AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Meclis grup toplantısında konuştu, “CHP nasıl bu kadar belediye kazanabiliyor? Bunun müsebbibi biziz. Bu bir öz eleştiridir, açık ve net” dedi.

Erdoğan: “CHP nasıl bu kadar oy alabiliyor, nasıl bu kadar belediye kazanabiliyor?”

🟥 “Açık konuşmak gerekirse bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz. Bu bir özeleştiridir, açık ve net.” pic.twitter.com/WK6jhSdh3S

— Gazete Yolculuk (@gazeteyolculuk) November 27, 2024

Cumhur İttifakının ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı “İmralı ile DEM Parti grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz, çağrımızı kararlılıkla yineliyoruz” açıklamasını Erdoğan’ın nasıl değerlendireceği merak ediliyordu. Erdoğan konuya dair şunları söyledi:

“BAHÇELİ İLE TAM BİR MUTABAKAT HALİNDEYİZ”

“Sayın Bahçeli’nin cesur çağrısının Cumhur İttifakına şaşı bakanların iştahını kabarttığını görüyorum. Bu içten pazarlıklı tipler yine hüsrana uğradı. Külliyedeki görüşmemiz dahil her istişaremizde iç siyasetten dış politikaya kadar pek çok konuyu ele alıyoruz. Ülkenin ve milletin hayrına olan her meselede Sayın Bahçeli ile tam bir mutabakat halindeyiz. Uyum ve eş güdüm içinde hareket ediyoruz.”

“CESUR VE EZBERLERİ BOZAN TEKLİFİNİ TÜM YÖNLERİYLE ELE ALIYORUZ”

“Sayın Bahçeli, temsilcisi olduğu misyon adına, gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Biz de Cumhurbaşkanı olarak bu meseleyi siyasi, sosyal ve bölgesel sonuçlarıyla birlikte tüm yönleriyle ele alıyoruz. Kurumlarımız değerlendirmelerimize zemin teşkil edecek çalışmaları, devlet ciddiyeti ve büyük bir hassasiyetle yürütüyor. Bunu da kumarbazlara özgü ‘El artırıyorum’ sorumsuzluğuyla değil, omuzlarımızdaki yükün ağırlığının gerektirdiği titizlikle ve soğukkanlılıkla yapıyoruz.”

“TERÖR DUVARINI YIKIP ATACAĞIZ”

“40 yıldır milletimizin başına musallat edilen törör belasını tüm imkanları ve araçları kullanarak bertaraf etmekte kararlıyız. Türkler ile Kürler arasına örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza teörörün, şiddetin, sırtını silaha ve dağa yaslayan terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Bu hedefimizde samimi ve kararlıyız. Terör örgütü küresel güçlerin taşeronu rolünden vazgeçmediği sürece nerede olursa olsun başını ezmeyi sürdüreceğiz.”

“TÜRKİYE PARTİSİ OLMA YÖNÜNDE İRADE SERGİLEMEDİKÇE HESAP VERMEYE DEVAM EDECEK”

“Terör örgütünün siyasi uzantısı olarak hareket eden parti, Türkiye partisi olma yönünde somut ve ikna edici irade sergilemedikçe hukuk önünde hesap vermeye devam edecek. Bunu seçim meydanlarında da söyledik. Gizli saklı bir şey değil. Eğer hukuk devleti ilkelerine uyarsanız biz iktidar olarak sizinle uğraşmayız dedik. Ama bunlar terör örgütünün mensuplarını belediyelere yerleştirme gayretinde olunca tabii ki hukuk, yargı sizi hesaba çekecek. Meşru sınırlar içinde kalmak şartıyla ülkemizde sivil siyasetin önü ardına kadar açılmışken, yedeğine terör örgütünü alarak hiç kimse siyasetçilik oynayamaz.”

“KARŞIMIZDAKİ TABLO ÇOK DA UMUTLU OLMAMIZA İZİN VERMİYOR”

“Sayın Bahçeli’nin Cumhur İttifakının ortak siyasi vizyonunu yansıtan tarihi çağrısından sonra, hem Kandil’den hem DEM Partisinden gelen ilk açıklamalar, iki yapının da halen aynı kafada olduklarına işaret etmiştir. Bu kafanın mutlaka değişmesi gerekiyor. Açık konuşmak gerekirse, karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor. Tüm bu zorluklarına rağmen ülkemizin milli güvenlik ve diplomasi öncelikleri çerçevesinde, geleceğe uzanan uzun menzilli bir perspektifle neler yapılabileceğini mütalaa ediyoruz. Geçmişte ne dedim, silahları gömeceksiniz. Silahları gömdüğünüz anda bizim için her şey sizlerin önünü açmaktır. Siz silahları gömmez, bombaları patlamaya devam ederseniz bu devletin eli de sizin omzunuzda olacaktır.”

“ALTERNATİF YÖNTEMLERİ GÜNDEMİMİZDE TUTMAKTAN GERİ DURMAYACAĞIZ”

“Terörle mücadelemiz son teröristi ortadan kaldırıncaya kadar devam edecektir. Ülkemizin güney sınırlarını, Akdeniz’den İran’a kadar uzanan bir güvenlik kuşağıyla terör örgütlerinin tehditlerinden arındırma projemizi adım adım sonuçlandıracağız. İnşallah önümüzdeki yıl, hem diplomatik ve hem askeri yöntemlerle bu konuda yeni kazanımları ülkemizin kâr hanesine ekleyeceğiz. Sınırlarımızda bir terör yapısı kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bunları yaparken ülkemizi terör yanlışından kalıcı olarak kurtaracak alternatif yöntemleri gündemimizde tutmaktan da geri durmayacağız. Cumhur İttifakı olarak terörsüz Türkiye idealini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz.”

Erdoğan’ın konuşmasından diğer öne çıkanlar şöyle:

MUHALEFETTEN DESTEK İSTEDİ

“Dünya yeni ve köklü bir değişimin eşiğinde olmanın sancılarını yaşıyor. Aynı şekilde bölgemiz kuzeyi ve güneyiyle savaşların, çatışmaların girdabında adeta cayır cayır yanıyor. Böyle bir iklimde Cumhur İttifakı olarak tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarını korumanın, sosyal barışını tahkim etmenin, hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü sürdürmenin mücadelesini veriyoruz. Siyaset yelpazesinin neresinde olursa olsun kendini bu ülkeye, bu millete karşı mesul hisseden herkesin bu mücadeleye destek vermesi, katkı sunması, en azından yıkıcı muhalefetten kaçınması gerekir. Dünyanın pek çok yerinde milli meselelerde iktidar muhalefet ayrımı olmadan ortak bir duruş sergilendiği hepimizin malumudur. Ayrıştıran değil birleştiren, kutuplaştıran değil kucaklaştıran tarzı siyasetle hizmet etmenin gayretinde olduk. Kardeşlik siyasetimizden ödün vermedik.”

“ATEŞKESTEN MEMNUNİYET DUYUYORUZ”

“Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze soykırımı dahil coğrafyamızdaki tüm krizlerin çözümü için yoğun çaba içindeyiz. İsrail ile Lübnan arasında bu sabah itibarıyla yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından memnuniyet duyuyoruz. Tüm tarafların, bilhassa İsrail’in sorumluluklarını harfiyen yerine getirmesini bekliyoruz. Gazze’de katliamın durması ve kalıcı ateşkesin tesisi için Türkiye olarak her türlü katkıya hazırız.”

“MARAZİ MUHALEFET” DEDİ, AHMED ARİF’İN ŞİİRİNİ OKUYUP KILIÇDAROĞLU’NA YÜKLENDİ

“Ülkemizde maalesef kendisi tuğla üstüne tuğla koymadığı gibi yapılan her işi engelleyen, engelleyemediğinde de itibarsızlaştırmaya çalışan marazi bir muhalefet anlayışı mevcut. Hani şair (Ahmed Arif) diyor ya ‘Nerede olursan ol/İçerde, dışarda, derste, sırada,/Yürü üstüne – üstüne/Tükür yüzüne celladın,/Fırsatçının, fesatçının, hayının…/Dayan kitap ile/Dayan iş ile./Tırnak ile, diş ile,/Umut ile, sevda ile, düş ile/Dayan rüsva etme beni.’ Biz de umut ile sevda ile çalıştık… Bugün de bu hastalıklı anlayışın yeni hezeyanlarıyla uğraşıyoruz. CHP’nin eski genel başkanının davalı olarak bulunduğu mahkeme salonunda freni boşalmış kamyon misali savurduğu zırvalar, hakaretler, bühtanlar bunun en son örneğidir. Karşımıza çıktığı istisnasız bütün seçimleri kaybeden bu zat, kendi partisi içinde de şaibeli bir kurultayla devrilip sürgüne gönderilen bir siyasetçi eskisi. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Bu zat da partisini tekrar kurultaya götürmek için karanlık ittifaklar kurma peşinde koşarken gündeme gelmenin yolunu bizim üzerimizden pirim yapmakta görüyor. Bunu da FETÖ’nun eline tutuşturduğu malzemeler üzerinden yütürmeye kalkıyor. Kendisine diyoruz ki sana bu kapıdan ekmek yok. Git yaptığın densizliklerinin hesabını yargıya ver.”

KREŞLERİ KAPATMA YAZISINI SAVUNDU

“Bunların yeni genel başkanının eskisinden farkı yok. Milli Eğitim Bakanlığı, belediyelere münhasıran kendi uhdesinde olan anaokulu hizmetinin işlettikleri kreşlerde verilemeyeceğini hatırlatan bir yazı gönderiyor. Bu hatırlatma kanuni bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Bu ikazın yapılma mecburiyetinin gerisinde ise CHP’nin AYM’ye götürerek iptal ettirdiği bir düzenleme bulunuyor. CHP yine istismar siyasetine sarılıyor. Genel başkanı ve kimi belediye başkanları abuk sabuk ifadelerle kendi akıllarınca bize meydan okuyor. Cehalet tek başına katlanılabilir bir eksikliktir. Ama ukalalıkla yan yana gelince çekilmez bir hal alıyor. Son hadisede sergiledikleri tablo tam olarak budur. Anaokulu ve kreş ayrımını dahi bilmiyorlar. Bakanlıktan gelen yazıyı okumamışlar. Hadi okudular, anladılar diyelim. Bu sefer de yalan ve iftira alışkanlığından kurtulamıyorlar. Kimse ben kuralları takmıyorum diyemez.”

KILIÇ ÇATAN TEĞMENLERE “FETÖ” BENZETMESİ

“Teğmenlerle ilgili önünü arkasını düşünmeden bir tavır içerisine girdiler. TSK’de disiplin hayati önemdedir. Yakın zamanda Pensilvanya’dan emir alan asker elbisesi giymiş militanların ülkeyi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğini hep birlikte gördük. CHP’nin tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de orduyu kışkırtma geleneğinden kurtulamadığı anlaşılıyor. Kimse kusura bakmasın; karası, denizi ve havasıyla TSK’nın gıptayla takip edilen başarılarına, bölücü terör örgütünün uzantılarıyla yan yana yürümekten gocunmayan istismarcıların gölge düşürmesine müsaade etmeyiz. 3-5 oy için ‘Mustafa Kemal’in itleri’ hakaretini sineye çekeceksiniz, Meclis kürsüsünde bölücü örgüt yandaşlarından ayar yerken gıkınızı çıkarmayacaksınız, Kandil’den Pensilvanya’dan gelen destek betanlarına bir çift laf demeyeceksiniz, utanmadan bize çıkıp vatan ve mehmetçik sevgisinden bahsedeceksiniz… Siz gidin önce kendi kara sicilinizle yüzleşin. Sizin haddinize mi?”

“BU BİR ÖZ ELEŞTİRİDİR”

“Meclisin ikinci büyük partisi, bir anlamda iktidarın alternatifi olan parti ve kadrolarının kadrolarını hali bu. Ne liyakat, ne ehliyet var. Şu haliyle CHP’ye bakıp da kendisi ve ülkesi adına umut görebilen tek bir vatandaşımız var mıdır acaba? Ülkeyi bunlardan herhangi birine emanet edebileceğine inanan aklı başında tek bir kişi var mıdır acaba? Peki buna rağmen CHP nasıl bu kadar oy alabiliyor, nasıl bu kadar belediye kazanabiliyor? Açık konuşmak gerekirse bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz. Bu bir öz eleştiridir, açık ve net. Küresel ve bölgesel krizlerin etkisiyle yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, bizim kimi eksiklerimizle ve hatta yanlışlarımızla birleşince milyonlarca insanları istemeye istemeye gidip CHP’ye oy vermeye zorunlu bıraktı.”