Özgür Özel İspanya’da: “Sağ Popülizme Karşı Halkların, Emekçilerin, Yoksulların Çıkarlarını Gözetecek Olan Ortak Politikalarda Birbirimize Güç Vermeye Devam Edeceğiz”
Ümit Özdağ: “Bu Soruşturmaların Hedefi Zafer Partisi’dir. Yabancı Ve Kaçakların Ülkelerine Dönmelerine Yönelik Politikalarını Yumuşatmasıdır. Haberiniz Olsun Yumuşatmayacağız, Geri Adım Atmayacağız, Vazgeçmeyeceğiz”
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Toplumun büyük çoğunluğunda bu soruna yönelik artık bir görüş birliği oluşmuştur. Halkımızın yüzde 90’ı, sığınmacılar ve kaçaklar vatanlarına dönsün istiyor. Yüzde 90’ın, yüzde 90’ını da hapse mi atacaksınız. Ne yapacaksınız? Halk, Türk halkı; bu 13 milyon insanı Türkiye’de istemiyor. Biz de bunu söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Sonuç olarak açıkça deklare edilmese de biz biliyoruz ki bu soruşturmaların hedefi Zafer Partisi’dir. Burada asıl hedef, geçici koruma statüsündeki yabancı ve kaçakların ülkelerine yönelik politikalarını yumuşatmasıdır. Haberiniz olsun yumuşatmayacağız, geri adım atmayacağız, vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Özdağ, şunları söyledi:
“2007’den bu yana ülkemizde yargı, iktidarın siyaseti düzenleme aracı olarak kullanılmaktadır. Askeri vesayeti tasfiye adı altında, Türk ordusunun güçsüzleştirilmesi operasyonu, bizzat AK Partili Milletvekillerinin ve Genel Başkan Yardımcılarının itiraf ettiği gibi, AKP-FETÖ-CIA iş birliği ile gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Bunu Balyoz ve Casusluk operasyonları izlemiştir. Türk ordusunu, özellikle de Deniz Kuvvetleri’ni aldıkları emir gereği, üstelik İngilizceden tercüme edildiği açık metinlerle suçlayan FETÖ’cü yargıçlar, savcılar; işgal altındaki İstanbul’daki Nemrut Mustafa Divanı’ndan daha alçak, daha aşağılık kararlara imza atmışlardır. FETÖ; MİT ve Casusluk davaları ile elindeki silahı iktidara çevirince AK Parti ve FETÖ’nün yolları ayrılmış, sonuç 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi olmuştur.
FETÖ aracılığıyla siyaseti tanzim etmeyi öğrenen AK Parti şimdi anlaşılan hukuku Zafer Partisi’ne karşı kullanmaya başlamıştır. Zafer Partisi’nin sarı muhalefet olmaması, iktidara taviz vermemesi, saray rejiminin milli güvenlik tehdidinin ötesinde, milli varlık tehdidi yaratan yanlış, sığınmacı ve kaçak politikalarını sert şekilde eleştirmesi; saray rejimini yormuştur. Saray böyle bir muhalefet yapılmasına alışkın değildir. Saray rejimi, kendisine küfredilmesini, hakaret edilmesini; AK Parti’ye destek veren kitlelerin ötelenmesine, örselenmesine dayanan bir muhalefet tarzını tercih etmektedir.
“SARAYA VERİLEN SON ANKET, YÜZDE 7’Yİ GEÇMİŞİZ”
Oysa Zafer Partisi; Azerbaycan – Ermenistan savaşında Erdoğan’ın doğru politika izlediğini rahatlıkla söyleyebilmektedir. Rusya – Ukrayna savaşında izlediği politikanın da doğru olduğunu ifade etmektedir. Ama yapmış olduğu büyük yanlışları da ısrarla ve tekrar tekrar anlatmaktadır. Ve bu doğru politik çizgiden ve tutumdan dolayı Zafer Partisi, bütün imkansızlıklara, baskılara, ambargolara rağmen büyümeye devam etmektedir.
Partimizin oy oranı yüzde 7’yi geçmiştir. Bunu en iyi Erdoğan’ın bildiğini biliyorum. Çünkü ben de rakamları, saraydan öğreniyorum. Saraya verilen son anket, yüzde 7’yi geçmişiz.
Bu, kontrol edilemez yükselişin ve halkın Zafer Partisi’nin sığınmacılar politikasına her geçen gün artan desteğinin önüne geçmek için Zafer Partisi’ne ve bana yönelik operasyon ve provokasyon arayışlarının olduğunu da duyuyoruz, biliyoruz, takip ediyoruz.
Zafer Partisi, 13 milyon sığınmacı ve kaçak içine yerleştirilmiş, on binlerce terörist ve ajanın varlığı konusunda Sarayı sürekli uyarmış, ülkemize kitlesel göçü teşvik edenlerin zamanı gelince düğmeye basarak ülkemizi Lübnanlaştıracaklarını ifade etmiştir. Devlet yönetmenin bilinci ile hareket eden Zafer Partisi kadroları, bir yandan en sert eleştirileri yaparken, diğer yandan da halkın tahrik edilmemesine azami dikkati göstermişlerdir. Sığınmacılar değişik asayiş olaylarına neden olduklarında, parti yetkililerimiz emniyet güçleri ile sürekli temas içerisinde olmuş ve olay çıkmasını engellemişlerdir. Emniyet yetkilileri ile değişik illerde yapmış olduğumuz bu görüşmelerin günü, saati, konusu, görüşülen kişinin ismi; bunların hepsi parti arşivimizde mevcuttur. Bunu Emniyet Genel Müdürlüğü de biliyor, İstanbul Emniyet Müdürlüğü de biliyor, diğer illerdeki emniyet müdürlükleri de biliyorlar.
Ancak buna rağmen, partimizi olayların içine çekmek için bazı komploların da tezgaha konulduğunu da gördük. Bu çerçevede 13 Eylül 2023’te Özgür-Der adlı bir yapı, bir bölücü yapı; İstanbul Fatih’te, Saraçhane’de ‘Irkçılığa Hayır’ mitingi düzenleyeceğini duyurdu. Bu duyurumu müteakip bazı yayın organlarını ve gazeteler, özellikle Akit Gazetesi ve Yenişafak Gazetesi; Zafer Partili olduğunu iddia ettikleri Müdafaa Hareketi adlı bir grubun bildiri yayınladığını, ırkçılık karşıtı mitingi basma çağrısı yaptıklarını ve sokak olaylarına zemin hazırlandığını duyurdular ve Zafer Partisi Sözcüsü Uğur Batur, bir açıklama yaparak; halkın bu mitinge gitmemesi gerektiğini açıkladı. Bunun üzerine Müdafaa Hareketi başka bir yerde miting düzenledi ve buna da gidilmemesi çağrısında bulunduk ve Zafer Partisi olay çıkarmak amacıyla yapılan provokasyonlara imkan vermedi. 18 Eylül’de, Müdafaa Hareketi üyesi olduğu söylenen 4 kişi gözaltına alındı, üç tanesi serbest bırakıldı. Bir tanesi de tutuklandı.
20 Eylül sabahı, 14 farlı ilde 27 kişi gözaltına alındı. Suriyeliler Suriye’ye Platformu Yöneticisi aynı zamanda Merkez Disiplin Kurulu üyemiz Eray Ertürk, Ambargo TV adlı TV’de zaman zaman gönüllü yardımcı olan Ramin Saadi, Aykırı Yöneticisi Batuhan Çolak ve Muhbir yöneticisi Süha Çardaklı’nın arasında olduğu sekiz kişi ile ilgili tutuklama kararı verildi… Bizim tutuklanan arkadaşlarımızın tutukluluğu 85. gününe geldi ve devam ediyor… 3 Ocak 2024’te ilk duruşma yapılacak. Bütün Zafer Partililer, ben dahil; 3 Ocak’ta orada olacağız…
“ŞAHSIMA KARŞI YÜRÜTÜLEN İSTİHBARAT FAALİYETLERİNİN FARKINDAYIM”
11 Aralık’ta Kayseri İl Başkanımız, Samandağ Kurucu İlçe Başkanımız yine hiçbir sebep yokken gözaltına alındı. Kayseri İl Başkanımız avukat. Avukatların gözaltına alınması için kurallar var. Bu kararlar ihlal edildi. Hem evi, hem bürosu yasaya aykırı şekilde arandı. Kaçma şüphesi olmayan bir insan, konu ile ilgisi de yok. Büyük bir suç işlemiş gibi, Ankara’ya polis eşliğinde getirildiler. Dün her ikisi de adli kontrol şartı ile serbest bırakıldılar.
Zafer Partisi bu tür baskı operasyonlarının devam edeceğini öngörüyor. Şahsıma karşı yürütülen istihbarat faaliyetlerinin farkındayım. Devlet içinden gelen bana gelen bilgileri, ben de kurumların yöneticisi olan siyasi kişilerle paylaşıyorum. Kurumunuzdan bana böyle bir bilgi geldi, diye. Hiçbir şeyi gizlemiyorum…
“ZAFER PARTİSİ ÇOK OLDU, ARTIK SUSTURMAK LAZIM’ OPERASYONLARI”
Bu davaların açılma nedeni, Zafer Partisi’ni ve Zafer Partisi’ni destekleyen çevreleri susturmak; bu konunun konuşulmasını engellemektir. Zafer Partisi kurulmadan önce Saray’ın işi çok kolaydı. CHP Göç ve Entegrasyon Bakanlığı kuracağım diyordu, vatandaşlık vereceğim diyordu. İYİ Parti önemli bir sorun olmadığını, halkta karşılığının olmadığını söylüyordu. Zafer Partisi kuruldu, oyun bozuldu. Göndereceğiz dedik, gönderemezsiniz dediler. Türk siyasetini yeniden formatladık. Şimdi biz de yollayacağız diyorlar. Biz yalanı tarihe gömdük. ‘Zafer Partisi çok oldu, artık susturmak lazım’ operasyonlarıdır, bu operasyonlar…
Zafer Partisi olarak hukuksuz gözaltı ve tutuklamalarla ilgili bu süreçte, avukatlarımızla süreci yakından takip ettik. Partili arkadaşlarımızın ve gazetecilerin müdafiliğini de avukat arkadaşlarımız üstlendiler…
Toplumun büyük çoğunluğunda bu soruna yönelik artık bir görüş birliği oluşmuştur. Halkımızın yüzde 90’ı, sığınmacılar ve kaçaklar vatanlarına dönsün istiyor. Yüzde 90’ın, yüzde 90’ını da hapse mi atacaksınız. Ne yapacaksınız? Halk, Türk halkı; bu 13 milyon insanı Türkiye’de istemiyor. Biz de bunu söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz.
“GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Sonuç olarak açıkça deklare edilmese de biz biliyoruz ki bu soruşturmaların hedefi Zafer Partisi’dir. Burada asıl hedef, geçici koruma statüsündeki yabancı ve kaçakların ülkelerine dönmelerine yönelik politikalarını yumuşatmasıdır. Haberiniz olsun yumuşatmayacağız, geri adım atmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Bu konuda yaptığımız yanlış politikaları gündeme getireceğiz. Dün yayınlamış olduğunuz Türk köylerinde yabancılara arazi satışını mümkün hale getiren ve böylece Anadolu’nun bağrına yabancı sermayenin, yabancı nüfusun girmesine müsaade eden düzenlemeye de karşı çıkacağız, bundan sonraki yanlışlara da karşı çıkacağız.
“SAVCILIĞIN BENİ İTHAM ETTİĞİ SUÇLAMA, ÜLKEMİZİN NEREYE GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR”
Bir ilginç gelişme de İzmir’de Cumhuriyet Başsavcılığı’nın benim aleyhime açmış olduğu bir davanın haberini almamız ile gerçekleşti. Nasıl bir rezalet ile karşı karşıya olduğumuzu herkes görsün. 27.8.2023 tarihinde Kordon’da iki Filistinli, eşi ile vakit geçiren 25 yaşındaki bir kadının gizlice videosunu çekerken yakalanmışlar. Bu sapıkları, kadının eşi ve arkadaşları yakalayarak polise teslim ederken, Cumhuriyet’in 100. yılı nedeniyle 26-30 Ağustos arasında Atatürk heykelinde bayrak nöbeti tutan Zafer Partililer de Filistinlilerin polise teslim edilmesine yardımcı olmuşlar. Konak Zafer Partisi İlçe Başkanı görüntüleri bana ulaştırdı ben de paylaştım. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, bu iki sapkının yargılanmalarını sağlaması gerekirken; benim hakkımda iddianame hazırlayarak. Benim cezalandırılmamı talep etmiş. Savcılığın beni itham ettiği suçlama, ülkemizin nereye geldiğini gösteriyor.
Olayın daha vahim tarafı ise bu sapkınların telefonlarında yapılan incelemede, daha birçok Türk kadınının gizlice çekilmiş fotoğraf ve görüntüleri tespit edildi. Şahıslardan biri hakkımda düzenlenen iddianamede müşteki olarak yer alırken ben de şüpheli oldum. Tımarhaneye döndü burası. Adam buraya geliyor, milletin gizlice fotoğrafını çekiyor, kayıtları tespit ediliyor. Ben paylaştığım için suçlu oluyorum, o da şikayetçi oluyor. ‘Yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçlaması’ ile dava açılmış. Bunun amacı, Zafer Partisi’nin yapmış olduğu paylaşımları engellemek, cezalandırmak.
“13 MİLYON SIĞINMACI VE KAÇAĞI YOLLAYIN, AĞZIMIZI AÇMAYACAĞIZ”
Amacınız beni ve Zafer Partisi’ni, Türk milliyetçilerini susturmaksa; susmayacağız. Öldürmeden susturamazsınız. Biz neyin kavgasını verdiğimizi biliyoruz. Bir şekilde susarız, söz: 13 milyon sığınmacı ve kaçağı yollayın, ağzımızı açmayacağız.
15 Aralık’ta Samsun’dan başlayıp Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, Sivas ve Yozgat’ı kapsayan Anadolu gezimiz sırasında; Ankara’da söylediklerimizi Anadolu’ya taşıyacağız.”
“UMARIZ SEÇİMDEN ÖNCE CEVAP VERİRLER”
Ümit Özdağ, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özdağ soru üzerine; “Biz tek başımıza seçimlere girmek üzere bütün çalışmalarımızı yaptık, adaylarımızı ilan ediyoruz. İYİ Parti’ye yapmış olduğumuz bir iş birliği çağrısı var. Henüz kendilerinden bir cevap almadık. Umarız seçimden önce cevap verirler” dedi.