12 Ocak 2025 Pazar

Derin uykunun bu faydası şaşırtacak

Yeni araştırmalar, derin uykunun iki büyük sağlık sorununu uzak tutabileceğini öne sürüyor.

Çok arzulanan ama çoğu zaman elde edilemeyen iyi bir gece uykusunu elde etmek için biraz daha fazla çalışmaya değer olabilir.

Yeni yayınlanan bir araştırmaya göre, derin uyku, tıpkı bir “bulaşık makinesinin” kirli tabakları ve bardakları temizlemesi gibi zihni atıklardan temizliyor ve daha fazlası da var.

Bulgular ayrıca uyku haplarının “beyin yıkama” sistemini nasıl bozabileceğine ve uzun vadede insanların bilişsel işlevlerini nasıl etkileyebileceğine dair fikirler sunuyor.

ATIKLARI UZAKLAŞTIRIYOR

Rochester Üniversitesi ve Kopenhag Üniversitesi’nden çalışmanın kıdemli yazarı Profesör Maiken Nedergaard, norepinefrinin (bir nörotransmitter ve hormon) kan damarlarının kasılmasını tetiklediğini ve çevredeki sıvıda ritmik bir akış oluşturarak atıkları uzaklaştıran yavaş titreşimler oluşturduğunu söyledi.

Nedergaard, “Bu, yatmadan önce bulaşık makinesini açmak ve temiz bir beyinle uyanmak gibi… Biz esasen bu süreci neyin yönlendirdiğini soruyoruz ve onarıcı uykuyu bu “glifatik temizliğe” dayanarak tanımlamaya çalışıyoruz. Bilim insanlarına göre, beynin, atıkları temizlemek için beyin ve omurilik içinde sıvı dolaşımını sağlayan glifatik sistem adı verilen yerleşik bir atık giderme süreci var. Bu işlem, Alzheimer hastalığı gibi nörolojik bozukluklarla bağlantılı yapışkan plaklar oluşturan toksik proteinlerin uzaklaştırılmasına yardımcı oluyor” dedi.

NEYİN ÇALIŞTIRDIĞI BELLİ DEĞİLDİ

Sistemi neyin çalıştırdığını belli etmek ve ipuçlarını bulmak için Nedergaard ve ekibi, farelerin beyinlerini uyurken araştırdı. Ekip, derin uyku sırasında norepinefrin ve kan akışı arasındaki ilişkiye odaklandı.

Araştırmacılar norepinefrin dalgalarının beyin kan hacmindeki değişikliklerle ilişkili olduğunu buldular. Bu da norepinefrinin kan damarlarında ritmik bir titreşimi tetiklediğini gösteriyor. Araştırmacılar daha sonra kan hacmindeki değişiklikleri beyin sıvısı akışıyla karşılaştırdılar.

Beyin sıvısı akışı, kan hacmindeki değişikliklere paralel olarak dalgalanıyor; bu da damarların, atıkları temizlemek için çevredeki beyin sıvısını iten pompalar gibi davrandığını gösteriyor.

ORKESTRA ŞEFİ GİBİ

Çalışmanın baş yazarı olan Kopenhag Üniversitesi ve Oxford Üniversitesi’nden Natalie Hauglund, “Norepinefrini bir orkestranın şefi olarak görebilirsiniz. Atardamarların daralması ve genişlemesi arasında bir uyum var, bu uyum beyin omurilik sıvısını beyne göndererek atık ürünleri uzaklaştırıyor” şeklinde konuştu.

Derin uyku sırasında norepinefrin dalgalarının, zolpidem ile tedavi edilen farelerde, doğal olarak uyuyan farelere kıyasla yüzde 50 daha düşük olduğunu buldular. Zolpidem ile tedavi edilen fareler daha çabuk uykuya dalsa da beyne sıvı taşınması yüzde 30’dan fazla düştü.

UYKU YARDIMCILARI SİSTEMİ BOZABİLİR

Araştırmacılar, Cell dergisinde yayımlanan bulgularının, uyku ilaçlarının uyku sırasında norepinefrin kaynaklı atıkların temizlenmesini bozabileceğini gösterdiğini söylüyor. Hauglund, “Giderek daha fazla insan uyku ilacı kullanıyor ve bunun sağlıklı uyku olup olmadığını bilmek gerçekten önemli. İnsanlar uykunun tüm faydalarını alamıyorsa, bunun farkında olmalılar, böylece bilinçli kararlar alabilirler” dedi.

Araştırma ekibi, bulguların glifatik sisteme sahip insanlar için de geçerli olabileceğini ancak daha fazla test gerektiğini söyledi. Nedergaard, “Artık norepinefrinin beynin temizlenmesini sağladığını bildiğimize göre, insanlara uzun ve dinlendirici bir uyku sağlamanın yolunu bulabiliriz” dedi.

Bu arada, uyku eksikliğinin insanları sadece sersemletmekten daha fazla zararı da olabilir. Bu durum, beynin rahatsız edici düşünceleri uzak tutma yeteneğini sabote ediyor olabilir. New York Post’un haberine göre, Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir diğer yeni araştırma, uyku eksikliğinin beynin istenmeyen anılara karşı savunmasını zayıflattığını ve bu anıların zihni istila etmesine neden olduğunu buldu.

Bilim insanları, “Uyku yoksunluğunun, hafızanın geri çağrılmasında prefrontal inhibisyonu bozduğunu ve bu inhibisyon mekanizmasının gece boyunca yeniden kurulmasının, hızlı göz hareketi (REM) uykusunda geçirilen zamanla ilişkili olduğunu gösteriyoruz” dedi.

Kaynak: FLASH HABER TV

İlgili Haberler