22 Kasım 2024 Cuma

Ziraat Mühendisleri Odası’ndan “Afrika Ülkelerine Un Gönderme” Kararına Tepki: “Çiftçilerimiz Toprağından Kopup Yoksullaşmaya Devam Ederken, Biz Yoksul Ülkelerin İhtiyacını Karşılamak İçin Uğraşıyoruz”

DİLAN KUTLU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Lideri Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, tahıl koridoru ile birlikte gelecek tahıl için “biz fabrikasyon olarak değirmenlerimizde öğüterek un şeklinde fakir Afrika ülkelerine gönderebiliriz’ dedik. Bu konularda da mutabık kaldık” açıklamasını yaptı. Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, “Tahıl koridorunun Türkiye’deki üreticilere herhangi bir faydasının olmadığı, hatta zararının olduğunu söylemek mümkün. Tahıl koridoru ile ilgili politikalarda genelde uluslararası siyasi bir kazanım uğruna yaptığını düşünüyorum. Kendi çiftçilerimiz toprağından kopup yoksullaşmaya devam ederken, biz küresel açlık sorunuyla veya buğday ihtiyacı duyan ama üretemeyen yoksul ülkelerin ihtiyacını karşılamak için uğraşıyoruz” diye eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Soçi’de yaptığı görüşmenin ardından “biz fabrikasyon olarak değirmenlerimizde öğüterek un şeklinde fakir Afrika ülkelerine gönderebiliriz’ dedik. Bu konularda da mutabık kaldık” diye konuştu. 

ANKA Haber Ajansı’nın konuyla ilgili sorusu üzerine Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, Erdoğan’ın bu açıklaması için şu değerlendirmeyi yaptı:

“UN YA DA BUĞDAYI DIŞARIDAN ALIYORUZ, BU ANLAŞILABİLİR BİR ŞEY DEĞİL BUĞDAYIN ANAVATANI TÜRKİYE”

“Hükümet ve Bakanlık hep ‘Biz ithal ettiğimiz buğdayı işleyip ihraç ediyoruz’ diye kamuoyuna bilgilendirme yapıyor. 7 milyon ton kapasiteli bir sanayimiz var, onun üstünü ithal ettiğinizde iç piyasanın içerideki arz eksikliğini kapatmak için yaptığınız ortada oluyor. Tahıl koridorunda 11 aylık bir süre içerisinde anlaşmaya varıldı. Yaklaşık 480 gemi çalışıyor ve 42 milyon ton gidiyor. Çin, İspanya ve Türkiye en çok alanlar oluyor. Türkiye belirli bir kapasitede buğday işleme sanayisine sahip. Türkiye’de 18-20 milyon ton arasında değişen buğday üretim kapasitesine sahip. İthalat yapılırken ‘Un ya da makarnalık buğdayı dışarıdan alıyoruz. Çünkü yerli üretimimiz makarnalık buğdaya uygun değil’ deniliyor ki bu da anlaşılabilir değil, buğdayın anavatanı Türkiye.

“TAHIL KORİDORU BİZİM ÇİFTÇİMİZE FAYDA SAĞLAMAK YERİNE KÜRESEL TÜCCARLARA SAĞLIYOR”

Tahıl koridorunun büyük bir başarı gibi kabul ediliyor olması nedeniyle hâlâ yerli üreticinin üretimini artırıp onun zenginleşmesini, para kazanmasını yoksulluktan kurtulmasını sağlamak yerine tahıl koridoru üzerinden bizim çiftçilerimize fayda sağlamak yerine küresel tüccarlara sağlama durumu oluşuyor. Bizim çiftçimize açıklanan (TMO buğday taban fiyatı) 9 lira 25 kuruşluk fiyatlar, Toprak Mahsulleri Ofisi depoları dolu olduğu için çok ileri tarihlere randevu verilerek büyük ölçüde o fiyatlardan alınamadığını duyuyoruz. Zaten siloların tamamı tahıl koridoru nedeniyle dolu olduğundan kimsenin içerideki üreticinin ürünlerinin alınamadığını borcu olan çiftçilerin bu girdi maliyetlerindeki aşırı artışı karşılayamayan çiftçinin de faiz çıkmazına düşmemek için bir an önce ürününü elden çıkarıp, doğru fiyatlara ürününü satmak yerine çiftçi bir an önce borçlarını ödeme kaygısına düşüyor.

“ÇİFTÇİLERİMİZ TOPRAĞINDAN KOPUP YOKSULLAŞMAYA DEVAM EDERKEN, BİZ YOKSUL ÜLKELERİN İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN UĞRAŞIYORUZ”

Tahıl koridoru konusu ve Türkiye’deki üreticilere yaptığı olumsuz etkileri Tarım Bakanlığı ve devletin bir an önce önlemini alması gerekiyor. Bozulma tehlikesi altında olan buğdayların ihtiyaç sahibi olan ülkelere ekonomik fiyattan gönderilmesine aracı olmak, doğru bir çalışma ama bunun siyasi rant üzerinden gelişme sağlamak doğru gibi gözükmüyor. Tahıl koridorunun Türkiye’deki üreticilere herhangi bir faydasının olmadığı hatta zararının olduğunu söylemek mümkün. Tahıl koridoru ile ilgili politikalarda genelde uluslararası siyasi bir kazanım uğruna yaptığını düşünüyorum. Çünkü uluslararası yoksul ülkelere buğday sağlamak bir olumluluk sağlayacaktır, ama kendi ülkenizdeki buğday üreticilerinin yoksullaşma sürecini önlemeye çalışan hiçbir çalışma yapmıyorsanız burada bir terslik vardır. Kendi çiftçilerimiz toprağından kopup yoksullaşmaya devam ederken, biz küresel açlık sorunuyla veya buğday ihtiyacı duyan ama üretemeyen yoksul ülkelerin ihtiyacını karşılamak için uğraşıyoruz.”

 

İlgili Haberler