
Son Dakika: Hamas Lideri İsmail Haniye Öldürüldü! 3 oğlu, 4 torunu ve kardeşi de öldürülmüştü
Dünya genelinde medya mensupları, 3 Mayıs’ta Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlarken, Gazze’de görev yapan gazeteciler, ölümle burun buruna gerçeği dünyaya aktarmaya çalışıyor.
İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılardan bu yana, basın mensupları için Gazze, dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri haline geldi.
Kameralar hedefe kondu, kalemler susturulmak istendi. İsrail’in doğrudan gazetecileri hedef aldığı saldırılarda bugüne kadar 213 gazeteci hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı ya da tutuklandı. Gazze’de basın mensubu olmak artık sadece mesleki bir görev değil, her an ölüm riski taşıyan bir direnişe dönüştü.
Filistin İnsan Hakları Merkezi, 26 Nisan’da yaptığı açıklamada, bu sayının “1992 yılında gazeteci ölümlerinin sayılmaya başlanmasından bu yana dünyadaki en yüksek rakam” olduğunu belirtti.
“GAZETECİ OLDUĞUMUZ İÇİN HEDEF ALINIYORUZ”
Filistinli gazeteci Sami Şehade, AA muhabirine muhabirine, “Gazeteci artık sadece görüntü çeken biri değil, hedef tahtasındaki isim. Kamerayı taşımak bile ölüm nedeni.” dedi.
İsrail saldırısında bir bacağını kaybeden Şehade, hala tedaviye ulaşamadığını ve seyahat yasağı nedeniyle yurt dışına çıkamadığını belirterek, “Bugün, gazetecilerin onurlandırılması gereken bir günde, biz hala hayatta kalmaya çalışıyoruz. Gazetecileri korumak için konulan yasalarda, uluslararası toplumun ve yetkili mahkemelerin bize adalet sağlamasını umut ediyorum.” diye konuştu.
“GAZETECİLER CANLI YAYINDA YAKILIYOR”
Gazze’de görev yapan ve Anadolu Ajansı (AA) için de çalışan gazeteci Remzi Mahmud, saldırılarda ailesinin 19 ferdini kaybettiğini paylaştı.
Mahmud, “Eşim, kızım, annem ve kardeşlerim aynı saldırıda öldü. Bir yıldan fazladır enkaz altındaki cesetlerine ulaşamıyorum.” dedi.
Gazze’de gazetecilik yapmanın adeta canlı yayında ölmek anlamına geldiğini söyleyen Mahmud, “Bugün, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün artık bir anlamı kalmadı. İsrail’in işlediği suçlar cezasız kalıyor ve biz her gün biraz daha yok ediliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“İSRAİL GAZETECİLERİ SUSTURMAK İÇİN SİSTEMATİK PLAN UYGULUYOR”
Gazeteci Muti Misbah da İsrail’in gazetecileri hedef almasının artık bir tesadüf olmadığını, bunun “Filistin anlatısını susturmak ve gazetecilerin İsrail’in gerçek yüzünü dünyaya göstermesini engellemek için yürütülen sistematik bir plan” olduğunu belirtti.
Gazze’de çalışan gazetecilerin “her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıya” olduklarını vurgulayan Misbah, ancak Filistinli gazetecilerin görevlerini yerine getirmeye devam ettiklerini belirterek, mücadelelerini sürdürebilmek için desteğe ve dayanışmaya ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”
Gazetecilerin toplandığı bir merkezde, genç gazeteci Muhammed Cerbu da mikrofonunu tutarak, Gazze’deki 2 milyonun üzerindeki Filistinli ile birlikte yaşadığı zor durumu dünyaya iletmeye çalıştı.
Kaybettikleri meslektaşlarının bugün kendileriyle olmasını dilediklerini dile getiren Cerbu, “Biz onların mesajını devam ettirmek için buradayız. Bu anmanın, savaşın durduğu bir zamanda yapılmasını ummuştuk. Bugün bir kez daha sesimizi yükseltiyoruz: Savaşı durdurun, bize hikayemizi aktarma hakkımızı bırakın.” ifadelerini kullandı.
Gazze’deki gazeteciler, teknik ekipmanlar ve iletişim cihazlarından, hukuki korumaya kadar, uluslararası toplumdan, kendilerine gerekli koruma sağlanmasını ve işlerini yapabilmeleri için temel ihtiyaçlarının temin edilmesini istedi.
Bölgedeki gazeteciler, “Gerçekleri aktarmak bizim hakkımız. Kameramızı, kalemimizi susturmayın. Gazetecilik bir suç değildir!” sözleriyle dünya kamuoyuna açık bir çağrıda bulundu.
400 MİLYON DOLARLIK MEDYA KAYBI
Gazze’deki medya sektörünün uğradığı maddi zarar da büyük.
Gazze Hükümeti Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite, İsrail saldırılarının medyaya verdiği zararların yaklaşık 400 milyon doları bulduğunu belirtti.
Sevabite, “İsrail, medya merkezlerini bombalayarak sesimizi kısıyor. Bu bir savaş suçudur. Gazeteciler savaş suçu kapsamında öldürülüyor.” sözlerine yer verdi.
Filistin İnsan Hakları Merkezi ise 26 Nisan’daki açıklamasında İsrail’in gazetecileri kasıtlı şekilde hedef aldığını belirterek, bu durumun Roma Statüsü’ne göre savaş suçu olduğunu hatırlattı.
Merkez açıklamasında, “Gazetecilerin çoğu savaş uçaklarıyla ya da keskin nişancılarla öldürüldü. Bu bilinçli ve sistematik bir cinayet politikasıdır.” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: AA