
100 yaşını geçenlerin ortak sırrı
Muhtemelen “mavi bölgeler” olarak adlandırılan bölgeleri duymuşsunuzdur. Bu bölgeler uzuzn yaşayan insanların yer aldığı bölgelerdir. Uzun yaşam uzmanı Dan Buettner, dünyada rutin olarak 100 yaşın üzerinde yaşayan sakinlerinin yaşadığı beş mavi bölgeyi tespit etti.
Bunlar; Japonya’nın Okinawa adası, İtalya’nın Sardunya adası, Kosta Rika’nın Nicoya adası, Kaliforniya’nın Loma Linda adası ve Yunanistan’ın İkaria adasıdır.
Buettner, yakın zamanda Yunan adası İkarya’nın dünyanın en uzun yaşayan sakinlerinden bazılarına ev sahipliği yapmakla kalmayıp, aynı zamanda etkileyici derecede düşük demans oranlarına da sahip olduğunu açıkladı . Buettner’e göre, İkaria’daki insanlar ABD vatandaşlarından yaklaşık sekiz yıl daha uzun yaşıyor, üstelik büyük ölçüde bunama olmadan, fark edilebilir bir bunama belirtisi olmadan yaşıyorlar.
BİR TANE DEMANS VAKASI VAR
Bu arada İkaria’da Buettner, “65 yaş üstü her kişiyi bulduklarını ve sadece üç tane çok hafif bunama vakası olduğunu” da hemen belirtelim.
Peki, sırları ne? Buettner, blogunda İkaryalılar’ın dünyadaki en katı Akdeniz diyetini uyguladıklarını söyledi. İkarialılar, meyvelere, sebzelere, tam tahıllara, fasulyelere, baklagillere, zeytinyağına ve orta miktarda kırmızı şaraba ağırlık veriyorlar. Ancak İkaryalıların diyeti, çok daha az balık ve et, çok daha fazla yeşillik yemeleri bakımından farklılık gösteriyor.
BOL MİKTARDA YEŞİLLİK
İkarialılar, düzenli olarak yüzlerce yabani yeşillik ve hardal, hindiba, rezene ve normal şartlarda ayıklanan yeşillikler gibi bahçe yeşilliklerini yiyorlar. Bu yabani yeşillikler, kırmızı şaraptan 10 kat daha fazla atardamar temizleyici antioksidan içeriyor.
Uzun yaşam uzmanı Dan Buettner, “Yunanistan’ın İkarya bölgesinde yaşayan insanlar, ABD vatandaşlarından yaklaşık sekiz yıl daha uzun ve büyük ölçüde bunama olmadan, fark edilebilir bir bunama olmadan yaşıyorlar” dedi. Ancak İkarialıların ileri yaşlarda bile zinde kalmalarına yardımcı olabilecek iki içeceğin de büyük etkisi olduğunu belirtti: Bitki çayı ve kahve.
BİTKİ ÇAYLARI
İkaryalılar her gün bitki çaylarından içiyorlar. Bu çayları evlerinin etrafındaki, bahçelerindeki ve vahşi doğadaki bitkilerle yapıyorlar. Kekik, karahindiba, adaçayı ve biberiye gibi otlarla yapıyorlar. 2023 yılında yapılan bir araştırmada , çay (yeşil veya siyah) içmenin her türlü bunama riskini %29 oranında azalttığı bulundu. 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Güney Afrika’nın popüler bitkisel çayı rooibos, Alzheimer hastalığının semptomlarının etkilerini azaltıyor gibi görünüyor. Buettner, blogunda İkaryalıların içtiği çayların, iltihap giderici özelliğinin yanı sıra hafif idrar söktürücü özelliği de taşıdığını belirterek, bu çayların etkili olabileceğini söyledi. Buettner, ayrıca İkaryalıların “bol miktarda kahve” içtiğini vurguladı.
KAHVENİN ETKİSİ
2010 yılında yapılan bir araştırmada, ortalama 21 yıllık katılımcılar incelendi ve orta yaşta günde 3 ila 5 fincan kahve tüketmenin, ileriki yaşlarda bunama ve Alzheimer hastalığı riskini %65 oranında azalttığı bulundu. 2021 yılında yapılan bir araştırmada, günde 2-3 fincan kahve ve 2-3 fincan çay kombinasyonunu içen kişilerin, her ikisini de tüketmeyenlere kıyasla felç ve bunama riskinin yüzde 30 daha düşük olduğu ortaya çıktı. Buettner, İkarialıların ileri yaşlarda da sağlıklı kalabilmelerini sağlayan şeylerin arasında kahve ve çay içmenin yanı sıra bol miktarda sosyal temas ve doğal egzersiz biçimlerinin de olduğunu belirtti.
DEPRESYON VE YALNIZLIK
İkaryalıların yalnızlık ve depresyon yaşama olasılığı Amerikalılara göre çok daha düşük. Depresyondaki insanların bunama yaşama olasılığı yüzde 50 daha fazla. İkaria dağlık bir köy olduğundan, markete gitmek bile biraz yokuş yukarı egzersiz gerektiriyor.Bu yüzden sakinler gün boyunca düzenli, düşük yoğunluklu fiziksel aktivite yapıyorlar. Amerika’da yaptığımız yanlışı yapmıyorlar, yani ofiste ve televizyonun önünde bütün gün oturup sonra bunu spor salonunda 30 dakika geçirerek telafi edebileceğimizi düşünmüyorlar.
Kaynak: New York Post