Erdoğan “Korsan yemin” olayından rahatsız
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hakim ve Savcı Sayısı 3 Kat Arttı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 22 yılda avukat, noter, hukuk eğitimi görmüş personel ve hakim, savcı sayılarında kayda değer bir artış sağladık. Hakim ve savcı sayısı 3 kat arttı” dedi. Konuşmasında sosyal medya eleştirisi de yapan Erdoğan, “Sosyal medya mecraları büyük bir operasyon aygıtına dönüşmeye başladı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe’de 1. Dönem Hakim ve Savcı Yardımcıları Eğitimi Açılış Töreni’nde konuştu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından önemli satırbaşları:
Törenimizin hakim ve savcılarımızın yanı sıra ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Güven veren adalet için etkin eğitim anlayışıyla adalet akademimizi yeniledik, güçlendirerek imkanlarını genişlettik. Hakim ve savcılarımızın en iyi şekilde yetişmeleri noktasında hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık, kaçınmıyoruz.
HAKİM VE SAVCI SAYISI 3 KAT ARTTI
Bugün ülkemizde hukuk öğrenimi görmüş önemli sayıda insan, hukuk eğitimi veren kurumlarımız var. Son 22 yılda avukat, noter, hukuk eğitimi görmüş personel ve hakim,savcı sayılarında kayda değer bir artış sağladık. Hakim ve savcı sayısı 3 kat arttı.
Hiç şüphesiz bu sayısal büyümeye kalitenin de eşlik etmesi, nitelikle desteklenmelidir. Hukukun belli ölçüde kurumsallaşmış, artık gelenekselleşmiş eğitimden bir metodolojisinden söz edebiliriz.
Mesleki olgunluk ve yeterlilik bizzat o mesleği icra ederek gelişen melekelerdir. Bilgiyi irfanla buluşturan değerlerdir. Fakat değerlerle bilgi arasında bağ kurmayı sağlayan ise tecrübedir.
Hakim ve savcı yardımcılığı mekanizmasıyla bilgi ve tecrübeyi harmanlamaya çalışıyoruz. Adaylıkta süre 2 yılken, yardımcılıkta süreyi 3 yıla çıkardık. Akademideki eğitim süresini 7 aydan 10 aya yükselttik. Böylece yardımcıların 300 saat daha eğitim almalarını sağlayacağız. Hakim ve yardımcılarımıza tez hazırlama yükümlülüğü getirdik.
Hakimin bilge, feraset sahibi, güvenilir, saygın ve zorluklar karşısında yılmayan metin bir karaktere sahip olması beklenir. Bu değer ve meziyetler bir ölçüde bilgin ve eğitimle, daha çok tecrübe ile kazanılır.
Geçen hafta eğitimlerine başlayan bin 76 hakim ve savcı yardımcımızı tebrik ediyorum, kendilerine başarılar diliyorum. Sistemin fikri hazırlığından hayata geçirilmesine kadar tüm safhalarında katkısı olanları tebrik ediyorum.
Adalete dahil her başlıkta çok kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Toplum halinde bir araya yaşamanın şartlarından biri bu birlikteliğin hukukunu oluşturmak, uygulamak ve gözetmektir. Ancak insanın her olduğu yerde çatışmalar yaşanmaktadır. Suç işlenir hukuki ihtilaflar gözlemlenir.
İyi tesis edilmiş, nesnel, bağımsız işleyen bir yargı. Bu sistemin varlığı, ekonomik gelişme ve kalkınmanın da güvencesidir.
HÜKÜMET KONAKLARININ BİR KATINDA SIKIŞMIŞ ADLİYELER VARDI, ARTIK BU TARİH OLDU
Reform irademizi hep bu istikamette canlı tuttuk. Hükümet konaklarının bir katında sıkışmış adliyeler vardı, artık bu tarih oldu. Dijital dönüşümle hız ve kolaylık getirdik. Artan bütçe payıyla hizmet için imkan sağladık. Yeni mahkemeler kurarak milletimizin adalete ulaşımını güçlendirdik. Tüm bunlarla birlikte güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir adalet tesis temek için çok çetin mücadeleler yürüttük.
Adaletin konusu da, sermayesi de insandır. Diğer yatırımlar ne kadar anlamlı olursa olsun, adalet hizmetlerinin kalitesinde sağladığımız iyileştirmeyi en büyük hizmetimiz olarak görüyoruz.
YARGIDA VESAYET ODAKLARINA GEÇİT YOK
Hak ve adalet sancağını yere düşürmeden taşımak mücadele etmeyi, yenilemeyi gerektirir. Biz bunun peşindeyiz. 1960’dan beri bu ülkede yargı sivil siyaseti sınırlamanın, vesayetin bir vasıtası olarak kullanıldı. Darbe dönemlerinde katledilen demokrasimizde, özellikle adalet katledildi. Yassıada mahkemelerinin verdiği kararın utancı, yıllarca adalet sistemimizin peşini bırakmadı.
Önce 17-25 Aralık emniyet yargı girişiminde, ardından 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi hatırlıyoruz. Bu ülkeye verdikleri zararın faturasını hala ödüyoruz. Devletimizi, vesayet aparatlarından ve FETÖ artıklarından ne kadar temizlemiş olursak olalım dikkati ve ihtiyatı elden bırakmadan mücadeleyi sürdüreceğiz.
İlamların üzerinde, mahkemelerimizin Türk milleti adına karar verdiği yazıyorsa, davalarda toplumsal hassasiyetlerin gözetilmesi gayet tabiidir.
Toplum vicdanını teskin etmeyen kararlar, sosyal barış ve huzurun inşasına da katkı sunamazlar. Toplumda cezasızlık algısına hizmet eden bazı kötü örneklerle maalesef karşılaşabiliyoruz. Bunların oranını en aza indirmek için yürütme ve yasama olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmanın gayreti içindeyiz.
Suç işleyenin, milletin malına, mülküne, namusuna ve canına kast edenlerin yeri, sokaklar değil, son raddeye kadar cezasını çekeceği hapishanelerdir.
SOSYAL MEDYA MECRALARI OPERASYON AYGITINA DÖNÜŞMEYE BAŞLADI
Hiçbir kuralın, değerin, ahlaki sınırın olmadığı sosyal medya mecraları giderek büyük bir operasyon aygıtına dönüşmeye başladı. Yeni medya düzeninin en büyük kurbanı ne yazık ki adaletin temel ilkeleri oluyor. Sanal alemde karşılıklı mevzilenmiş sanal medya magandaları her gün karşılarına koyacak birini buluyor.
ADALETİN REYTİNG KURBANI EDİLMESİNE GÖZ YUMMAMALIYIZ
Sadece adalet kurumuna değil, toplumun iç barışına da zarar veren bu furyanın hep birlikte önüne geçmemiz gerektiği kanaatindeyiz. Toplumun ilgisine mazhar olan her olayda haber ve bilgi alma hakkına elbette saygı duyuyoruz. Toplumun merakını gideren yayınlar yaparken, yürüyen soruşturmanın selametini de korumak, gözetmek herkesin mesuliyetidir. Milletimizin gündemini meşgul eden son hadiselere bu yönden bakılmasını doğru görüyoruz. Masum çocukların naaşı üzerinden milletin inanç değerleriyle, aile kurumuyla, dini müesseselerle siyasi ve ideolojik hesap görülmesine müsaade etmemeliyiz. Adaletin reyting, etkileşim avcılığına kurban edilmesine göz yummamalıyız. Başta medyamız olmak üzere, tüm sorumluluk sahipleri azami hassasiyet göstermeli.
Milletimiz derin irfanıyla kimin nerede durduğunu görmekte, kimin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi bilmektedir.
Kaynak: FLASH HABER TV