16 Ocak 2025 Perşembe

Google arama motorunun ömrü tükeniyor mu?

Kullanıcılarına karmaşık sorulara doğrudan, detaylı ve kullanılabilir yanıtlar alabildiği bir deneyim sunan ChatGPT, geleneksel arama motorlarının sağladığı birden fazla kaynağa yönlendirme modelini baypas ediyor.

Blockchain & Yapay Zeka Akademi Kurucusu Devrim Danyal, ChatGPT gibi yapay zeka araçlarının arama motoru olarak kullanılmaya başlamasının Google’a etkilerini kaleme aldı.

Daha dün gibi hatırlıyorum ancak Google’ın kuruluşundan bu yana 27 sene geçmiş. Google, 1998’de arama motoru olarak hayata geçtiğinden bu yana dünyanın en değerli ve etkili teknoloji şirketlerinden biri haline geldi. Google bu süreçte sadece arama motoru olarak kalmadı, aynı zamanda herkesin aklına gelen ilk internet ve mobil uygulamalarının sağlayıcısı da oldu.

Bugün dijital dünyada bilgiye erişim hızı ve kalitesi hayati önem taşıyor. Son yıllarda, yapay zeka teknolojilerindeki ilerlemeler, kullanıcı alışkanlıklarındaki değişimler ve yeni rakiplerin ortaya çıkmasıyla birlikte, “Google’ın arama motoru tahtı sallanıyor mu?” sorusu giderek daha fazla gündeme gelmeye başladı. Bu analizde, bu soruya yanıt ararken konuyu farklı açılardan da ayrıntılı bir şekilde ele alalım istiyorum.

İNSANLAR ARAŞTIRMA YAPARKEN YAPAY ZEKA UYGULAMALARINI TERCİH EDİYOR

Google, arama motorları dünyasında yüzde 90’ı aşan pazar payıyla lider konumunda. Şirketin algoritmaları, dünya çapında milyarlarca kullanıcıya günlük olarak en uygun ve doğru bilgiyi sunmayı hedefliyor. Bu amaç şirketin ana gelir kaynağı olan reklam gelirlerinin büyük bir kısmını sağladığı için kendi ekosisteminin de temel taşı olarak konumlanıyor.

Teknoloji dünyasında kalıcı olmak sürekli yenilik ve adaptasyon gerektirirken Apple’ın Siri’si, Amazon’un Alexa’sı ve Microsoft’un Bing’i gibi rakipler yıllarca Google’a meydan okumaya çalıştı. Ancak Google, bu yarışta çoğu zaman önde kalmayı başardı. Günümüzde ise artık 2000’lerin başında olduğumuzdan çok daha işlemci gücüne ve veriye sahibiz. Bu noktada, yapay zeka destekli yeni nesil teknolojilerin ve özellikle dil modellerinin ortaya çıkışıyla birlikte Google’ın bu konudaki liderliğinin ne kadar süreceği sorgulanmaya başlandı.

Yeni teknolojilerden yapay zekanın gelişimi sonucu ortaya çıkan ChatGPT, Gemini, Copilot ve diğerlerden oluşan yeni bir rakip kümesi gündeme yerleşmeye ve klasik arama motorları kurgusundan çok daha ilgi çekici ve verimli bir hale gelmeye başladı. Son dönemde, OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT ve Google’ın kendi yapay zeka dil modeli Gemini, bilgiye erişim yöntemlerimizi kökten değiştirme potansiyeline sahip oldu.

ChatGPT ve benzeri uygulamalar, kullanıcılara yalnızca cevaplar değil kapsamlı analizler, öneriler ve kişiselleştirilmiş çözümler sunarak bilgiye erişimde yeni bir boyut kazandırmaya başladı. Günümüzde insanlar geleneksel arama motorlarında birçok kaynağı taramak yerine yapay zeka tabanlı sohbet botlarıyla direkt olarak spesifik sorularını yanıtlatmayı tercih ediyor. Kullanıcılarına karmaşık sorulara doğrudan, detaylı ve kullanılabilir yanıtlar alabildiği bir deneyim sunan ChatGPT, geleneksel arama motorlarının sağladığı birden fazla kaynağa yönlendirme modelini baypas ediyor. Bu da kullanıcılar için daha verimli bir deneyim anlamına geliyor.

Google Gemini ile bu yeni teknolojiye ayak uydurmaya çalışsa da henüz ChatGPT kadar geniş kitlelere ulaşamadı. Google’ın bir inovasyon çıkmazında olup olmadığı ya da liderliği bu dönemde daha popüler olan ChatGPT’ye kaptırıp kaptırmadığı da soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Diğer rakiplerden Microsoft Bing’in yapay zeka atılımı Copilot destekli yeniden güçlendirilmiş versiyonu ve hatta TikTok gibi sosyal medya platformlarının bilgi kaynağı olarak tercih edilmeye başlanması, Google için çok yönlü tehditler oluşturabiliyor. Özünde baktığımızda, bu teknolojilerin ortak noktaları kullanıcıya daha kişiselleştirilmiş, hızlı ve doğrudan yanıtlar sunabilmeleridir.

Google’ın geleneksel “arama ve tıklama” modeli bu yeni paradigmayla uyumlu olmayabilir. Belki de ana fark burada yatıyor zira yapay zeka tabanlı uygulamaların yaygın olarak tercih edilmesinin temel sebeplerini incelediğimizde karşımıza bazı unsurlar çıkıyor. Bu uygulamaların bilgiye hızlı ve derinlemesine erişim sağlayarak karmaşık sorunlara bile çözüm üretebiliyor olması, bireysel tercihlere uygun cevaplar üretmesi, kullanıcı deneyimini daha keyifli hale getirmesi öne çıkan başlıklar arasında. Ayrıca, Google’da bir sorunun yanıtına ulaşmak için çok sayıda web sitesini incelemek gerekirken yapay zekanın direkt olarak sınıflandırılmış bilgiler sunması da insanların yapay zeka uygulamalarını tercih etmelerini sağlıyor.

TERCİHLER NESİLDEN NESLE FARKLILIK GÖSTERİYOR

Google, hala şüphesiz en büyük arama motoru olsa da farklı yaş gruplarında kullanım oranları değişiyor ve ne yazık ki nesil döngülerinde eski dinamizmini korumakta zorlandığını görmek zor değil. ”Baby Boomers” olarak adlandırılan 1946 ila 1964 doğumlu nesil Google’ın en sadık kullanıcıları arasında. Belki de bu nesil yapay zekayla tanışıp onun inovasyonunu henüz keşfedemediğinden Google hala onlar için birinci derecede bilgi kaynağı olmaya devam ediyor.

Milenyum veya Y kuşağı olarak adlandırılan 1981-1996 yıllarında doğanlar, hem Google’ı hem de yapay zeka sistemlerini aktif olarak kullanıyor. Ancak teknolojiye çabuk adapte olmaları nedeniyle gelecekte yapay zeka uygulamalarına daha fazla yönelebilecekleri öngörülüyor. Z kuşağı olarak adlandırılan 1997-2012 doğumlu nesil ise teknolojiye hakim ve bilgiye hızlı erişim konusunda çok daha talepkar. Bu durum, Z kuşağının Google yerine sosyal medya platformlarında ve yapay zeka sistemlerinde bilgi arayışına girmeyi moda olarak görmesine sebep oluyor. Son kuşak olan 2012 sonrası doğanlar ise gözlerini açtıkları dönemden bu yana geçmişi çok fazla bilmedikleri ve deşmedikleri için “Hayatta tamamen yapay zeka moduyla var oluyorlar” desek sanırım yanlış olmaz. Özetle bu farklılıklar, Google’ın uzun vadede daha yenilikçi teknolojilere ayak uydurması gerektiğini gösteriyor.

GOOGLE LİDERLİĞİNİ KORUMAK İÇİN NELER YAPIYOR?

Google, liderliğini kaybetme riskini bertaraf etmek için birçok strateji geliştiriyor. Bu stratejiler yeterli olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz. Google’a yönelik başlıca eleştirilere baktığımızda özellikle öncelikli olarak sponsorlu içeriklerin sunulması kullanıcıların kaliteli bilgiye erişimini zorlaştırabiliyor. Google’da araştırma yaparken bir soruya doğrudan cevap vermek yerine onlarca web sitesi önerilmesi, yapay zeka uygulamalarıyla karşılaştırıldığında hantal bir yöntem gibi algılanıyor. Google, sorulara kullanıcı alışkanlıklarına göre öneriler sunsa da yapay zekanın sunduğu bireysel cevaplarla kıyaslandığında özellikle kişiselleştirme deneyiminde geride kalıyor.

Google’ın mevcut altyapısı, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi sürecinde kendisi için elbette büyük bir avantaja sahip. YouTube gibi platformlar, bilgiye erişimde alternatif yollar sunarak Google ekosistemini güçlendirebilir. Şirketin Gemini ve benzeri projelerle yenilikçi çözümler geliştirme potansiyeli de elinde tuttuğu oldukça yüksek bir değer.

Risklerin en başında ise şirketin reklam gelirleri geliyor. Google’ın reklam gelirlerinin azalması temel kaynağını tehlikeye atabilir. Yapay zeka destekli rakiplerin daha hızlı, doğrudan ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunması şirketi köşeye sıkıştıran unsurlardan bir diğeri. Google’ın bu sorunlara yanıt olarak yapay zeka sohbet robotu Bard’ı piyasaya sürmesi rekabeti kızıştırsa da hala yapay zekanın sunduğu esneklik ve yarışabilirlik seviyesini yakalayamadığı söylenebilir.

Doğru bilgiye ulaştırma ihtiyacı bütün bu tehdit unsurlarının karşısında değinilmesi gereken ve belki de güvenilirliğin en önemli unsurlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu açıdan baktığımızda Google arama sonuçlarının güvenilirliğinden şüphe etmezken yapay zeka firmalarının kendilerinin de kabul ettiği ve hatta bilgi giriş alanlarının altında uyarı olarak düştükleri “yanılabilir” ya da “bilgilerin doğruluğu teyide muhtaçtır” ibareleri şu an için pek umursanmasa da bir süre sonra bu şekilde devam etmesi illa bir noktada sıkıntı yaratacaktır.

Bu duruma örnek vermek gerekirse ABD’de Tesla’nın elektrikli kamyoneti Cybertruck’ın patlatılması olayı, yapay zekanın özellikle kriz anlarında yanlış yönlendirmelere sebep olabileceği tartışmasını gündeme getirdi. Bu olay, doğru bilgiye erişim ve bu bilginin hızlı bir şekilde yayılması konusunda önemli dersler barındırıyor. Yapay zekanın önyargılı veya hatalı veri setlerinden beslenmesi yanlış bilgiler yaymasına neden olabiliyor. Aynı zamanda kriz anlarında bilgi kirliliğine neden olan yapay zeka yönlendirmeleri toplumsal kaos yaratma potansiyeline de sahip. Bu noktada, güvenlik tehditleri içerisinde ve Cybertruck olayı gibi örneklerde insanların tehlikeli kararlara yönlendirilmesi gibi senaryolar gerçekçi bir endişe haline geliyor.

Ancak yapay zekanın avantajları da unutulmamalı, aradaki bu ince çizgi “doğruluk payı” oranı mutlak doğru seviyesine giden bir yol haritası olarak değerlendirilmelidir. Yapay zeka doğru kullanıldığında bilgiye erişim hızı ve etkinliği çok daha yüksek seviyelere ulaşabilir. Ancak bu noktada etik kuralların çok net bir şekilde belirlenmesi gereklidir.

GOOGLE’IN TAHTI SARSILIYOR MU?

Google, bilgiye erişimde hala çok güçlü bir platform olsa da yapay zeka uygulamalarının çıkışıyla birlikte karşılaştığı rekabet gün geçtikçe sertleşiyor. Özellikle Z kuşağı ve milenyum nesilleri arasında yapay zekaya olan talep, Google’ı yenilikçi adımlar atmaya zorluyor. Google, kendini bu yeni teknoloji trendlerine adapte edemezse ya da kendisi etse bile bunu kullanıcılarına sunamaz, ulaştıramaz, inandıramazsa tahtını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bu noktada, Google’ın Gemini gibi yapay zeka projelerine yatırım yapması umut verici. Bu noktada, Google’ın kullanıcı deneyimini önceliklendiren ve yapay zekayla arama motoru teknolojilerini birleştiren yeni bir yaklaşım çizmesi hayati önem taşıyor.

Google’ın yenilik yapma kapasitesi, senelerin tecrübesi ve teknolojik altyapısı şirketin bu meydan okumaları aşması için büyük bir potansiyel taşıdığını da gösteriyor. Google arama motorunun belki geleneksel anlamda çok uzun bir ömrü olmayabilir. Ancak yeni bir Google’ın şekillenme ihtimali bir o kadar heyecan verici ve kaçınılmazdır.

Son olarak klasik arama motoru sürecinde Google’ın en büyük rakiplerinden olan Yandex’in son reklamlarında yer alan “Aradığını Bulma Motoru” sloganı, insanlığın aramaktan daha çok bulmak istediğini önüne getirme dönemine geçiyor olabiliriz.

Kaynak: AA

İlgili Haberler