
Ağrı Valisi Mustafa Koç kalp krizi geçirdi
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Caroline Koç, rahmetli eşi Mustafa Koç ile yıllar önce dekore ettikleri Kandilli’deki Boğaz manzaralı müthiş köşklerinin kapısını Admissleeast dergisi için açtı.
Caroline Koç, eşi Mustafa Koç ile Kandilli’de 19. yüzyıldan kalma köşkü nasıl bulduklarını ve restorasyon sürecini anlatırken, “Bu güzel ev, olgun çam ağaçları ve iki manolyanın arkasında neredeyse gizlenmiş gibiydi. Mustafa ve ben, onu daha önce hiç fark etmediğimize inanamadık” dedi.
“TARTIŞILMAZ BİR ÇEKİCİLİĞİ VARDI”
Köşkün biraz harap halde olsa da tartışılmaz bir çekiciliğe sahip olduğunu belirten Koç, “Sanki hep bizi bekliyormuş gibiydi. Mimari tasarımı zamansızdı; ince detaylara sahip, karakteri olan bir yapıydı. Bahçesine ve manzarasına ilk görüşte aşık oldum. En büyüleyici özelliklerden biri, içinde yürürken ahşap zeminlerin gıcırtısıydı. Odalar nefes alıyor gibiydi. Ev sanki bize nasıl canlandırılmak istediğini gösteriyordu. Yapının yaşı ve mirası göz önüne alındığında, uymamız gereken belirli yönetmelikler vardı ve bu da bizi kısıtlıyordu. Ancak bu zorluk aynı zamanda heyecanın bir parçasıydı. Bu sınırlar içinde çalışmak bizi yaratıcı olmaya itti” diye konuştu.
İstanbul’un Asya yakasının kalbinde her zaman özel bir yere sahip olduğunu belirten Koç, “Daha sessiz, geleneklere bağlı, ancak yine de muhteşem Boğaz manzaraları sunuyor” ifadelerini kullandı.
Hangi tasarımcıların ilham verdiği sorulan Koç, Anouska Hempel’in zengin, katmanlı iç mekanlarından bahsederek, “Mekanlarını davetkar kılan harika bir cesaret dengesi var. Özellikle simetri kullanımına çekiliyorum, bu da iç mekanlarına bir düzen ve zarafet duygusu katıyor” dedi.
“HİKAYEMİZİN ORTAYA ÇIKTIĞI YER BURASI”
Caroline Koç, evin geleceğiyle ilgili soruya ise, “Hikayemizin ortaya çıktığı yer burası ve umarım anıların yaratıldığı bir yer olarak kalır. Ailemizin bir yansıması olarak kalmasını istiyorum, bizimle birlikte gelişen ama ruhunu asla kaybetmeyen bir alan. Onu, gelecek nesillerin şu anda hissettiğimiz sıcaklığı, tarihi ve sevgiyi hissedebileceği, İstanbul’un dokusuna işlenmiş kendi yolculuğumuzun bir devamı olarak hayal ediyorum” diyerek yanıt verdi.
DİKKAT ÇEKEN DETAYLAR
Çek tasarımcı Jindrich Halabala’nın 1930’lu yıllardaki koltuklarının yer aldığı salonda, sanatçı Tayfun Erdoğmuş’un boyadığı duvarlar, Marc Quinn ve Taner Ceylan’ın sanat eserlerine çarpıcı bir fon oluşturuyor.
Evinde Uşak halısına da yer veren Caroline Koç, Frank Gehry’nin Contour sandalyesini de konumlandırmış.
Boğaz’a akıyormuş gibi görünen sakin havuza, Çin heykelleri tiyatro havası katıyor.
Salonda antika lake Çin saray dolabı, Osmanlı soylularına ait çerçeveli baskılarla çevrili.
Koç ailesinin nesiller boyu kazandığı spor kupalarının sergilendiği bir sergi; bunların çoğunluğu at yarışlarından oluşuyor.
Geleneksel cumba veya çıkma pencere, değerli bonsai ağaçlarıyla dolu yeşil bir sığınağa dönüştürüldü.
Kaynak: HABER MERKEZİ