Yaz aylarında hele de düğün sezonu başladığında sıklıkla tartışılan “Düğün takıları kime ait? Damada mı geline mi?” konusu yine gündemde. Yargıtay uzun zaman önce bu konuya son noktayı koymuş ve demişti ki: “Ayrılık halinde çiftler arasında anlaşma varsa dikkate alınır, eğer yoksa örf ve adetlere göre tüm ziynetler kadınındır.” Ancak Yargıtay, bu konudaki içtihadını değiştirdi. Güncel içtihat ise erkeğe takılan ziynet eşyaları erkeğe, kadına takılanların ise kadına ait olması yönünde. Yargıtay neden böyle bir karar aldı? Karar nasıl değerlendirilmeli? Madem konumuz düğün takıları, altının seyri ne olacak? Ayşe Teyze torununa altın takabilecek mi? Hepsini sordum.
MODERN VE EŞİTLİKÇİ BİR YAPIYA GİDİLDİ
Kulis bilgisi ile başlayayım. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin daha çok ‘gelenek, örf ve adetlere’ göre kararlar alması ile tanınan başkanı Ömer Uğur Gençcan bir süre önce görevi bırakmış, yerine Mehmet Kasım Çetin seçilmişti. Dairenin içtihadını “modernize” etmesinin nedeninin bu başkan değişikliği olduğu konuşuluyor. Elbette konuya geniş bir pencereden bakmak daha doğru. Dolayısıyla medeni hukuk konusunda araştırmalar yapan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenlerinden Mesut Öcal’ı aradım. Diyor ki: “Kadının toplumdaki konumu ve toplumsal değerlerin değişmesi, kadının da artık çalışıyor olması gibi ailede gerçekleşen ekonomik değişiklikler, gelenekselden moderne geçiş, yanı sıra düğünlerde takı verme saikının zamanla ‘eşlere ortak yaşam kurma yolunda bir destek’ yönünde değişmesi (başlık parası- mihr gibi görülebiliyordu) gibi nedenlerle değişikliğe gidildi. Modern ve eşitlikçi bir ivmeye gidilmesi ve takıların ‘evliliğin ortak bir sermayesi’ olarak görülmesi açısından bu karar, bazı eksiklikler olsa da bence hayli olumlu. Zira günün sonunda takılar genelde kadının ailesine gidiyordu. Bu da bir noktada kadının bir malmış gibi ‘alınıp- satılması’ anlamına da geliyor. Başlık parası yok ama takı vardı!”
NE DEĞİŞTİ
Peki ne değişti? Yanıtı şu: “Öncelikle düğün hediyeleri kendi aralarında 3’e ayrılıyor:
1- Ziynet eşyaları (Bilezik, yüzük, kolye vs.)
2- Her tür altın (Tam, çeyrek vs.)
3- Para (Türk lirası- Euro- dolar vs.)
2. Hukuk Dairesinin önceki içtihatlarına göre aksine bir anlaşma, örf-adet bulunmadıkça düğündeki hediyelerin hepsi kadına aitti. 4 Nisan 2024’te alınan yeni içtihata göre ise;
1- Ziynet eşyalarının paylaşımı hususunda varsa anlaşma geçerlidir,
2- Anlaşma yok fakat yerel olarak işletilen örf-adetin varlığı ispat edilirse bu geçerlidir,
3- Hiçbiri yok ise düğünde takılan ziynetler kime takılmışsa; ‘geline takılanlar gelinin, damada takılanlar damadın şeklinde’ o kişiye ait olacak.
Ancak ziynet eşyaları konusuna bir ‘özgülenme kriteri’ getirilmiş. ‘Takılan ziynet eşyası, kadın veya erkeğe özgü bir şey ise o kişiye verilmiş sayılır’ diyor Yargıtay. Yani kadına özgü bilezik, kelepçe, küpe gibi ziynet eşyaları bu karara göre kadına özgü sayıldığı için kadına ait.”
BİLEZİK YA ERKEĞE TAKILMIŞSA
İyi de kurdeleli bir bilezik erkeğe takılmışsa? Damada takıldığı halde o da kadının o zaman. Öcal, “Eksiklik de burada zaten. Bence olması gereken tüm hediyeleri bir arada değerlendirmek ve bunu yaparken de kadına özgülenen küpe, kolye, bilezik gibi hediyelerin de (istisnai haller dışında) ortak, eşit şekilde bölüştürülmesi gerektiğidir” yanıtını veriyor.