatıslar ve motorlar kullanıldı. Bu sistem, robotların sertleşmesini veya akışkan hale gelmesini sağlayan dinamik kuvvetleri yönetiyor. Işık sensörleri ise robotlara yön ve kuvvet uygulamalarını bildirerek, bu şekil değiştirme süreçlerini başarıyla yönlendiriyor.

KENDİNİ ONARAN VE UYUM SAĞLAYAN ROBOTLAR

Bu robotlar sadece şekil değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda kendilerini onarabilme yeteneğine sahip. Bu gelişme, robotların esnek ve uyum sağlayabilen malzemeler oluşturmasına olanak tanıyor. Simülasyonlar, bu robot grubunun büyük ölçekli yapılar oluşturabileceğini ve çevresine adapte olabileceğini gösteriyor.

Kaynak: Science